Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/495 E. 2022/853 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/495
KARAR NO : 2022/853
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2021
NUMARASI : 2021/254 Esas 2021/1250 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
BAM KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/05/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile, dosyası terfik edilen, … Şti.’nin 1 çalışanı ile, firmanın kamuya ve diğer müteahhitlere taşeron olarak iş yapan bir taahhüt firması olduğunu, firmanın ödeme dengesinin bozulması, döviz fiyatlarındaki ve maliyetlerdeki artış, iş hacminde düşüş ile, borçlarını hiç ödeyemeyecek duruma düşmemesi için, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında olan müvekkillerin İİK m. 285 vd. hükümleri uyarınca, alacaklılarıyla borçların ertelenmesine yönelik vade konkordatosu yapabilmesi için; tenzilat talebinde bulunmayarak, 1+3 yıl içinde eşit taksitler halinde, faizsiz ödeme taahhüdünde bulunarak, geçici mühlet ve kesin mühlete hükmedilmesi ve konkordato talebinin talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,”… Somut olayda; talep eden dava dilekçesi ile; Geçici mühlet alındıktan sonra alacaklılar ve bankalarla yapılandırma görüşmeleri ve anlaşmaları yapılacağı, mutabakat sağlandıktan sonra kararın kesinleşmesinden borçlarının tenzilat talep edilmeksizin tamamının herhangi bir gecikme faizi, vade farkı, kur farkı olmaksızın ana para üzerinden 12 ay ödemesiz, 36 ay vadeyle (aylık eşit taksitlerle) ödeneceğine ilişkin ön proje sunmuş ve şirket borçlarını tam hisse ile sahip olduğu asıl dosya olan 2021/250 Esas sayılı dosyada davacı … ŞİRKETİ’nden elde edeceği gelir ve eşine ait … İli, … İlçesi, … mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmazın satışından elde edeceği gelirle ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; 14/12/2021 tarihli Geçici komiser raporuna göre, Davacının tam hisse ile sahip olduğu asıl dosya olan 2021/250 Esas sayılı dosyada davacı … ŞİRKETİ’nin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 804.132,59-TL olup borca batık olmadığı, 2021 yılı 1. Dönem (Ocak Şubat, Mart), 2. Dönem (Nisan, Mayıs, Haziran), 3. Dönem (Temmuz, Ağustos, Eylül) vergi beyannamelerine göre brüt satışlar tutarının 1.488.587,50-TL olduğu, 1. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 197.657,75-TL kar elde ettiği, 2. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 184.564,10-TL kar elde ettiği, 3. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 171.470,45-TL kar elde ettiği, şirketin 3. dönem geçici vergi beyannamesindeki gelir tablosu dikkate alındığında 171.470,45/9 ay=aylık 19.052,27-TL aylık gelir elde ettiği, Ekim 2021 döneminde herhangi bir gelirin elde edilmediği, kasım 2021 döneminde 118.000-TL tutarında hasılat gerçekleştiğinin beyan edildiği, ancak yapıldığı iddia edilen işler ile ilgili fatura ibraz edilmediği, davacı şirket açısından konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin yüksek ölçüde alacaklarını tahsil etme ihtimaline bağlı olduğu, bu haliyle konkordato projesinin başarıya ulaştırma kapsamında yeterli görülmediği belirtilmiştir.
Davacı …’nın ise şirketten herhangi bir huzur hakkı almadığından aylık gelirinin olmadığı, şirketin dağıtılacak herhangi bir karının bulunmadığı, eşine ait … İli, … İlçesi, … mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmazın alınan gayrimenkul değerleme raporuna göre 51.270,22-TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 215/12/2021 tarih ve 2021/250 Esas, 2021/1249 Karar sayılı ilamı ile davacı “… ŞİRKETİ” yönünden, 2004 sayılı İİK’nın 287/4 Maddesi gereğince, 15/09/2021 tarihinden geçerli olmak üzere verilen 3 aylık geçici mühlet süresinin 2 ay süreyle uzatılmasına karar verilmesi talebinin reddine, 3 aylık geçici mühletin kaldırılmasına, konkordato talebinin reddine, şirketin 2004 Sayılı İİK’nın 292/2-1-b Maddesi delaletiyle 292/1 maddesi gereğince iflasına karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere, davacı …’nın ön projesini dayandırdığı borçlarını tam hisse ile sahip olduğu asıl dosya olan 2021/250 Esas sayılı dosyada davacı … ŞİRKETİ’nden elde edeceği gelire dayandırdığı dikkate alındığında, davacı şirket hakkında iflas kararı verilmesi nedeniyle, gelir elde etmeyen şirketin …’ya gelir getirmesinin söz konusu olmadığı, davacının başkaca gelirinin bulunmadığı, davacı …’nın eşine ait … İli, … İlçesi, … mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmazın satışından elde edeceği gelirin, alınan gayrimenkul değerleme raporuna göre 51.270,22-TL olduğu belirtildiğinden buradan elde edeceği muhtemel satış bedeli ile de, konkordato projesini gerçekleştirme ihtimalinin bulunmadığı, ön projede beyan edildiği gibi kârlılığı yakalayabilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından talep edenin geçici mühletin kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı “…” 6012 Sayılı TTK’nın 12 vd.. maddeleri gereğince tacir olmadığından hakında “İflas İle İlgili Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına”” karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; yerel mahkemenin konkordato talebinin ve geçici mühletin uzatılmasına dair talebin reddi kararında, kar dağıtımının yapılmamasının gerekçe olarak gösterildiğini, bu dosyadan tefrik edilen şirket ile müvekkilinin aynı mali tablo içinde yer aldığından tek dosya halinde konkordato talebinde bulunulduğunu, mahkemenin tefrik kararı verdiğini, konkordatonun başarısının şirketin başarısına bağlı olduğunu, şirketin ve müvekkilinin dosyalarının birlikte değerlendirilmesinin uygun olacağını, mahkemenin hukukçu bir komiser atadığını, ekonomik ve mali nedenlerin ağır bastığı raporlara göre, mahkemenin değerlendirme yaptığını, davacının ve firmasının durumu ile bilançoların en azından bir mali müşavir veya bankacı bilirkişiye incelettirilmesi gerektiğini, müvekkilinin yol inşaatçısı olduğunu iflasın tasfiyesi halinde alacaklıların alacaklarına kavuşmasının güç olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak geçici mühletin ek iki aylık süre verilerek devamı ile tedbirlerin devamına karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, İİK 285. ve devamı maddelerinde düzenlenen konkordato istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, geçici mühletin sona ermesinden sonra, ek sürenin verilmemesi ve konkordato isteminin reddi kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince 20/09/2021 tarihli ara kararı ile 3 ay geçici mühlet kararı verilmiş; konkordato komiseri raporu dikkate alınarak 15/12/2021 tarihli duruşmalı ara kararı ile geçici mühlet kararının 2 ay süre ile uzatılması talebinin ve konkordato talebinin de reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yargılama sırasında, 15/09/2021 sayılı tensip tutanağının 4. nolu ara kararı ile, “Davacı … hakkındaki açılan davanın, davacı tarafından davacı şirketten ayrı bir konkordato ön projesi sunulması, alacaklıların bir kısmının farklı olması ve davacı şirket hakkında açılan davanın yargılama sürecini uzatacağı gerekçesi ile, davacı … ve … Şti. hakkındaki davaların tefrikine, 20/09/2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet verilmesine, ihtiyati tedbirlere ve geçici komiser atanmasına karar verilmiştir, ilanlara ilişkin gazete örnekleri ve davacı adına konkordato talep yetkisi bulunan vekaletname dosyaya celp edilmiştir.
Geçici komiser olarak atanan hukukçu Dr….’ın 21/10/2021, 26/11/2021 ve 14/12/2021 tarihli geçici komiser raporlarında, davacı …’nın açtığı davada, tefrik edilen şirketin tek ortağı olduğunu, 29/05/2019 tarihinden itibaren temsil ve ilzama yetkili seçildiğini, bireysel kredi borçlarının 190.000 TL, aval şerhi bulunan ve ciroladığı çeklerden dolayı 1.466,000 TL borcu bulunduğunu, şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşması halinde, davacının borçlarını ödeyebilme imkanına kavuşacağını, şirket gelir ve karından %10 oranında gelir elde edebileceği, ön projede satışın ön gördüğü taşınmazın değerinin 51.270,22 TL olup, şirketten huzur hakkı almadığını, başka bir gelirinin olmadığını, şirketin kar dağıtımı yapılmadığından, eline geçecek gelirin henüz belirlenemediğini, davacının mal varlıkları ve şirketinin karlılık miktarına göne konkordato projesinin başarıya ulaştırılması kapsamında yeter olmadığı, bilançoda kayıtlı alacaklarının tahsili halinde projenin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğu bildirilmiştir.
Yargılama sırasında, 15/09/2021 sayılı tensip tutanağının 4. nolu ara kararı ile, “Davacı … hakkındaki açılan davanın, davacı tarafından davacı şirketten ayrı bir konkordato ön projesi sunulması, alacaklıların bir kısmının farklı olması ve davacı şirket hakkında açılan davanın yargılama sürecini uzatacağı gerekçesi ile, davacı … ve … Şti. hakkındaki davaların tefrikine, 20/09/2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet verilmesine, ihtiyati tedbirlere ve geçici komiser atanmasına karar verilmiştir, ilanlara ilişkin gazete örnekleri ve davacı adına konkordato talep yetkisi bulunan vekaletname dosyaya celp edilmiştir.
Geçici komiser olarak atanan hukukçu Dr….’ın 21/10/2021, 26/11/2021 ve 14/12/2021 tarihli geçici komiser raporlarında, davacı …’nın açtığı davada, tefrik edilen şirketin tek ortağı olduğunu, 29/05/2019 tarihinden itibaren temsil ve izama yetkili seçildiğini, bireyle kredi borçlarını 190.000 TL, aval şerhi bulunan ve ciroladığı çeklerden dolayı 1.466,000 TL borcu bulunduğunu, şirketin konkordato projesinin başarışa ulaşması halinde, davacının borçlarını ödeyebilme imkanına kavuşacağını, şirket gelir ve karından %10 oranında gelir elde edebileceği, ön projede satışın ön gördüğü taşınmazın değerinin 51.270,22 TL olup, şirketten huzur hakkı almadığını, başka bir gelirinin olmadığını, şirketin kar dağıtımı yapılmadığından, eline geçecek gelirin henüz belirlenemediğini, davacının mal varlıkları ve şirketinin karlılık miktarına göne konkordato projesinin başarıya ulaştırılması kapsamında yeter olmadığı, bilançoda kayıtlı alacaklarının tahsili halinde projenin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğunu bildirmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 285. maddesine göre, borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Buna göre sermaye şirketleri ile birlikte gerçek kişiler de mahkemeden konkordato talebinde bulunabilir. Yasa koyucu konkordato talebini, vade konkordatosu ve indirim konkordatosu olarak ikiye ayırmıştır. Yani borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski bulunan borçlu şirket veya borçlu şahıs, mahkemeye başvurarak borçlarının ödenmesi için vade verilmesi veya borçlarından indirim yapılması talebiyle konkordato talep edebilir.
Geçici konkordato komiserinin verdiği raporda pasiflerinin aktiflerinden fazla olduğu,ancak alacakların tahsili halinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olacağını belirtilmiştir.
İİK’nın 287/3 maddesi gereğince, mahkeme geçici mühlet kararı ile birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir, hükmü dikkate alındığında teknik bilgi gerektiren konkordato davalarında bir ya da davanın mahiyetine göre birden fazla komiser atanması yasanın emredici hükmü olup, konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağının denetlenmesi hususunun konkordato komiserlerinin görüşü ve raporu alınmadan yapılamayacağı değerlendirilmelidir. İlk derece mahkemesince atanan hukukçu konkordato komiserinden, davacının konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşamadığı hususunda rapor alınmış ve bu rapor içeriğine göre davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yan, mali yönden inceleme yapılması gerektiğinden, hukukçu komiser seçiminin yerinde olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, davacının tacir olmadığı, ticari kayıt tutmadığı, alacağını ödemesinin ancak dosyası tefrik edilen ve davacının tek yetkilisi olduğu şirketten alacağını tahsile bağlı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
İstemde bulunan davacı tarafından başvuru dilekçesinde ve ön projede, konkordatonun ” vade konkordatosu” olduğu, ayrıca borçlarının ilk yıl ödemesiz olmak üzere”…konkordatonun tasdikinden sonraki 3 yılda ödemeyi taahhüt…” edildiği belirtilmiştir.
Konkordatonun amacı, borçluyu olduğu kadar alacaklıları da iflasa nazaran daha kısa sürede ve yüksek oranda tatmin etmektir. Bu yapılırken özellikle alacaklıların sürece dahil edilmesi; alacaklıların, komiserin ve mahkemenin katılımı ile nihai projenin oluşturulması ve konkordatonun başarıya ulaşması için iş birliğine gidilmesi gerekir.
Konkordato mühleti borçlunun oylamaya hazırlık yapacağı, alacaklılarla görüşeceği ve onları olumlu oy kullanmaya ikna edeceği bir süreçtir. Bu bakımdan alacaklıların yaklaşımının borçlunun ve konkordatonun akıbetinde büyük bir rolü vardır.
Konkordatoda kilit noktası alacaklıların projeyi oylamasıdır. Alacaklıların onayına sunulacak proje ön proje değil, (komiserin ve alacaklıların da katılımıyla ve gerekirse mahkemenin müdahalesiyle revize edilmiş; İİK m.305/son) nihai projedir. Mahkemece ön veya nihai projenin, alacaklıların oylamasına dahi sunulamayacak kadar olumsuz bulunması ihtimali dışında, borçlunun ve alacaklıların konkordatonun imkanlarından yararlandırılmaması düzenlemenin amacı ile bağdaşmamaktadır. Ancak, dosya kapsamına göre, davacının tek geliri ve aktifi, dava dışı yetkilisi olduğu şirketin karından ibaret olduğu, projede kapsamında ve yargılama sırasında aktifini arttıramamıştır. O halde, dava dışı şirketin ortağı ve tek yetkilisi olan, tefrik edilen … ŞİRKETİ ile davaların birlikte veya tefrik edilerek görülmesinin sonuca etkisi de bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2021 tarih ve 2021/254 Esas 2021/1250 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemizce davacı vekiline tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/05/2022