Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/624 E. 2022/736 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/624
KARAR NO : 2022/736
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
NUMARASI : 2021/291 Esas ve 2021/1087 Karar
DAVANIN KONUSU : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
BAM KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2021 tarihli, 2021/291 esas ve 2021/1087 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde; davalılardan … A.Ş. Ula’da bulunan … Akaryakıt İstasyonunu işlettiğini, müvekkilinin uzun yıllardır aralarındaki akaryakıt alımına dair ticaret dolayısıyla dava konusu … Bankası Muğla Şubesine ait 75.000 TL bedelli … hesap numaralı, 3230249 nolu çeki sipariş avansı olarak verdiğini, davalı …’ın söz vermiş olduğu malı davacı müvekkiline teslim etmediği gibi çekini de vermediğini, çekin iade olunmadığını, davalı …. Tarafından diğer davalı … bank TAŞ Muğla şubesine teminat açığını kapatmak için verilmiş olduğunu öğrendiğini, dava konusu çekin davalılar tarafından keşide tarihinde değişiklik yapıldığı, ikş keşide tarihi üzerinden başta ay üzerinde karalama yapılarak 25.12.2013 olarak değiştirildiğini, ardından tekrar çizilmek suretiyle, müvekkilinin bilgisi, rızası ve onayı hilafında 15.06.2014 tarihi olarak değiştirildiğini öğrenmiş bulunduklarını, çeklerde ihdas tarihine kadar ikinci bir ihdas tarihi yazılması halinde zorunlu bir unsur ortadan kalkacağından çekin geçersiz kalacağını, …bank A.Ş. Durumda basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek, kendisinden beklenen dikkat ve özene aykırı hareket etmek suretiyle müvekkili şirketin zarar gösmesine sebebiyet verdiğini, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfını yitirmiş durumda olduğunu,müvekkili şirketin davalı …. Şirketine de aralarındaki ticari ilişki nedeniyle bir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle dava konusu … Bankası Şubesine ait 75.000 TL bedelli … hesap numaralı, 3230249 çek nolu çekin tahsil edilmek istenmesi ve ardından icra takibine konu edilmesi ihtimalinin kuvvetle muhtemel olmasına karşılık tahsil amaçlı olarak davalı bankaca ibraz edilmemesi, ibraz edilmesi durumunda çeke karşılıksızdır olarak davalı bankaca ibraz edilmemesi, ibraz edilmesi durumunda çeke karşılıksız şerhi vurulmaması için İhtiyati tedbir kararı verilmesine, İcra takibine konu edilmemesi, konu edilmesi durumunda takibin İİK 72/2 maddesi uyarınca durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, icra takibine konu edildiği takdirde %20’den aşağı olmamak üzere tazminat hükmedilmesine, dava konusu çekin iptali ile müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … bank vekili cevabında özetle; davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, dava konusu çeki aralarındaki ticari ilişki nedeni ile … A.Ş.firmasına keşide ettiğini, … firması tarafından çekin müvekkili bankadan kullanmış bulunan kredilerin ödenmesi amacı ile temlik cirosu ile müvekkil bankanın uhdesine geçtiğini, … firmasının ekonomik kriz içerisine girmesi ve aralarındaki ticari ilişki de firma mal teslimi yapamayınca, davacı firma çeklerinin karşılıksız kaşesi yememesi için çek hakkında tedbir kararı alındığını, davacı tarafından … A.Ş.firmasına keşide edilen ve firmanın takastan iadesi talep ederek bankadan kendilerine teslimi talep edilen ve halen müvekkili bankanın Muğla Şubesinde bulunan dava konusu çek gibi paraf imza atılmış bulunan 25.02.2014 tarihli 3233259 çek nolu 75.000 TL bedelli başka bir çek daha bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 05.10.2017 tarih, 2017/527 esas ve 2017/999 karar sayılı ilamı ve yine dairemizin 01/04/2021 tarihli, 2018/2017 esas ve 2021/633 karar sayılı ilamları olmak üzere iki defa kaldırılmasına karar verildiği, bu kerre Milas 1. Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesince dosyanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine devredildiği, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince; “…davacı tarafından açılan davanın kabulü ile, dava konusu … Bankası Muğla Şubesine ait 75.000,00 TL bedelli … hesap numaralı 3230249 numaralı çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, … Yasal koşulları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2021 tarihli, 2021/291 esas ve 2021/1087 karar sayılı kararının aleyhine olan kısımlarının kaldırılmasına yeniden yargılama yapılarak davacının tüm talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; tacir olan taraflar arasında cari hesap ilişkisine dayalı çeklerin tahsili talebi ile açılan icra takibine vaki itiraz neticesinde açılan itirazın iptali davası olup, TTK 4 maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu ve görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olacağı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık ise; özel kanunlarına göre kurulmuş olan ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarının yeniden belirlenmesi ile ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde bu mahkemelerin görev alanına giren iş ve davalara hangi mahkemenin bakması gerektiği hususlarında HSK’nın 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararında dava tarihi itibariyle görevli olan mahkemenin davaya bakmaya devam edeceğine dair bir belirleme bulunmadığı ve eldeki davada görevli mahkemenin görevsizlik kararını veren Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Sıfatıyla) mi, yoksa 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Medeni yargılamada ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama bulunmamaktadır.
Genel mahkemelerin bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup, aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt 1, s.164).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK m.1). Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır (HMK m.11/1-c). Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunulabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemenin de yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını resen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir (HMK m.115). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi kanun yolu incelemesini yapan üst mahkemelerin de görev hususunu resen gözetip, hükmü veren mahkemenin görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Hatta bunun için tarafların hükme karşı görevsizlik nedeniyle kanun yoluna başvurmuş olmalarına dahi gerek yoktur.
Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmelidir. Davanın görev nedeniyle reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde; yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Nitekim; 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Aynı hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Somut olayımızda ise; Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararında; kurulmasına karar verilen Asliye Ticaret Mahkemeleri’ nin yargı çevrelerinin kuruldukları illerin “mülki sınırlarını” kapsayacak şekilde belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olup, halihazırda açılmış davaların il merkezlerinde yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Ayrıca, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarihli, 2022/1760 esas ve 2022/2689 karar sayılı yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararı ile; “…Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle A… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 08/02/2016 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın A… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince A… Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; dava tarihi 05/06/2014 olup, davanın 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Sıfatıyla) olup, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dosyanın görevsizlik kararı ile gönderilmesi olanaklı değildir. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas – 2019/401 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/05/2011 tarihli 2009/13600 esas – 2011/6019 karar sayılı ilamları).
Açıklanan bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmeksizin, kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜNE; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2021 tarihli, 2021/291 esas ve 2021/1087 karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince dosyanın görevli Muğla 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf eden davalı … harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına,
4-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/04/2022