Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/554 E. 2022/1229 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/554
KARAR NO : 2022/1229
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2022
NUMARASI : 2020/254 Esas, 2022/90 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan
BAM KARAR TARİHİ : 05/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Davacı, Asli Müdahiller …, …bank, … Bank, …, …(katılma yoluyla) vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirketin Torbalı-İzmir’de en son teknolojiyle kurulmuş, deneyimli personeliyle tekstil sektöründe komple hizmet üreten, Türkiye ve Avrupanın en büyük ve en itibarlı kumaş üreticilerinden birisi olduğunu, firmanın faaliyet alanının örme, iplik-kumaş boyama, baskı ve farklı terbiye işlemleri olduğunu, özellikle örme kumaş üretiminde uzmanlaştığını, davacı şirketin 2020 yılı Şubat ayına kadar hiçbir ödemede sıkıntı yaşamadığını, bu tarihten sonra piyasalardaki dengenin bozulması ile gerek şirketin alacağının tahsilinde, gerekse de şirketin yapacağı ödemelerde gecikmelerin başladığını, dünya üzerinde bozulmaya başlayan ekonomi nedeni ile davacının olumsuz şekilde etkilendiğini ileri sürerek, İİK 285 ve devamı maddeleri uyarınca vade konkordatosu talep ettiklerini, borçları 1 yıl ödemesiz 6 yılda ödemek üzere ödemeyi teklif ettiğini, önce geçici mühlet kararı ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ardından bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesini ve akabinde İİK 305 vd. Maddeleri uyarınca konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,”…Dava dilekçesi ve ekindeki belgeler incelenmiş, mahkememizin 10.06.2020 tarihli ara kararı ile 7101 sayılı yasa ile değişik, İİK’nun 286. Maddesindeki belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğu tespit edilmekle, İİK 287/1 Maddesi uyarınca 10.06.2020 tarihinden itibaren davacı şirket hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, davacı şirkete Bağımsız Denetçi Yeminli Mali Müşavir …, Hukukçu … ve sektörden Tekstil Mühendisi Prof. Dr. …’ın geçici konkordato komiseri olarak görevlendirilmesine, ihtiyati tedbire, İİK 288 maddesi uyarınca geçici mühlet verildiğinin ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen müdahiller ayrı ayrı katılma taleplerini ve itirazlarını bildirmiş, katılma taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Geçici konkordato komiserleri Bağımsız Denetçi Yeminli Mali Müşavir …, Hukukçu … ve sektörden Tekstil Mühendisi Prof. Dr. …, davacı şirket hakkında sundukları 24.06.2020 tarihli ön değerlendirme raporu, 20.08.2020 tarihli nihai raporda, davacı şirketin kaydi ve reel olarak borca batık olduğu, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olduğunu ortaya koymuşlardır.
04.09.2020 tarihinde yapılan duruşmada; davacı şirket tarafından dosyaya sunulan belgeler, konkordato komiserlerinin raporları, müdahillerin itirazları değerlendirilmiş, İİK 289 maddesi uyarınca konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu anlaşılmakla, borçlu davacı şirket hakkında 1 yıllık kesin mühlet verilmesine, konkordato komiseri olarak davacı şirkete daha önce atanan Bağımsız Denetçi Yeminli Mali Müşavir …, Hukukçu … ve sektörden Tekstil Mühendisi Prof. Dr. …’ın görevinin devamına, alacaklılar kurulu oluşturulmasına, yine kesin mühletin sonuçlarının uygulanmasına ve ihtiyati tedbirin devamına karar verilmiştir.
Alacaklılardan, alacaklılar kurulunda yer almak isteyenlerin başvuruları da dikkate alınarak mahkememizin 28/09/2020 tarihli ara kararı ile alacaklılar kurulu … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … Bankası A.Ş., … A.Ş.’den oluşan 5 kişilik alacaklıdan oluşturulmuştur.
Davacı şirket hakkında 04.09.2021 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verilmiş, kesin mühlete ilişkin basın ilan kurumu portalında ve ticaret sicil gazetesinde gerekli ilanlar yapılmış, ilgili yerlere yazılan yazılara verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır. Yine kesin mühletin 4 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiş, kesin mühletin uzatılmasına ilişkin basın ilan kurumu portalında ve ticaret sicil gazetesinde gerekli ilanlar yapılmış, ilgili yerlere yazılan yazılara verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Konkordato komiser heyeti YMM …, Hukukçu …, Tekstil Mühendisi Prof. …’ın kesin mühlet döneminde İİK 290. Maddesindeki yazılı görevlerini yerine getirerek, 3’er aylık periyotlar halinde konkordatonun gidişatı ve konkordato süresi içerisindeki çalışmalarına ilişkin sundukları raporlar dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirket yönünden konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen 06.12.2021 havale tarihli, konkordatonun akıbeti ve oylama sonuçları ile ilgili tasdik duruşmasına esas rapor ve eklerinin sunulması ve dosyanın mahkememize iade edilmesi üzerine mahkememizin 06.12.2021 tarihli ek tensip tutanağı ile konkordatonun yargılamasına başlanmak üzere duruşma günü tayin edilmiş, davacı şirket yönünden tasdik harcı belirlenilerek yatırılması, ayrıca eksik gider avansının tamamlanması için kesin mehil verilmiş, ayrıca davacı vekiline İİK 307. Maddesine konu taleplerini açıklamak üzere süre verilmiş, konkordato komiser heyetinden de İİK 307. Maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı konusunda ek rapor düzenlemeleri istenmiştir.
Konkordatonun yargılamasına başlandığının ve itiraz edeceklerin itirazlarını bildirmelerine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Portalında gerekli ilanlar yapılmış, duruşma günü davacı vekili ile komiserlere tebliğ edilmiş, konkordato tasdik harcı ile eksik gider avansı davacı vekilince vezneye yatırılmış, ayrıca konkordato komiser heyetinin düzenlediği 16.12.2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu, davacı vekiline tebliğ edildiği, ek rapor ile belirlenen eksik konkordato tasdik harcının davacı vekilince yatırıldığı anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyeti 06.12.2021 tarihli nihai raporlarında: davacı şirketin reel değerlere göre aktif toplamının 127.034.527,26-TL olduğu, borç toplamının ise 151.344.735,81-TL olduğu, borç toplamının aktif toplamdan (151.344.735,81-127.034.527,26=) 24.310.208,55-TL fazlalığı nedeniyle davacı şirketin aktifinin borcunu karşılayamadığı ve borca batık olduğu, alacaklıların oyuna sunulan iskontosuz, ilk 1 yıl ödemesiz, izleyen 5 yılda 3 ayda bir 20 eşit taksitte ödemenin öngörüldüğü konkordato projesinin, kaydedilmiş 225 adet adi alacaklının 167 adedinin yani % 74,22 si ile 109.761.115,55-TL alacak tutarının 58.800.900,61-TL lik kısmının yani % 53,57’sinin kabul oyu ile kabul edildiğini, rehinli alacaklılar ile yapılan müzakereler sonucunda, … Bankası A.Ş.ile 2.422.224,86-TL rehinli alacağın protokole bağlanmak sureti ile 24 ay vade ile yapılandırıldığı, rapor tarihinde diğer rehinli alacaklılar ile henüz anlaşma sağlanamadığı, adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlu şirketin iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, şirketin İİK’nun 206. Maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar olan işçi alacaklarının ödendiği, teminata bağlanması gereken bir borcun bulunmadığı belirtilmiş, konkordato komiser heyetinden İİK 307. Maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı konusunda ek rapor düzenlemesi istenmiş, konkordato komiser heyeti 16.12.2021 tarihli ek raporlarında, davacı şirketin 4 adet rehinli alacaklıya 1 adeti taşıt, 1 adedi arsa, 1 adeti tarla, 2 adeti de mesken olan malvarlığının rehinli olduğu, iş bu rehinli mal varlığının hiç birinin davacı borçlunun işletmesinin zorunlu faaliyeti ile ilgili olmadığı, gibi bunların paraya çevrilmesi halinde şirketin ekonomik varlığını da tehlikeye düşürmediği, dolayısı ile İİK 307. Maddesindeki şartların oluşmadığı belirtilmiş, İİK 308/h kapsamındaki rehinli alacaklılarla yapılan müzakerelerin sonuçlandığı, buna göre borçlu şirketin 2.422.224,86-TL … Bankası A.Ş.alacağının 24 ay vade ile, 2.090.000,00-TL …bank alacağının 12 ay vade ile, kesin mühletteki kur üzerinden hesaplanan 1.375.363,14-TL … Loj. alacağının 18 ay vade ile protokole bağlandığı, …bank A.Ş.alacağının yapılandırılmadığı ancak, İİK 308/h kapsamında yapılan en uzun vadeli anlaşmanın 24 ay olduğu, anlaşma sağlanamayan …bank A.Ş.nin 1.920.000,00-TL alacağının 24 ay vade ile temerrüt öncesi faiz oranından ödenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, belirtilmiştir.
Mahkememizin 29.12.2021 tarihli duruşmasında, kesin mühlet içerisinde yargılamaya başlanılmış ancak kesin mühlet içerisinde yargılamanın bitirilemeyeceği anlaşılmakla İİK 304/2 maddesi uyarınca kesin mühletin bitiminden itibaren karar verilinceye kadar 6 ayı geçmemek üzere mühlet hükümlerinin devamına karar verilmiştir.
Davacı vekili 29.12.2021 tarihli duruşmada adi alacaklılar ve rehinli alacaklılar yönünden anlaşmanın sağlandığını beyan etmiştir.
Davacının adi konkordato teklifi ve süreç İİK 305 maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Komiser raporunda ortaya konulduğu üzere borçlu davacının konkordato teklifinin ve projesinin, adi alacaklılar tarafından maddede belirtilen çoğunlukla kabul edildiği, teklif edilen ödeme şartlarının borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, alacaklılara ödenmesi teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek tutara nazaran fazla olduğu, konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın yatırıldığı, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderinin gider avansı olarak mevcut olduğu, İİK 305/1-d maddesi kapsamında teminatlandırması gereken işçi alacağının bulunmadığı, işçi alacakları dışında mühlet içersinde komiser onayı ile akdedilmiş sözleşmeden kaynaklı teminatlandırması gereken borcun bulunmadığı, İİK’nun 308/h maddesi kapsamında rehinli alacaklılara olan borcun düzenlenen protokoller ile yapılandırıldığı, her ne kadar rehinli alacaklı …bank A.Ş ile anlaşma sağlanamamış ise de ; İİK 308/h maddesi gereğince anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklının, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalarda en uzun vadelisine tabi tabi olacağı belirtildiğinden, en uzun vadeli anlaşma da rehinli alacaklılardan … Bankası A.Ş. ile 24 ay vadeli olarak yapıldığından, …bank A.Ş’ne olan rehinli borcun konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz uygulanmak üzere 10/12/2020 tarihinden başlamak üzere 24 eşit taksitte ödenmek suretiyle yapılandırılmasına, iş bu karar tarihine kadar işlemiş taksitlerin 2022 yılı Şubat ayı sonuna kadar ödenmesine, sonuç olarak tasdik şartlarının sağlandığı kanaatine varılarak davacının konkordato talebinin kabulüne ve aşağıda belirtilen ödeme şekliyle konkordatonun tasdikine karar vermek gerekmiştir.
Davacının İİK 307 maddesi kapsamında satışının ertelenmesi istenilen rehinli malların işletmenin faaliyeti için zorunlu olmadığından, kaldı ki, bir kısmının rehinli borç ödenmesinde derhal devri konusunda protokol yapıldığından, rehinli malların satışının ve muhafazasının ertelenmesi talebinin reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, Davacı, Asli Müdahiller …, …bank, … Bank, …, …(katılma yoluyla) istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; rehinli alacaklı …bank T.A.Ş.’ye yapılacak ödemelerin başlangıç tarihi için en uzun vadeli sözleşmedeki ödeme başlangıç tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, anlaşılamayan rehinli alacaklı …bank T.A.Ş.’ye yapılacak ödemelerin başlangıç tarihinin konkordatonun tasdik edildiği tarih olması gerektiğini, yerel mahkemece en uzun vadeli sözleşmedeki ödeme başlangıç tarihinin esas alınmasının hem kanuna hem de konkordatonun ruhuna aykırı olduğunu, bu durumun konkordato projesini ve adi alacak tasdik ödeme planını da olumsuz ve diğer alacaklılar aleyhine de eşitsizlik yarattığını,

netice itibariyle, kanun maddesinin lafzından anlaşıldığı üzere kanun koyucu bu maddede, müzakare ve borçların yapılandırılması sürecini uzatıp borçlu ile anlaşmaya yanaşmayan rehinli alacaklıyı anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi tutarak cezalandırma amacı güttüğünü, mahkemece kanun maddesinin bu amacı göz ardı edilmiş olmakla birlikte mahkemece anlaşmalardan en uzun vadelisinin ödeme başlangıç tarihi esas alınarak rehinli alacaklı …bank T.A.Ş.’nin alacağının büyük bir kısmını anlaşan diğer rehinli alacaklılara nazaran erken almasına sebebiyet verilmiş olduğunu, böylece borçlu müvekkili ile bir türlü anlaşmaya yanaşmayan bankanın adeta ödüllendirilirken iyiniyetle borçlarını yapılandırmaya çalışan borçlu müvekkilin cezalandırıldığını, bu nedenle anlaşılamayan rehinli alacaklı yapılacak ödemelerin başlangıç tarihinin en erken konkordatonun tasdik edildiği tarih olması gerektiğinden, yerel mahkemenin rehinli alacaklı …bank T.A.Ş.’nin ödeme planına ilişkin verdiği kararının kaldırılarak; rehinli alacaklı …bank alacağının tasdik tarihinden itibaren 24 ay eşit taksit halinde ödenmesine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … vekili istinaf dilekçesinde; projenin uygulanabilirliği, konkordato ilan eden borçlu firmanın reel mali durumu, projenin alacaklıların menfaatlerine uygun olup olmadığı konularında yerel mahkeme tarafından yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmadığını, kararın bu yönleri ile de kanunun aradığı şartları taşımamakta ve eksik olduğunu, öte yandan proje ile öngörülen vadenin çok fazla uzun olduğunu, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, şirket hakkında verilen konkordato tasdik kararına dayanak nihai raporda ciddi hesaplama hataları bulunduğunu, davacının borçlarına yönelik ayrıntıya yer verilmediğini, rapor dayanak yapılarak verilen mahkeme kararının hatalı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil …bank vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece yasa hükümlerinin doğru uygulanmadığını, geçici mühlet verilmesi için usuli ve esasa ilişkin şartlar oluşmamış olmasına rağmen verilen bu karara karşı müvekkil bankaca geçici mühlet kararının kaldırılmasını ve konkordato talebinin reddi talep edilmiş ise de söz konusu taleplerinin mahkemece reddedildiğini, konkordatonun başarıya ulaşmasının iki şekilde mümkün olduğunu, birincisi şirketin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan çıkması, ikincisi ise konkordato projesine göre ödemelerin yapılarak borçların sona erdirilmesidir. Konkordato talebinde bulunurken bu amaçla dürüstçe hareket etmek ve kötü niyetli olmamak kanunun aradığı şartlardan olduğunu, oysa ki yeterli inceleme yapılmaksızın verilen yerel mahkeme kararı ile müvekkil bankanın alacağına ulaşma yolunun büyük ölçüde kapatıldığını, dosyaya sunulan konkordato projelerinin samimi ve gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu, konkordato mühleti borçlunun mali durumunun iyileşmesine katkı sağlamayacağını, aksine bu süreçte alacaklıların durumunun kötüleşeceğini, yasal şartları oluşmayan konkordato talebinin reddi gerekirken konkordato projesinin tasdikine ilişkin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil bankanın her iki şirket için de bildirmiş olduğu alacak miktarlarının komiser raporlarında eksik esas alındığını, yerel mahkemenin, itiraza uğramış alacaklar için pay ayırmamış olması, İİK 308 vd hükümlerinin de uygulanmaması, İİK 306 madde gereği alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun hangi takvim çerçevesinde ödeme yapacağının açıkça belirtilmesi gerekmesine rağmen bunun da yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın esastan kaldırılarak, her iki davacı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Asli müdahil … Bank vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin gerekçeli kararının tebliğinden itibaren gerekçeli istinaf dilekçelerini vermek üzere, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme konkordato tastik kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Asli Müdahil … vekili istinaf dilekçesinde; konkordato teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, konkordatonun tasdikine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının iflasına karar verilmesi halinde borçluların eline geçecek tutardan fazla olmadığını, konkordatonun tasdikine karar verilmesinin ve borcun tamamen ödenmesi için 6 yıl gibi uzun bir sürenin öngörülmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, bu nedenle konkordato tasdikine ilişkin hükmün ortadan kaldırılarak, konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Asli Müdahil … (katılma yoluyla) vekili istinaf dilekçesinde; konkordato talebinin alacakları geciktirme ve ödemelerden kaçınma amacı taşıdığını, talep sahibi şirket tarafından büyük ve değerli bir taşınmazın gizlice satıldığını, bu durumun konkordato komiserleri ve alacaklılar tarafından çok sonra öğrenildiğini, Mısır’da bulunan fabrikanın varlığının gizlendiğini ve taleplerin aksine durumun raporlarla açıklığa kavuşturulmadığını, …. makina ile … pazarlama, aynı ortaklara ve yöneticilere sahip olduğunu ve konkordato talebinde bulunulduğu tarihe kadar ticaret sicilde aynı adreste faaliyet göstermekte olduğunu, bu bakımdan, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğunun ortada olduğunu, şirket adına kayıtlı bazı gayrimenkullerin kaydına konkordatodan hemen önce kira sözleşmeleri şerh edildiğini, konkordato talebinden 1 ay önce, … %1 oranında hisse aldığını ve aynı anda yetkili olarak atandığını, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/254 Esas, 2022/90 Karar sayılı 02.02.2022 tarihli konkordato talebinin kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile ortadan kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, konkardatonun tastiki istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. mad. düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
I-İstinaf hakkı bulunmayan alacaklılara yönelik olarak:
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, istinaf yasa yoluna başvuranlar alacaklılar …, …bank, … Bank, …, … vekilleri bu gerekliliği yerine getirmediğinden adı geçenlerin İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle adı geçen alacaklılar vekillerinin istinaf dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca reddi gerekmiştir.
II-Konkordatonun tasdik yargılaması esasına ve davacı vekilinin istinaf istemine yönelik olarak:
İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesine göre konkordato, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için talep edebileceği kolektif bir tasfiye biçimidir.
İşletmenin borçlarının ödenmesi yanında iyileştirilmesi de söz konusu olduğunda bunun sadece alacaklıların alacaklarının bir kısmına ve vade ile kavuşması, bu arada eğer faiz öngörülmemişse alacakların enflasyon karşısında zaman içinde faiz oranı kadar eritilmesi, bir diğer ifade ile iyileşmenin sadece alacaklılara yüklenmesi kabul edilemez. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun konkordato projesini niteleyen 286’ncı maddesinde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağının gösterilmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
Somut olayda, davacı şirketin tekstil ve pazarlama sektöründe faaliyet gösterdiği, Torbalı olan faaliyet merkezinin bağlı olduğu yargı yerinde davanın açıldığı, ön projesi ile, 1 yıl geri ödemesiz 6 yıllık dönemde, her üç ayda bir olmak üzere 20 eşit taksitle faizsiz ödeme taahhüdünde bulunduğu, 10/06/2020 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet verildiği, komiser tayin ile ilanların tamamlandığı, 1 SMMM, 1 tekstil sektöründen ve 1 hukukçu bilirkişisinin konkordato komiseri olarak atandığı, davacı şirketin aktifinin(özvarlık,stok,taşıt,demirbaş) 127.034.527,26 TL ve borcunun(adi,rehinli,kamu,personel) 151.344.735,81 TL olup borca batık olduğunun tespit edildiği, 04/09/2020 tarihinden itibaren 1 yıl kesin mühlet verildiği, ön projedeki gibi ilk yıl geri ödemesiz izleyen 5 yılda 3 ayda bir 20 eşit taksitle, faizsiz ödeme teklifinin oylandığı ve nihai rapora göre hem alacaklı sayısı, hem alacak miktarına göre yasanın aradığı çoğunluğun sağlandığı, tasdik harcının davacı tarafça tamamlandığı, ödeme projesinin borçlu şirket kaynakları ile uyumlu olduğunun bildirildiği, 04/09/2021 tarihinde kesin mühletin 4 ay daha uzatılmasına karar verildiği, 29/12/2021 tarihli oturumda, kesin mühletin 6 ayı geçmeyecek şekilde uzatılmasına karar verildiği, 02/02/2022 tarihinde, (04/02/2022 tarihinde yasanın aradığı sürenin dolacağı) davacı şirket yönünden konkordato talebinin tasdikine karar verildiği görülmüştür.
Bütün bu açıklama ve verilere göre şirketin, ödemeyi tasdik tarihinden başlatarak 12’inci aya ertelediği ve ilk olarak sadece borçların 1/20 gibi cüz’i oranla yapmayı hedeflediği; ödeme aralıklarının üçer ay gibi sürelere yayıldığı, nihai tasfiyenin 6’ncı yılın sonuna bırakıldığı dikkate alındığında borçların zamana karşı eritileceği değerlendirilmiştir. Her ne kadar davacı şirket ve konkordato komiserleri tarafından tenzilat taleplerinin projede bulunmadığı belirtilmiş ise de, fazsiz ödemenin örtülü tenzilat olduğu da gözden kaçırılmıştır.
Konkordatonun tasdiki şartları İİK nın 305. maddesinde belirtilmiştir. Bu şartlar, ekseriyet, teminat, orantılılık, yargılama harç ve giderlerinin depo edilmesidir. Konkordatonun tasdiki için gerçekleşmesi zorunlu olan bu koşullar res’en mahkemece değerlendirilir.
Davacı şirket, borca batıktır. Borçlu şirket borçlarını 1+5 yıl toplam 6 yıllık ödeme sürecinde faiz de vermeyerek borçlarını indirmektedir. Bir kısım rehinli alacaklılar ile anlaşma sağlanmamıştır. Eldeki dosyada alacaklıları koruyacak hiçbir öneri sunulmamıştır. Davacı şirketin iflası halinde konkordatoya tabii adi alacaklıların tahsilat oranı %31,47 iken, konkordato teklifinin kabulü halinde %100 olacağı bildirilmiştir. Borçlunun ödemelerini yapması için 1 taşınmaz ve 32 adet atıl örme makinesi satışı öngörülmektedir. Ayrıca alacakların ödenmesi için sermaye arttırımı, kredi alımı planlanmamış, cari alacak ve çeklerin tahsilatının beklendiği öngörülmüştür. Şirketin varlıklarının borçlarının sadece yüzde 60’ını karşılayabildiği ve borca batık olduğu, kâr edemediği, bir kısım taşınmaz ve atıl durumda makinelerini satacağı anlaşıldığına göre, davacı şirketin nasıl karlılık haline geçeceği, ön görülen cirosunun belirlenmemesinin şüphe uyandırdığı gibi rehinli alacakların ödenmesinden sonra kalan %5 ciro ile borcu ödeyeceğinin somut olmadığı, kaldı ki adi borçlarından bir kısmının dolar ve EURO gibi yabancı para birimi ile olduğu, yabancı para değeri artışının ödeme de dikkate alınmadığı da görülmüştür.
Sonuç olarak, konkordatonun davacı tarafından borçların ödenmesi ve işletmeye hayatiyet kazandırılmasından öte olduğu anlaşılmış ise de, istinaf kanun yoluna başvuran alacaklıların, HMK 352/1-ç maddesi gereğince istinaf haklarının bulunmaması, davacı vekilinin istinaf isteminin ise, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatı ve aleyhe bozma yasağı ilkeleri birlikte değerlendirilerek, istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/02/2022 tarih ve 2020/254 Esas, 2022/90 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince, alacaklılar …, …bank, … Bank, …, …(katılma yoluyla) vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının USULDEN REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine,
2-Alacaklılar …, …bank, … Bank, …, …’in ayrı ayrı yatırmış oldukları, 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının istemi halinde bu alacaklılara iadesine,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın ilk derece mahkemesi kararını istinaf edenlere re’sen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/07/2022