Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/431 E. 2022/830 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/431
KARAR NO : 2022/830
KARAR TARİHİ: 29/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
NUMARASI : 2014/835 Esas 2019/41 Karar
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
BAM KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Asli Müdahil …. Şti. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, müvekkili şirketin halatlı taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren teleferik firması olduğunu, ancak ekonomik durumlarının bozularak borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesi kapsamında erteleme kararı verilmesi halinde borca batıklıktan çıkabileceğini ileri sürerek, müvekkili şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE: Yapılan mali incelemeler doğrultusunda, firmanın halihazırda halen borca batıklığının devam ettiği, davacı şirkete iflasının ertelenmesine ilişkin verilen ilk tedbir tarihi olan 03/01/2014 tarihinden bu yana mali durumunda önemli bir değişikliğin olmadığı, iyileştirme projesinin tatbiki ve mali durumun düzeltilmesi yönünde yeterli, samimi çabanın bulunmadığı, şirketin borca batıklıktan kurtulamayacağının bilirkişi ve gözetmen raporları ile sabit olduğu, kaldı ki; şirketin ilk tedbir kararını 03/01/2014 tarihinde aldığı, böylelikle karar tarihi itibari ile 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu, burada belirtmek gerekir ki; Erteleme süresinin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hususunda, ilan tarihi esas itibarıyla üçüncü kişiler bakımından önem taşıması karşısında, erteleme kararının tüm etkilerinin ilandan itibaren işlemeye başlayacağını kabul etmek yerinde olmayacağı, nitekim İİK m.179/b, f.1’de, erteleme kararının etkileri sayılmaya başlanırken, “erteleme kararı üzerine…” ifadesine yer verilmiştir ki, bu da erteleme kararına bağlanan etkilerin erteleme kararı ile hüküm doğurmaya başlayacağını göstermektedir. Bu yönü ile özellikle erteleme süresinin erteleme kararı tarihinden itibaren işlemeye başlaması kabul edilmiştir. Hal böyle olunca erteleme süresi İİK m.179/b, f.4’e göre 5 yıldan fazla olamayacağı ve esas itibari ile de iflas erteleme koşullarının kalmadığı anlaşılmakla, davacının iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Asli Müdahil …. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkemece dosya kapsamında alınan 10.01.2019 tarihli Bilirkişi Raporu ile 13.12.2018 tarihli Kayyım Raporları esas alınarak davacı şirketin aktiflerinin pasiflerine nazaran noksan olduğunun kabulü ile borca batıklığının mevcut olduğu tespit olunmuş ise de; tespit olunan hususlar gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle anılan raporlar doğrultusunda usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen iflas kararının kaldırılması gerektiğini, davacı şirketin aktif değerleri borçlarından fazla olduğundan şirketin borca batık olmadığını, davacı şirketin envanter defterinde tüm stokların kaydı mevcut bulunmak zorunda olduğunu, envanter kayıtları, merkez depoda bulunan mallar ve şantiyelerdeki yarı mamul ve mamuller üzerinde inceleme yapılması gerekirken yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın tespit olunan aktifler toplamı gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket aktifinde kayıtlı mevcutlar borçlarından fazla olup borca batık olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararı’nın davacının iflas erteleme isteminin reddine ilişkin kısım hariç olmak üzere iflas kararı yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, iflasın ertelenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Mahkemece, davacı şirketin mevcut ve güncel durumda borca batık olup olmadığı konusunda makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden alınan 10/01/2019 havale tarihli ek heyet raporunda özetle; 30/09/2018 tarihli kaydi öz varlığının 875.082,71 TL olduğundan kaydi bilançosuna göre borca batık olmadığı, şirketin fabrika içerisindeki demirbaşların yerinde olduğu, stokların bulunduğu deponun boşaltıldığı, mevcut stok tesis makina ve cihaz demirbaş eşya üzerinde yapılan incelemeye göre rayiç değerlerin 2.615.131,70 TL olduğu, şirketin aktif kalemler toplamının 10.576.553,46 TL pasif kalemler toplamının 11.576.107,56 TL olduğu, borç toplamının aktif toplamından 999.554,10 TL olduğu, firmanın borca batık olduğu anlaşılmıştır.
13/12/2018 havale tarihli kayyım raporunda özetle; şirketin 30/09/2018 tarihi itibari ile kayıtlı değerlere göre özvarlık toplamının 875.082,71 TL olarak tespit edildiği, yapılan reel değerlemeler ve düzeltmeler sonucunda reel değerlere göre özvarlık toplamının menfi – 1.547.821,87 TL olarak hesaplandığını, reel değerlere göre aktif toplamının 12.451.190,27 TL ve borçlar toplamının 11.576.107,56 TL olarak tespit edildiğini, aktif toplamının borçları karşılamadığı şirketin 1.547.821,87 TL kadar borca batık durumda olduğu görüş olarak açıklanmıştır.
Yapılan mali incelemeler doğrultusunda, firmanın halihazırda halen borca batıklığının devam ettiği, davacı şirkete iflasının ertelenmesine ilişkin verilen ilk tedbir tarihi olan 03/01/2014 tarihinden bu yana mali durumunda önemli bir değişikliğin olmadığı, iyileştirme projesinin tatbiki ve mali durumun düzeltilmesi yönünde yeterli, samimi çabanın bulunmadığı, şirketin borca batıklıktan kurtulamayacağının bilirkişi ve gözetmen raporları ile sabit olduğu, kaldı ki; şirketin ilk tedbir kararını 03/01/2014 tarihinde aldığı, böylelikle karar tarihi itibari ile 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu, erteleme süresinin İİK m.179/b, f.4’e göre 5 yıldan fazla olamayacağı ve esas itibari ile de iflas erteleme koşullarının kalmadığı anlaşıldığından davacının iflasına karar verilmesinde yasaya uymayan bir yön yoktur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; göre müdahil vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2019 tarih ve 2014/835 Esas, 2019/41 Karar sayılı kararına karşı Asli Müdahil …. Şti. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran Asli Müdahil …. Şti. tarafından alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin Asli Müdahil …. Şti. den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Asli Müdahil …. Şti. tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2022