Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/587 E. 2022/788 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/587
KARAR NO : 2022/788
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2021/602 Esas 2021/550 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin inşaatları tamamlamak amacıyla müvekkili davacı kooperatiften borç aldığını, bir kısım davacı kooperatif ortaklarının müvekkili kooperatife yapacakları ödemeleri davalı kooperatife yaptıklarını, davalı kooperatifin inşaat harcamalarının bir kısmının da müvekkil kooperatif tarafından yüklenicilere ödendiğini, davalı kooperatifin müvekkiline 1.647.535,00 TL borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine başlattıkları icra takibinde itirazın iptali ve % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE:
Davacı taraf karşı tarafa verdiği borç paranın tahsilini istemekte ise de ; tarafların durumları, olayın özellikleri, dilekçeye eklenen belge fotokopileri ve davacı tarafın ” Davalı kooperatif ile davacı kooperatifin her ikisi de Aliağa da bulunmakta olup davalı kooperatif inşaatları tamamlamak amacıyla müvekkil davacı kooperatiften borç almış hatta davacı kooperatif ortaklarından …belgede isimleri yazılı ortaklar davacı kooperatife yapacakları ödemeleri davalı … kooperatifine yapmışlardır. Davalı kooperatifin inşaat harcamalarının bir kısmı da müvekkil davacı … Kooperatifi tarafından yüklenicilere ödenmiştir ” şeklindeki beyanı dikkate alındığında taraflar arasında inşaat sözleşmesinin kurulduğu ve bu hukuki ilişki kapsamında ödünç paranın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, TBK.nun 386 vd.ile 470 vd.maddelerinde düzenlenen, bağımsız tüketim ödüncü veya inşaat sözleşmesine bağlı tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin işbu davanın mutlak ticari dava olmadığı aşikârdır.
Öte yandan, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin son yıllardaki içtihatları (15.HD’nin 2017/360 E 2018/3222 K sayılı içtihadı vs.) ve bu doğrultuda tesis edilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 gün 2018/32 E. – 2020/448 K.sayılı kararına göre, yapı kooperatifinin tacir niteliğini taşımadığı, dolayısıyla her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi şartının olayda gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bu anlamda dava, nisbî ticari dava olarak da nitelendirilemez.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınır. Bu itibarla, işbu davaya bakma görevinin mahkememize değil, Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkemenin 23/11/2021 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin talebi üzerine tarafların adreslerinin Aliağa’da kaldığı, icra takibinin Aliağa’da yapıldığı hataen Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu yazıldığı gerekçesiyle maddi hatanın Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesi ibaresinin Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1658 e. ve 2017/1464 k. sayılı kararında kooperatifin ticari şirket olduğu ve kooperatiflere ilişkin davalarda Asliye Ticaret Mahkemesinde görevli olduğu ısrarla vurgulandığını, dava konusunun kooperatifler arasındaki borç para verme ilişkisinden kaynaklandığını ve davalı kooperatifin müvekkil kooperatiften aldığı borçları ödemediğini ısrarla vurgulanmasına rağmen mahkemece taraflar arasında inşaat sözleşmesinin bulunduğuna ne şekilde kanaat getirildiğinin anlaşılamadığını, müvekkili davacı kooperatifin davalı kooperatiften alacakları davalı kooperatifin muhasebe kayıtlarında davacı … kooperatifine borç olarak gösterildiğini, HMK 222.maddesi gereğince davalı kooperatifin ticari defterlerine delil olarak dayandığımızı dava dilekçesinde vurgulamamıza rağmen mahkemenin ticari defterlerin incelenmesinin Asliye Hukuk Mahkemelerinde yapılamayacağının gözardı edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava taraf kooperatifler arasında borç verildiği iddia olunan paranın geri ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay hukuk genel kurulunun 2017/1658 Esas 2017/1464 karar sayılı ilamında, “Kooperatifler Kanunu yürürlükte olmasına karşın yeni TTK’nda da kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu açık bir biçimde hüküm altına alınmıştır. Kanun koyucu yeni TTK’nda kooperatifleri ticaret şirketleri arasında saymanın yanında, Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde “ortaklık” olarak ifade edilen kooperatiflerin “ticari nitelikte bir ortaklık” olup olmadığı konusunda gerek doktrin gerekse yargısal kararlarda süregelen tartışmalar karşısında iradesini de 6102 sayılı TTK’nın 124. maddesinin gerekçesinde net bir şekilde açıklamıştır. Anılan madde gerekçesinde “kooperatif şirket” ibaresi ile ilgili tartışmanın 2004 yılında çıkarılan 5146 sayılı Kanun’la son bulduğu, çünkü anılan Kanunun kooperatifin şirket olduğunu belirttiği, gerçi Kanunun 1. maddesinde kooperatifin şirket olduğu ifade edilmekte ise de ticaret şirketi olup olmadığını açıkta bıraktığı, bu boşluk dolayısıyla bir tartışma başlatılabilir ve kooperatifin ticaret şirketi olmadığı teorik olarak ileri sürülebilir ve 124. maddenin kooperatifi ticaret şirketi olarak kabul etmesi eleştirilebilirse de böyle bir tartışmanın kooperatif şirketin niteliği tartışmasını davet edeceği belirtilerek “… Anılan şirket adi şirket olamayacağına göre Türk hukukunda üç çeşit şirket ortaya çıkmış olur. Kooperatif şirkete uygulanacak hükümler sorunu da diğer sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Tasarı, tüm bu çözümün güç sorunları ortadan kaldırmak amacıyla kooperatifin ticaret şirketi olduğunu hükme bağlamıştır.” demek suretiyle kooperatiflerin ticaret şirketi olduğunu vurgulamıştır. Kanun koyucunun kooperatifi ticaret şirketi, dolayısıyla tacir sayma iradesinin varlığı oldukça açıktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece yapı kooperatiflerinin tacir sayılmadığı gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ise de; Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 12/11/2021 tarihinde Kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin tacir sayılacağına dair karar verilmiş olmasına göre yapı kooperatifleri tacir sayıldığından mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesinin somut olayda görevli olduğuna dair davanın görev şartı yönünden usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemenin 23/11/2021 tarihli “05/10/2021 tarihli 2021/602 esas – 550 karar sayılı kararının gerekçe ve hüküm bölümünün son paragrafındaki hüküm kısmının 2 ve 3. paragraflarındaki Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesinin ibaresinin Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi olarak düzeltilmesine” ilişkin ek kararı düzeltme mahiyetinde olduğundan bu kararla ilgili dairemizce karar verilmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasını karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 Tarih ve 2021/602 Esas 2021/550 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın esas ilişkin istemleri inceleyip karara bağlamak üzere görevli bulunan ve kararı kaldırılan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Taraf vekillerince yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara İADESİNE,
5- İstinaf yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022