Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/567 E. 2022/930 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/567
KARAR NO : 2022/930
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI : 2021/374 Esas 2022/26 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin temizlik hizmeti ile temizlik ürün ve ekipmanlarının satımı işinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında temizlik işlerini yapmak üzere sözleşme imzalandığını, sözleşmenin imzalanması akabinde ürün sevkiyatı başladığını, fatura düzenlendiğini, davalı şirketin faturalara itiraz etmediğini, ancak ödeme de yapmadığını,alacakların tahsili için, İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2015/12076 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,”…1-Mahkememizin 2015/1041 Esas 2016/671 Karar sayılı27/10/2016 tarihli kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 2020/843 Esas 2020/720 Karar sayılı 16/07/2020 tarihli kararı ile kaldırılması üzerine dosyanın görülmekte olan esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
2-Davacı tarafın daha önce vekil ile temsil olunduğu ancak vekili Av….’ın 10/04/2018 tarihli vekillikten çekilme dilekçesi ile davacı vekilliğinden istifa ettiği, vekillikte çekilme dilekçesinin davacı şirket adresine 24/04/2018 tarihinde yetkili personel … adına tebliğ edildiği görülmüştür.
3-Mahkememizce 07/06/2021 tarihli tensip zaptı düzenlenerek taraflara tensip zaptı ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkartılmış, davacı adına çıkartılan davetiyenin davacı yetkili personeli … adına 30/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
4-Mahkememizce tayin edilen 07/10/2021 tarihli duruşmaya davacı şirketin katılmadığı, mazeret sunmadığı, bir vekil ile de dosyayı takip etmediği anlaşılmıştır. Davacı şirkete duruşma gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davanın takip edilmediği anlaşıldığından dosya 07/10/2021 tarihli celsede işlemden kaldırılmıştır. Davacı şirket, davasını 3 ay içinde yenilememiştir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 150/5.Maddesi uyarınca 08/01/2020 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
5-Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de davacının salt kötü niyetli hareket ederek alacak hakkı iddia ettiğinin ispat edilemediği değerlendirildiğinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir…”gerekçesi ile, davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; mahkemenin istinaf bozma kararı sonrasında, bozma kararına uyulup uyulmayacağına yönelik beyanları alınmadan, davalı vekilinin beyanı alınarak, dosyanın işlemden kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline sadece duruşma gününü bildirir davetiye çıkarıldığını, davanın kabulü ve kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; satıma dayalı ticari ilişki kapsamından doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda, mahkemenin verdiği kararın istinafı üzerine kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği yargılamaya devam gereği HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılması ve dosyanın iadesi üzerine, taraflara tensip zaptının tebliğ ile bildirilen duruşma gün ve saatine göre davetiye çıkarılmıştır.
Tensip zaptının, tebliğ edildiği hususu tebligat parçası üzerine şerh edilmiştir.
Tensip zaptında, mahkeme kararının BAM 17. Hukuk tarafından geri çevrildiği hususu belirtilerek, tarafların ticari defter ve kayıtlarının sunulması için süre verilmiştir. Tebligat, davacı şirket adına 30/06/2021 tarihinde …’in imzasına yapılmıştır.
Davacı şirket vekilinin, Av. … olduğu, 10.04.2018 tarihinde vekilin istifasını bildirdiği ve istifa beyanının dosyaya sunulması üzerine, davacı asile tebliğin çıkartıldığı hususu dosya kapsamına göre sabittir. Bu tarihten sonra, dosyaya usulüne uygun olarak sunulan vekaletname bulunmamaktadır. Davacı şirket adına verilen istinaf başvuru dilekçesi ekinde vekaletname sunulmuştur.
O halde, BAM tarafından HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince, yargılamaya devam edilmesi için kararın kaldırılmasına karar verildiği, dairenin kararı, tensip zaptında geri çevirme olarak yer almış ise de; istinaf dairesi kararına karşı direnme kararı verilemeyeceği, bozma’ya uyma veya direnme yönünden, yerel mahkemenin tarafları bilgilendirmekle yetineceği, bu durumda eksik hususların ikmali için yargılamaya devam anlamını taşıyacak şekilde, tarafların ticari defter ve kayıtlarını sunması için süre verdiği, bu yöndeki kararın davacı şirkete usulüne uygun tebliğ edildiği, kaldı ki davacı tarafın tebliğin usulsüzlüğü iddiasında bulunmadığı, duruşmaya katılmayan davacı taraf yönünden dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde yenilenmeyen ve takip edilmeyen eldeki davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinde usulsüzlük bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/01/2022 tarih ve 2021/374 Esas 2022/26 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/05/2022