Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/609 E. 2022/836 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/609
KARAR NO : 2022/836
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
NUMARASI : 2019/254 Esas 2020/173 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022

Davacı, Alacaklı … ve Alacaklı … Ltd. Şti. tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili İzmir 2.ATM’ye sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mr, usg, rontgen, mammografi cihazları ile radyoloji alanında hizmet verdiğini, ancak meydana gelen ekonomik sıkıntılardan dolayı şirketin mali durumunun bozulduğunu, alacaklıların alacaklarının ana parasının konkordatonun tasdiki tarihinde başlayarak 6 yılda 3’er aylık eşit taksitler ile borcun %100’ünü faizsiz ve teminatsız olarak ödenmesine karar verilmesini, geçici mühlet, 1 yıl kesin mühlet verilmesini, risklerin hesaplandığını, konkordatonun tasdik edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMESİNCE : Yapılan inceleme sonunda; Rehinli alacaklılardan … Bankası A.Ş. ile 29/11/2019 tarihinde imzalanan protokol ile 154.603,90 TL ödenmesi hususunda anlaştıkları, rehinli alacaklı … Bankası ile yapılan anlaşmaya göre 6.062.896,26 TL rehinli taşınmazların devri suretiyle yapılacak vefa sözleşmesi ile borcun tasfiyesi hususunda anlaştıkları ve vefa sözleşmesi sonunda borcun kalmayacağı, rehinli alacaklı …bank ile uzlaşma protokolü yapıldığı 677.361,93 TL ve borcun ödeneceği hususunda anlaştıkları, dolayısıyla toplam 6.894.862,09 TL rehinli alacaklıların tamamının ödeneceğinin teminat altına alındığı, 26/12/2019 tarihli alacaklılar toplantısında borçlu … Şti.’nin adi borçlarının ilk taksidini 2020 Temmuz ayından başlamak ve son taksiti 2022 Haziran ayında ödenmek üzere 24 eşit taksit halinde ödeme teklifini içeren konkordato projesini ve projedeki ödeme planını toplam kaydedilmiş 37 alacaklının 25’ninin %67,57’si 11.259.065,06 TL alacak tutarının 9.068.705,90 TL kısmı %80,54’ü imza etmek suretiyle kabul ettiği, alacaklıların alacaklıların ve alacak tutarının yarısını aşan bir çoğunluk tarafından da kabul edildiği, bununla birlikte, adi konkordatoda teklif edilen tutar borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan da fazla olduğu, şirketin elde edeceği gelir ile karın ve nakit fazlalığının borçlarının ödenmesi hususunda önemli bir kaynak yaratacağı, yine şirketin aktifinde kayıtlı ruhsatların satışından beklenen gelir ve kar ile aktifinin de toplam borçtan fazla olduğundan teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, neticeten; borçlu …. Şti.’nin mühlet içerisinde 26/12/2019 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklılara toplam 11.259.065,06 TL ve rehinli alacaklılara toplam 6.894.862,09 TL ödenmesi kararlaştırıldığı, dolayısıyla konkordato projesi kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacak tutarının yarısını aşan bir çoğunluk tarafından imza edilerek kabul edildiği anlaşılmakla davacı borçlu … Şti.’nin konkordato talebinin tasdikine karar verilmiştir.
Öte yandan; çekişmeli alacaklar yönünden; mahkeme alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit edecektir. Nitekim somut olayda; çekişmeli alacaklı … ile, davacı borçlu arasında uyuşmazlık ile ilgili karar veren hakem …’ın 2018/1 Esas-2019/1 Karar sayılı kararının hükmün birinci fıkrasındaki iki adet senet karşılığı 500.000,00 Usd’nin TL karşılığı hesaplanan 3.095.000,00 TL’nin çekişmeli alacak olarak kabul edildiği, bu çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücüne haiz kararın, hakem kararı kesinleşmesinden sonra tesis edileceğinden, hakem kararının kesinleşmesine kadar borçlu davacı tarafından kayyımın …bank Adliye Şubesinde açacağı bir hesapta konkordato projesi ve ödeme planındaki oranlar ve vadeler dikkate alınarak, vadeli hesaba İİK m.308/b uyarınca yatırılmasına karar verilerek, konkordato şartları çerçevesinde alacağın esası teminat altına alınarak bu hususta ayrı hüküm kurulmuştur.
Kararın konkordato talep eden vekili, Alacaklı … ve Alacaklı … Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 16/10/2020 tarihli 2020/905 Esas 2020/1100 Karar sayılı ilamı ile ;
Talep, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato komiser heyetinin 13/01/2020 havale tarihli raporunda; şirketin borca batık olmadığı, alacaklılar toplantısında ödeme planının toplam kaydedilmiş 37 adet alacaklıdan 25 adedi yani %67,57’si ile 11.259.065,06 TL alacak tutarının 9.068.705,90 TL’lik kısmı yani %80,54’ünün imza atmak suretiyle kabul ettiği, rapor tarihi itibariyle rehinli alacaklılar ile anlaşılmadığı, adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, şirketin aktifinde kayıtlı bazı ruhsat satışından muhtemelen beklenen gelir ve kar ile aktifinin de toplam borçtan fazla olduğu göz önüne alındığında teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordato projesinin İİK 302/a ve 302/b bendinde ön görülen çoğunlukla kabul edilmiş olduğu, imtiyazlı alacaklıların teminat talepleri olmadığına dair belge sundukları, şirketin komiser heyetinin izni ile akdedilen sözleşmeden kaynaklı bir borcu da bulunmadığı, şirketin depo etmesi gereken tasdik harcının adi alacaklar için 25.558,08 TL, rehinli alacaklar için 174,70 TL olmak üzere toplam 25.732,78 TL olduğuna dair görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Tasdik harcı 24/01/2020 tarihinde depo edilmiştir.
Müdahil …’ın istinaf dilekçesinde, konkordato talep eden şirketin muvazaaya dayanan iddialarının tasdik yargılamasında değerlendirilemeyeceği, bunlarla ilgili ayrı dava açması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Müdahil …’ın verdiği ek dilekçeler ile borçlunun konkordato projesinde belirtilen ödeme tarihlerine riayet etmemesi nedeni ile konkordatonun tamamen feshini, diğer dilekçesi ile de konkordato projesinde yer alan mal varlıklarının konkordato komiseri …’ün onayı ile satışının yapılmaya çalışılması ve kötü niyetli alacaklarını zarara uğratma çabası ile konkordatonun feshini talep etmiş ise de, istinaf nedenlerinin ek dilekçe ile genişletilemeyeceği, fesih taleplerinin mahkemede dava açılmak suretiyle ileri sürülebileceği anlaşılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli alacaklı … ile, davacı borçlu arasında uyuşmazlık ile ilgili karar veren hakem …’ın 2018/1 Esas-2019/1 Karar sayılı kararının hükmün birinci fıkrasındaki iki adet senet karşılığı 500.000,00 Usd’nin TL karşılığı hesaplanan 3.095.000,00 TL’nin çekişmeli alacak olarak kabul edildiği, bu çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücüne haiz kararın, hakem kararı kesinleşmesinden sonra tesis edileceğinden, hakem kararının kesinleşmesine kadar borçlu davacı tarafından kayyımın …bank Adliye Şubesinde açacağı bir hesapta konkordato projesi ve ödeme planındaki oranlar ve vadeler dikkate alınarak, vadeli hesaba İİK m.308/b uyarınca yatırılmasına karar verilerek, konkordato şartları çerçevesinde alacağın esası teminat altına alınarak bu hususta ayrı hüküm kurulmuş ise de, hakem kararının yargısal nitelikte bir karar olmasını gereği olarak ilam benzeri olarak değerlendirilebileceği, bu haliyle mahkemece alacağın bir kısmı çekişmeli, bir kısmı çekişmesiz sayılmış ise de, tamamının çekişmesiz olarak kabulü ile hakem kararı kesinleşinceye kadar borçlu davacı tarafından kayyımın …bank Adliye Şubesi’nde açacağı bir hesapta konkordato projesi ve ödeme planındaki oranlar ve vadeler dikkate alınarak vadeli hesaba İİK 308/b maddesi uyarınca yatırılmasına karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf isteminin reddi ile müdahilin istinaf isteminin bu yönden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ilgili kişi … vekili ve müdahil … Şti. Ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk dairesinin 2021/4168 Esas 2022/872 Karar sayılı ilamı ile ; “Dava konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra prosedürü olup, amacı borçlunun içinde bulunduğu maddi dar boğazı aşması, bununla paralel olarak alacaklıların iflasa nazaran daha yüksek oranda tatmin edilmesini sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için mahkemeye proje sunulması zorunludur. Konkordato talebinde bulunan borçlu mahkemeye sunulan projesinde alacaklarının borcun ne kadarından feragat edecekleri, alacaklarına hangi vade ile kavuşacaklarını, ödemelerin yapılabilmesi için hangi kaynakların kullanılacağı, kesin bir şekilde belirtilmelidir.
Borçlunun ancak dürüst olması halinde konkordato teklifinin mahkemece tasdik edileceğini öngören İİK.mad.298/I-1 hükmü, 17.07.2003 tarihinde kabul edilen 4949 sayılı Kanun ile kaldırılmış, yeni yasal düzenlemede ise konkordatonun mahkemece tasdik edilmesi için borçlunun dürüst olması koşuluna yer verilmemiş ise de, İİK’nın 308/f maddesinde hâlâ kötüniyetle sakatlanmış bir konkordatonun tamamen feshine ilişkin düzenlemenin aynen korunmuş olması nedeniyle konkordatonun tasdiki aşamasında dürüstlük koşulu’nun gözetilmesi gerektiği, kaldı ki diğer alacaklılar ile eşitsizlik yaratacak şekilde işlemler yapılması, konkordato nisabını sağlamak için fiktif alacak oluşturulması, mühlet talebine yakın tarihlerde mal varlığı devirleri gibi mal varlığını kaçırmaya yönelik davranışlarının da kötüniyetli olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu halde borçlunun konkordato müessesinin sağladığı imkanlardan faydalanmasının mümkün olmadığının gözetilmesi gerekmektedir.
İİK’nın 305/d maddesi uyarınca konkordatonun tasdiki için imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.
Somut olaya gelince, konkordato talep eden şirketin alacaklılarından … Şti’nin alacağının projede 2.294.112,00 TL görülmekte iken toplantı sonrası 3.312,227,01 TL’ye yükselmiş olması ve fiktif alacak oluşturulduğu iddiası karşısında bu alacaklının oyunun nisabı etkilediği de dikkate alınarak bu hususun araştırılması ayrıca konkordato talep eden …. Şti’nin grup şirketlerinden ve %80 hissesine sahip olduğu ileri sürülen … Şti’nin, kendisine ait olan mülkü mühlet kararı sonrası sattığı iddiası karşısında da taşınmaz satışının mal kaçırma amaçlı olup olmadığının ve her iki şirket arasındaki ilişkisinin araştırılması gerekmektedir.
Konkordato talebinden sonra doğan vergi, kira, işçi alacakları elektrik, su gideri gibi şirketin olağan masraflarını dahi ödemeyen şirketin konkordato müessesinden faydalanması mümkün olmamalıdır. Bu nedenle bu alacaklar ile ilgili araştırma yapılarak özellikle kanunun 308/d maddesinde belirlenen teminat konusunda araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın konkordatonun tasdikine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davacı vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/4168 Esas 2022/872 Karar sayılı bozma ilamının uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda konkordato komiserinden alınan 13/04/2022 tarihli raporda ;
“… Şti. şirketin 31.12.2021 tarihi itibariyle reel değerlere göre Aktif toplamının 27.868.447,80 TL. olduğu, aynı tarih itibariyle Borç toplamının ise 19.821.986,â46 TL olduğu, dolayısıyla Aktif toplamının Borç toplamından (27.868.447,80-19.821.986,46>) 8.046.461,34 TL fazlalığı nedeniyle firmanın reel olarak BORCA BATIK OLMADIĞI tespit edildiği,
… Şti. 2022 Şubat SGK belgelerine göre 37 çalışanı ve biri Radyoloji ruhsatı biride PetCT ruhsatı olmak üzere 2 adet ruhsatla faaliyetlerine devam ettiği,
Mahkemece tasdik olunan şirketin konkordato projesi ve ödeme planındaki adi borç ödemeleri ile ilgili yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere borçlu …Şti. iş bu rapor itibariyle adi borcunun 19 adedini (…’nın 15 , ….Ştimin ve …’ın 18 adedini ) ödediği, bununla birlikte Gerekçeli kararının 8. Maddesindeki çekişmeli alacağın 6 Taksit toplamı olan 773.749,98 TL.nın ödendiği … Şti. iş bu rapor itibariyle; Çekişmeli alacak hariç toplam 9.867.420,90 TL. ve 235.929,36 USD adi borcunun 7.029.358,13 TL. ve 160.063,10 USD’nı ödediği, tespit edildiği,
Yargıtayın Bozma kararı yönünden;
… Şti’nin alacağı ile ilgili fiktif alacak oluşturulduğu ile ilgili her hangi bir husus tespit edilemediği gibi, hesaba alınan 3.312.227,01 TL. yerine projedeki 2.294.112,00 TL nisaba alınsa dahi kabul oylarının İİK 302 deki nisapların üzerinde olduğu anlaşıldığından nisabı etkilemediği,
… Şti’nin grup şirketlerinden … Şti’ne ait olan mülkün konkordato süreçleri içinde konkordato komiserlerinin bilgisi dahilinde 500.000 TL. bedelle satıldığı, bedelinin tahsil edilerek 190.000 TL.nın 29.04.2021 tarihinde ipoteke konu …bank teminat mektubu ödemesinde, 209.000 TL.nın …’ın SGK ödemesinde, geri kalan 101.000 TL.nın ise …’ın diğer ödemelerinde kullanıldığı,
Şirketin 2020 ve 2021 yıllarında, SGK yapılandırması kapsamında 603.883,75 TL., Vergi yapılandırması kapsamında 549.540,58 TL., personel maaş ödemesi olarak 2.336.785,36 TL., işçi tazminatı olarak 249.710,53 TL., elektrik olarak 702.843,23 TL. ve kira olarak 1.180.100,00 TL. ödeme yaptığı, şirketin kira, işçi, elektrik, su gibi giderlerini karşıladığı ve bu giderlerden kaynaklı geçmişe yönelik borcunun bulunmadığı, fakat her ne kadar 7256 sayılı kanun kapsamındaki SGK ile ilgili yapılandırma borçlarını yasal süresi içinde ödemeye devam etse de vergi ve SGK gibi kamuya olan borç bakiyelerinin yüksek olduğu,
Borçlu … Şti’nin alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan bir vaadine rastlanılmadığı gibi, kamu borç hacizlerinden kaynaklı teminatları dışından başkaca bir teminatının olmadığı tespit edildiği” görüşünü bildirmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda dairemizce konkordato komiserinden İİK 305/d maddesine göre değerlendirme yapması için alınan 10/05/2022 ek tarihli raporda ;
“İİK’nun 302.inci maddesi gereği düzenlenen (Konkordato Projesinin kabul edilip -edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli) Konkordato Komiseri Raporunda da tespit edildiği üzere, şirketin, İlK’nun 206 ncı maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara (işçi alacakları) rapor tarihi itibariyle vadesi geldiği halde henüz ödenmemiş olan kıdem tazminatı ve ücret borçlarının toplam tutarı 83.804,69.- TL. olup, şirketten alacaklı olan … ve … adlı işçilerin herhangi bir teminat talepleri olmadığına dair belgelerinin rapor ekinde sunulduğu, bunların dışında, şirketin işçilere Gerekçeli Konkordato Komiseri Raporu tarihi itibariyle vadesi geldiği halde ödenmeyen başka bir borcu olmadığı gibi, muhtelif işçiler tarafından işçilik alacaklarının tahsili için şirkete açılan davalar mevcut olmakla birlikte, bunlar çekişmeli alacak statüsünde olduğundan teminata bağlanmalarına gerek bulunmadığı tespit edildiği,
İş bu rapor (30.04.2022) tarihi itibariyle ise şirketin işçilere cari borcu hariç İİK’nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara (işçi alacakları) her hangi teminata bağlanması gerekli borcunun olmadığı tespit edildiği,
Diğer yandan, İİK’nun 302.inci maddesi gereği düzenlenen (Konkordato Projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli) Konkordato Komiseri Raporunda da belirtildiği üzere, şirketin konkordato mühleti içinde komiser heyetinin ‘ izniyle akdedilen sözleşmeden kaynaklanan bir borcu da bulunmadığından bu hususta teminata bağlanması gereken bir borcun olmadığı, tespit edildiği,
Ayrıca, konkordato tasdiki sonrası süreçte de kayyum izniyle akdedilen bir sözleşmeden kaynaklanan bir borcu da bulunmadığı,
Dolayısıyla İİK.305/d maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmiş olduğu” görüşünü bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato komiser heyetinin 13/01/2020 havale tarihli raporunda; şirketin borca batık olmadığı, alacaklılar toplantısında ödeme planının toplam kaydedilmiş 37 adet alacaklıdan 25 adedi yani %67,57’si ile 11.259.065,06 TL alacak tutarının 9.068.705,90 TL’lik kısmı yani %80,54’ünün imza atmak suretiyle kabul ettiği, rapor tarihi itibariyle rehinli alacaklılar ile anlaşılmadığı, adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, şirketin aktifinde kayıtlı bazı ruhsat satışından muhtemelen beklenen gelir ve kar ile aktifinin de toplam borçtan fazla olduğu göz önüne alındığında teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordato projesinin İİK 302/a ve 302/b bendinde ön görülen çoğunlukla kabul edilmiş olduğu, imtiyazlı alacaklıların teminat talepleri olmadığına dair belge sundukları, şirketin komiser heyetinin izni ile akdedilen sözleşmeden kaynaklı bir borcu da bulunmadığı, şirketin depo etmesi gereken tasdik harcının adi alacaklar için 25.558,08 TL, rehinli alacaklar için 174,70 TL olmak üzere toplam 25.732,78 TL olduğuna dair görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
İİK’nın 305/d maddesi uyarınca konkordatonun tasdiki için imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.
Konkordato komiseri 10/05/2022 tarihli ek tarihli raporunda ; talep eden şirketin, İlK’nun 206 ncı maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara (işçi alacakları) rapor tarihi itibariyle vadesi geldiği halde henüz ödenmemiş olan kıdem tazminatı ve ücret borçlarının toplam tutarı 83.804,69.- TL olduğunun bildirilmesi karşısında İİK’nın 305/d maddesi uyarınca konkordatonun tasdiki için imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi koşulunun sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Konkordato talep eden şirketin alacaklılarından … Şti’nin alacağının projede 2.294.112,00 TL görülmekte iken toplantı sonrası 3.312,227,01 TL’ye yükselmiş olması ile ilgili olarak komiser raporunda … Şti’nin alacağı ile ilgili fiktif alacak oluşturulduğu ile ilgili her hangi bir husus tespit edilemediği, konkordato talep eden şirket ile … şirketinin ticari ilişkileri devam ettiğinden sürekli alacak bakiyelerinde değişikliklerin olduğunun bildirildiği, hesaba alınan 3.312.227,01 TL. yerine projedeki 2.294.112,00 TL nisaba alınsa dahi kabul oylarının İİK 302 deki nisapların üzerinde olduğu anlaşıldığından nisabı etkilemediği anlaşılmıştır.
İİK 297/2. maddesinde ” Borçlu mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Konkordato talep eden … Şti’nin grup şirketlerinden … Şti’nin, kendisine ait olan mülkü konkordato süreçleri içinde konkordato komiserlerinin bilgisi dahilinde 500.000 TL. bedelle satıldığı, bedelinin tahsil edilerek 190.000 TL.nın 29.04.2021 tarihinde ipoteke konu …bank teminat mektubu ödemesinde, 209.000 TL.nın …’ın SGK ödemesinde, geri kalan 101.000 TL.nın ise …’ın diğer ödemelerinde kullanıldığı komiser raporundan anlaşılmış ise de, taşınmaz satışının komiser izni ile yapılmış olduğu taşınmazın satışı hususunda mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır.
Konkordato talebinden sonra doğan vergi, kira, işçi alacakları elektrik, su gideri gibi şirketin olağan masraflarını dahi ödemeyen şirketin konkordato müessesinden faydalanması mümkün olmamalıdır.
Komiser raporundan talep eden şirketin 2020 ve 2021 yıllarında, SGK yapılandırması kapsamında 603.883,75 TL., Vergi yapılandırması kapsamında 549.540,58 TL., personel maaş ödemesi olarak 2.336.785,36 TL., işçi tazminatı olarak 249.710,53 TL., elektrik olarak 702.843,23 TL. ve kira olarak 1.180.100,00 TL. ödeme yaptığı, şirketin kira,, elektrik, su gibi giderlerini karşıladığı ve bu giderlerden kaynaklı geçmişe yönelik borcunun bulunmadığı, fakat her ne kadar 7256 sayılı kanun kapsamındaki SGK ile ilgili yapılandırma borçlarını yasal süresi içinde ödemeye devam etse de vergi ve SGK gibi kamuya olan borç bakiyelerinin yüksek olduğu, şirketin olağan masraflarını karşılayamayan şirketin konkordato müessesinden faydalanamaması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Doktrinde; ” … Vade konkordatosunda alacaklılar, borçluya, alacaklarının tamamen ödenmesi için bir vade verirler, yani alacaklarının ödenmesini belli bir süre ertelerler. Uygulamada seyrek olarak rastlanan vade konkordatosu 2018 değişikliğine kadar İİK’da açık şekilde düzenlenmemiş, ancak 2018 değişikliği ile birlikte İİK’nun da yer almıştır. Hemen belirtelim ki, vade konkordatosunda alacaklıların alacaklarını belli bir yüzdesinden feragat etmeleri söz konusu değildir; vade sonunda alacaklar, işlenmiş faizleri ile birlikte tam olarak ödenecektir. Bu açıdan bakıldığında borçluya vade tanıyan ve fakat belli bir tarihten, örneğin konkordato mühleti verilmesinden ya da konkordatonun tasdiki tarihinden itibaren faiz ödenmemesine yönelik olan bir konkordato teklifi, vade konkordatosu olmayıp, hem vade ve hem de tenzilat konkordatosu (karma konkordato) olarak nitelendirmek gerekir; bkz.bu yönde, Baki Kuru, iflas ve konkordato hukuku, Ankara 1971, s.405 dipnot 4; Süha Tanrıver /Adnan Deynekli, konkordatonun tasdiki, Ankara 1996, s.41.ancak İsviçre’de bazı yazarlar (Dominique Junod Moser/Louis Gaillard, Commenaire romand, Poursuite et faillite, edite par Louis Dalleves-Benedict Foex, Nicolas Jiandin, Basel 2005, m.314 no.8 s.1504), İsv.İİK m.297,f.7’ye (İİK m.294, f.3) yollama yaparak, tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde, mühletin verilmesi anında mevcut ana para ile işlemiş faizin belli vadelerde ödenmesini ve fakat mühletin verilmesinden itibaren faiz işlememesini öngören bir konkordato teklifinin vade konkordatosu olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmaktadır. ( Prof. Dr. Selçuk Öztek, Prof. Dr. Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç. Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova- Yeni Konkordato Hukuku s.107 dipnot 3 ) … ”
Yine doktrinde, “…Şu halde malvarlığı borçlarını ödeyemeye yeten borçlu tenzilat konkordatosu talep edemeyecek olup, bu borçlunun teklif edebileceği konkordato türü ancak vade konkordatosu olabilecektir. Ama bu bağlamda borçlunun büyük bir hareket alanına sahip bulunduğu söylenemez: “… borçluya vade konkordatosu yoluyla da olsa, uzun yıllar faizden kurtulmasını sağlayacak biçimde konkordato bağıtlamak olanağının tanınamayacağı açıktır … özelikle, yüksek tutarlı borçları kapsayan konkordatolarda, borçlunun çalışarak borçlarını ödemesi, uzun yıllara bağlıdır. Borçluya … uzun ödeme süreleri sağlayan bir konkordatonun aktifin borçları tamamen karşıladığı durumlarda kabulü söz konusu olamaz …bu gibi durumlarda, borçluya aktifini paraya çevirerek, borçlarını ödeyebilmesi için gerekli olan sürenin verilmesi daha makul olacağından, uzun ödeme süresini içeren faizsiz ödeme tekliflerinin kabulüne imkan yoktur … ”
Yargıtay da aynı görüştedir, yani aktifi pasifinden fazla olan bir kişinin tenzilat konkordatosu isteyemeyeceğini kabul etmektedir …
Aktifi pasifinden fazla olan borçlunun önerdiği tenzilat konkordatosu kural olarak bir tek halde kabul görebilir ve o halde konkordatoya tabi bütün alacaklıların ( oybirliğiyle) konkordato teklifini kabul etmeleridir. Ama prosedürün bu aşamaya kadar gelmesi mümkün olmayacaktır; çünkü mahkeme, aktifi pasifinden fazla olan borçlunun buna rağmen tenzilat konkordatosu istediğini tespit ederek, kesin mühlet kararı vermeyecektir … “. ( Prof. Dr. Selçuk Öztek – Prof. Dr. Ali Cem Budak – Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel – Doç. Dr. Serdar Kale Dç. Dr. Bilgehan Yeşilova-Yeni Konkordato Hukuku s: 158,159,160,161,162,163,164,165,166,167,168,169 )
Ankara BAM 23.Hukuk Dairesi 2021/1746 Esas- 2021/1769 Karar sayılı emsal kararında;”…. İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesine göre konkordato, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için talep edebileceği kolektif bir tasfiye biçimidir.
Düzenlemeden de anlaşılabileceği gibi konkordato mühleti verilmesinin ve dolayısıyla konkordatonun temel koşulu vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunmasıdır (İİK m.285). Borçlarını vadesinde ödeyebilecek olan borçlunun konkordato başvurusu kabul edilemez.
Esasen kısa vadeli borçların ödenememesi ya da ödenememesi tehlikesi konkordatoya başvuru için yeterli olmakla birlikte varlıkları borçlarının kat be kat üstünde olan borçlular için konkordatoya müracaat kabul edilemeyeceği yerleşik Yargıtay uygulaması halindedir (Yargıtay İİD. 01.10.1964 gün ve 1964/12958; bkz. Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.670).
Konkordatonun temel amacı borçların ödenmesi olmakla birlikte 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle borçlunun işletmesinin iyileşmesi de bir işlev olarak konkordatoya yüklenmiştir. Ancak bu işlev alacaklıların alacaklarının çeşitli yollarla yok edilmesi suretiyle borçlunun borçlarından kurtulması ve buna ek olarak işletmenin kalkındırması maksadıyla kullanılamaz. Borçlu alacaklılarına mümkün olan en yüksek tatmini sağlamak zorundadır.
İşletmenin borçlarının ödenmesi yanında iyileştirilmesi de söz konusu olduğunda bunun sadece alacaklıların alacaklarının bir kısmına ve vade ile kavuşması, bu arada eğer faiz öngörülmemişse alacakların enflasyon karşısında zaman içinde faiz oranı kadar eritilmesi, bir diğer ifade ile iyileşmenin yükünün sadece alacaklılara yüklenmesi kabul edilemez. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun konkordato projesini niteleyen 286’ncı maddesinde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağının gösterilmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
Diğer taraftan işletmenin mali durumunu gösteren tek ölçüt varlıkların borçlara (kaldıraç) oranı da değildir. Mali tablo analizinde borç ödeme kabiliyetini (likiditeyi) hesaplamaya yarayan başka oranlar (rasyolar) da bulunmaktadır. Söz gelimi cari oran, işletmenin kısa süreli borçlarını ödeme gücünü ölçmek ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını ortaya koymak bakımından önemlidir. Cari oranın ülkenin kalkınmışlığına, sektörün gerekliliklerine göre değişmekle birlikte 2:1, 1,5:1 gibi değerlerde olması yeterli görülmektedir (bkz. Akgüç, Ö.: Mali Tablolar Analizi, 15.b., İstanbul 2013, s.465 vd.). Borç ödeme gücünü ölçmeye yarayan ve cari oranı tamamlayan ikinci bir rasyo da asit-test oranıdır. Bu oranda cari orandan farklı olarak paraya çevrilmesi görece daha uzun zaman alabilecek kalemler hesaplamada dikkate alınmamakta, başka bir söyleyişle nakit ve kolaylıkla nakde çevrilebilecek varlıkların borçları karşılama oranı göz önünde tutulmaktadır. Asit-test oranının 1:1 olması işletme finansmanında “oldukça iyi” sayılmaktadır (Akgüç, s.471).
Bu anlamda konkordatonun temel koşulu olarak ifade edilen vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında en pratik ve doğru yolun, işletmenin cari oranı ile asit-test oranı başta olmak üzere likidite oranlarının değerlendirilmesi olduğu sonucuna varılmaktadır (bkz. Karakaş, C.F.: Borca Batık Olmayan Borçlunun Tenzilat Konkordatosu İstemi ve Seçenekli Konkordato Projesi, Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, C.XVI, 2020/3, S.47, s.782 vd.).
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde istemci şirketin ödemelerini uzun bir vadeye yaydığı, faiz verilmesine dair bir proje unsuru öngörülmeyerek yıllık bazda borçlardan faiz oranı kadar örtülü tenzilat yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan işletmenin tek ortağının 1.000.000,-TL mertebesindeki sermayeyi arttırmak gibi bir taahhüdünün de bulunmadığı da görülmektedir.
Diğer yandan şirketin (likiditesi görece yüksek) dönen varlıklarının tutarının 53.165.666,31 TL, buna karşın kısa vadeli borçlarının 48.110.175,67 TL olduğu; bu tutarın dönen varlıklarla kolaylıkla ödenebileceği ve hatta 6.985.000,92 TL tutarındaki uzun vadeli borçlar da eklendiğinde hesaplanan 55.095.176,59 TL tutarındaki toplam borcun ödenmesi için dönen varlıklara iki milyon liradan az bir ilavenin yeterli olduğu;
2021 yılında brüt 20.000.000,-TL gelir beklendiği,
Şirketin 15.703.487,72 TL’lik kaynak fazlasının olduğu ve varlık borç oranının %128,5 mertebesinde hesaplandığı anlaşılmıştır.
Bütün bu verilere göre şirketin vadesi gelmiş borçlarının tamamını derhal, bütün borçlarını da alacaklıları fazla bekletmeden ödeyebilecek güçte olmasına rağmen ödemeyi tasdik tarihinden başlatarak 13’üncü aya ertelediği ve aylık aralıklarla 36 aya yaydığı; bu yolla borçların zaman etkisinden yararlanılarak eritilmeye çalışıldığı, tek ortağın ve şirketin bu süreçte hiçbir yükümlülük altına girmediği ve konkordatonun finansal bir enstrüman olarak kullanıldığı değerlendirilmiştir.
Konkordatoya başvuru için geçmişte aranan dürüstlük koşulu 4949 sayılı Yasa’nın İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesinde yapılan değişiklikle, tasdik için aranan dürüstlük koşulu da 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle kaldırılmıştır. Ancak bu değişiklikler kötü niyet boyutuna gelmiş konkordato taleplerine göz yumulacağı şeklinde yorumlanamaz. Nitekim oylamanın yapılmasından ve duruşmaya katılabilmek ve istinaf hakkı kazanabilmek için Yasanın aradığı (İİK m.304) üç günlük sürenin geçmesinden sonra revize proje sunulması da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Açıklanan nedenlerle … Bankası AŞ ve …. Şti vekillerinin istinaf nedenlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemci şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmek gerekmiştir (HMK m.353/1-b.3)…” demiştir.
Yasal düzenlemeler, emsal içtihatlar ile doktrindeki görüşler ışığında somut olaya bakıldığında; 41/12/2021 tarihi itibariyle reel değerlere göre aktif toplamının 27.868.447,80 TL, borç toplamının 19.821.986,46 TL olduğu, aktif toplamınnı borç toplamından 8.046.461,34 TL fazlalığı bulunan davacı şirketin, kaydedilen adi borçlarını, ilk taksidi 2020 yılı Temmuz ayının son gününe kadar ödemek üzere 24 ay vadede eşit taksitler şeklinde ödemesine yani, davanın açıldığı 26/09/2018 tarih itibariyle 1yıl 10 ay ödemesiz olmak üzere 46 ay gibi bir uzun vadede faizsiz olarak ödenmesine ilişkin projenin örtülü tenzilat ve vade konkordatosu olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle tenzilat ve vade konkordatosu talebinde bulunduğu görülmüştür. Normal haline göre iflas etse bile ödenebilecek tahsilat tutarından daha az bir borç ödeme teklifinde bulunup, anılan bu durumun şirketin ekonomik durumuna göre gerçeği yansıtmadığı ve revize projedeki teklif edilen tenzilatın ve ödeme vadelerinin şirketin kaynaklarına göre makul seviyede olmadığı, borçlunun ödemeyi teklif ettiği tutarın kaynakları ile orantılı olması şartına açıkça aykırı olduğu görülmektedir.
Her ne kadar, davacı şirketin teklif etmiş olduğu tutarın; kabul oyu verenlerin oranının alacak tutarı bakımından %80,54 olup alacaklı sayısı bakımından %67,57’yi geçtiği, bu anlamda şekli olarak tasdik koşulları oluştuğu görülmüş ise de; davacı şirketin borçlarının tamamını karşılayabilecek durumda olduğu, böyle durumda borçlu davacı şirketin, borçlarının %100’ünü yani faiziyle birlikte tamamını ödemeyi ve alacaklılarından kendisine bir vade vermelerini teklif etmesi gerekir.
İİK m.305/d uyarınca, 206. maddenin bir sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve alacaklar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeteri teminata bağlanmış olması gerekmektedir. Somut olayda ise; İcra İflas Kanununun 206. maddesi birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılardan … ve … adlı işçilerin kıdem tazminatı ve ücret borçlarının toplamı olan 83.804,69 TL’nin ödenmediği gibi teminatlandırılmadığı, dolayısıyla anılan yasa hükmüne aykırı davranılmıştır.
Mühlet içerisinde 24/10/2018 tarihinde satılan …. ada …. parsel nolu taşınmaz konkordato talep eden şirket üzerine kayıtlı değil ise de; taşınmazı satan … Şirket’in %96.2 hissesinin konkordato talep eden şirkete %3.88 hissesini ise … Şirketi’nin %100 pay sahibi …’na ait olduğu, bu haliyle mahkeme izni olmadan taşınmazın satılmasının İİK m.297 aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı şirketin, borçlarında mutlaka indirim yapılmasını istiyorsa, sermaye şirketi olduğu da göz önünde bulundurularak, borçların uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması ( İİK.m.309/m vd. ) yöntemine başvurması gerekirken; tenzilat konkordatosu talep etmesinin; konkordatoya kabul oyu vermeyen diğer alacaklılar bakımından hakkaniyete aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüniyetli kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
İİK’nun 305.maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu konuda geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Revize projesi ile teklif edilen ödeme tutarlarının ve vadelerin şirketin kaynaklarına göre orantılı olmayıp makul seviyeyi aşacak şekilde fazla olduğu, borçlunun ödemeyi teklif ettiği tutarların faizsiz olduğu bu hususun örtülü tenzilat olacağı; mahkeme izni olmadan taşınmazın satılmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı; Yargıtay’ın bozmasında değindiği İİK m.305/d aykırı davranılması dolayısıyla İİK’nun 305.maddesinde öngörülen tasdik koşulları oluşmadığından; davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK 308. maddesinde konkordato tasdik edilmezse mahkemenin konkordato talebinin reddine karar verebileceği ve bu kararın 288. maddesi gereğince uyarılarak ilgili yerlere bildirileceği, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkemenin borçlunun iflasına resen karar verebileceği düzenlenmiştir. Konkordato talep eden borçlunun konkordato komiserinden alınan 13/04/2022 tarihli raporuna göre borca batık olmadığı, bu haliyle iflas koşullarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında İİK 305. maddesinde ön görülen tasdik koşulları bulunmadığından talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Konkordato talep eden …nün Merkez-103615 numaralı sicilinde kayıtlı … Şirketi’nin konkordato talebinin reddine,
2-Yargılama süresince konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına ve komiserin görevine son verilmesine,
3- … Şirketi yönünden verilen kararın İİK 308 maddesi yollaması ile 288. maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
4-Hüküm tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın talep eden şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Talep eden şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; Konkordato talep eden şirket vekili Av. … ve şirket müdürü … ile alacaklı … A.Ş vekili Av. …’in, alacaklı … A.Ş vekili Av. …’in alacaklı … ve vekili Av. …’in ve alacaklı … vekili Av. …’ın yüzlerine karşı diğer alacaklı vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın Konkordato talep eden şirket vekiline tebliğinden itibaren İİK’nın m.308/a uyarınca on gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere HMK 361/1 maddesi uyarınca oy birliği ile karar verildi.11/05/2022