Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/440 E. 2022/795 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/440
KARAR NO : 2022/795
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2021
NUMARASI : 2021/986
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı HMK.’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesi ile; Davalı … Şti. İle müvekkil … Şti. arasındaki ticari ilişki nedeniyle 07.12.2019- 31.12.2019 tarihleri arasında müvekkili adına 11 adet fatura düzenlendiğini, bu faturaların toplam bedelinin 123.785,00 TL olduğunu, işbu fatura bedelinin ödenmesi için borçlu firma ile görüşülmüşse de taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu bedelin ödenmesini teminen yine taraflarınca İl Hal Hakem Heyeti’ne başvurulduğunu, borçlu firmanın mevcut bulunan teminatları ve alacakları üzerine tedbir/haciz konularak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödemenin yapılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, 29/12/2021 tarihli ara karar ile, dosyaya sunulu bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen hususlara ilişkin hiçbir belge sunulmadığı gerekçesi ile, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, ihtiyati haciz talebi için alacağın varlığının yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, kesin ispat aranmayacağını, düzenlenen ve ödenmeyen 11 adet faturaya dayalı taleplerinin, karşı tarafın mal varlığını azaltma ihtimali bulunduğunu belirterek, talebin reddine dair kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Talep; 11 adet faturaya dayalı alacağın tahsili için, davalı yanın teminat, hak ve alacaklara haciz konulması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, taraflar arasında satıma dayalı ticari ilişki nedeni ile 07/12/2019 – 31/12/2019 tarihleri arasında düzenlenen 11 adet fatura bedeli ödenmediğinden il hakem heyeti nezdinde bulunan teminat ve alacaklara ihtiyati haciz konulmasının talep ettiğini, bu talebin davalı firmanın künyesi ile davacı tarafından sunulan fatura içeriği malların örtüşmediği gerekçesi ile talebin reddedildiğini belirterek, il hakem heyeti kararının iptali ile fatura bedelinin tarafına ödenmesini, borçlu firmanın teminat ve alacaklar üzerine tedbir/haciz konulmasını talep etmiştir.
Sadece faturaların düzenlenmesi alacağın varlığının ispatı için yeterli değildir. Borçlunun elinden sadır bir delil dosyaya sunulmadığı gibi, deliller arasında da dayanılmamıştır. Kaldı ki; dosyada bulunan hakem heyeti kararına göre; davalı tarafın iddialarına göre, davacı şirket yetkilisi …’ün vekalet ile işlerini yürüttüğü sırada, vekaleti kötüye kullandığını ve bu hususta suç duyurusunda bulunulduğu hususları da dosyaya yansımıştır.
6100 sayılı HMK’nın 341.maddesinde istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar açıkça belirlenmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici el konulmasıdır. Şartları ve etkileri esas itibariyle İİK’da düzenlenmiştir. Muaccel alacaklarda alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş bulunması halinde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesi mümkündür.
İİK’nun 257. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder..” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin geçici hukuki koruma tedbirleri olduğu madde gerekçelerinde açıklanmıştır. “İhtiyati haczin; icrai hacze dönüşünceye kadar alacaklının borçludaki alacağının ödenmesini tehlikeye düşürmeden sağlayan bir tedbir niteliğinde olduğu dikkate alınarak, mahkemece, davacının ihtiyati haciz isteminde bulunduğu miktarın sadece yasada belirtilen ihtiyati haciz istemi koşulları yönünden değerlendirilmesi gerekir. (Y.11.HD.04.11.2004.E-12561/K-10833)”
Somut uyuşmazlıkta; davalı şirketin mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalıştığına dair dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi, iddia edilen alacakların varlığının yargılamayı gerektirir mahiyette olduğu, yargılama ile varılacak sonuca ihtiyati haciz yoluyla ulaşılması söz konusu olamayacağı gibi, davacı alacağının henüz sübut bulmadığı, dosya kapsamıyla ihtiyati haciz talep eden davacının alacağı ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığını ihtiyati haciz verilmesini gerektirir biçimde delillendiremediği, İİK 257 maddesinde ön görülen şartların oluşmadığı, tüm bunlara göre yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz taleplerinin reddi yönündeki ara kararın doğru ancak gerekçesiz olduğu anlaşılmıştır.
O halde, dosya kapsamına göre, yapılan yargılamaya ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ihtiyati haciz talebinin, özellikle alacağın dayanağının faturalar olup, İİK 257. Maddesi koşulları gerçekleşmediğinden, reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 31,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2021 tarih ve 2021/986 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE,
2-Kararının taraflara tebliği, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022