Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/371 E. 2022/493 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/371
KARAR NO : 2022/493
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI : 2021/185 Esas, 2021/875 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022

Davacılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkillerinden …’ın dava dışı …’e vekaletname vererek, adına olan taşınmaz tapu kaydında bulunan hazine fazlalılığı şerhinin kaldırılması ve 60.000,00 TL ücret alacağı hususunda anlaştıklarını, bu paranın 30.000,00 TL’sinin peşin alındığını, kalan 30.000,00 TL’nin de iş bitiminde alınacağının kararlaştırdıklarını, peşin alınan 30.000,00 TL nakit paraya karşı davalıların talebi üzerine alacaklısı … borçluları … ve … olan 30.000,00 TL bedelli 23.02.2016 düzenleme tarihli ve 25.03.2016 ödeme tarihli olan senet verildiğini, davacı …’ın üzerine aldığı işi takip ettiğini ve İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından 12.12.2016 tarihinde hazine fazlalığı şerhinin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak davacılara kalan bedelin ödenmediği gibi, İzmir 6. İcra Müd. 2016/14825sayılı dosya ile 30.000TL bedelli senete dayalı icra takibi başlatıldığını belirterek, bu senetten dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile, tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılardan …’ın dava konusu kambiyo senedinde taraf olmadığını, icra dosyasında da husumet yöneltilmediğini bu durumda taraf ehliyetinin olmadığını, bu davacı yönünden davanın reddi gerektiğini, dava dışı …’in hazine fazlalığı şerhinin kaldırılması ile ilgili olarak peşinat tutarının teminatı olarak verildiği iddia edilen kambiyo senedinin öyle bir anlaşmaya dayalı olmadığını, senedin nakden ibareli olduğunu, ispat yükünün teminat senedi olduğunu ileri süren davacılara ait olduğunu, dava konusu kambiyo senedinin davacılardan …’in işleri bozulduğu için 30000,00 TL nakit borç alarak borç karşılığı senedi düzenleyerek davalıya verdiğini, kefilin ise, davacılardan … olduğunu, davacının iddiaları ile senet arasında irtibat bulunmadığını, davanın hem husumetten hem de esastan reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, senedin incelenmesinden davacılardan …’ın senette veya icra takibinde yer almadığı ve menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile taraf sıfatı bulunmadığının bu davacı yönünden davanın reddine, diğer davacılar için ise; senedin teminat senedi olduğunu ileri sürdükleri, ispat yükünün üzerlerinde olduğu Milli Emlak Başkanlığının 12/12/2016 tarihli yazısı dışında senedin teminat olarak alındığına dair delil veya belgeyi dosyaya sunamadıkları, davacıların yemin teklifinde de bulunmadıkları gerekçesi ile ispatlanamayan davanın davacılardan … ve … bakımından esastan reddine karar verilmiştir.
Dava; 30.000 TL bedelli bir adet bonoya dayalı başlatılan takipten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava konusu bono 23/02/2016 keşide ve 25/09/2016 vade tarihli, 30.000,00 TL bedellidir. Davalı lehtar, davacılardan … keşideci ve … kefil sıfatlarına haizdir. İhdas sebebi nakten olarak gösterilmiştir. Zorunlu unsurları bulunan kambiyo senedi, bono vasfındadır.
Davacı vekili; icra takip dosyası, İzmir Valiliği Milli Emlak kayıtları, vekaletname ve yemin deliline dayanmıştır.
Milli Emlak Dairesi Başkanlığının 12/12/2016 tarihli yazısında; … ilçesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmazda bulunan Hazine fazlalığının bedele dönüştürülmek suretiyle telkininin talep edildiği, defterdarlık makamının oluru ile söz konusu taşınmazdaki hazine fazlalığının takdir edilen toplam 885.560,00 TL bedelin malikten tahsili ile bu şerhin tapu kütüğünden kaldırılmasının uygun görüldüğü bildirilmiş olup, yazı altında teslim alan … – 14/12/2016 tarih 11:30 saat yazısı ve imzasının bulunduğu teslim eden olarak … isim ve imzasınını bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece; davacının dava ve kambiyo takibine konu senetten dolayı borçlu bulunmadığın tespiti ile açtığı davada, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu ve iddiasını ispatlayamadığından reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olmasına rağmen, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadığı, ayrıca yargılamadaki son oturumda davacı vekilinin mesleki mazeretinin bulunduğunun, duruşma tutanağa geçirilmesine rağmen mazeret hususunda olumlu ve ya olumsuz bir karar verilmediği hususlar belirtilerek, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasın karar verildiği, bu dosyanın mahkemesine iade edildiği, yargılama sırasında davacılara yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, takip alacaklısı … e teklif edilen yeminin eda edildiği ve mahkemece davacılardan … yönünden, taraf sıfatı bulunmadığından, diğer davacılar yönünden esastan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkeme kararına karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, mahkemenin kararının hukuka uygun bulmadıklarını ve kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Davacılar tarafından dosyaya sunulan istinaf dilekçesi gerekçesiz istinaf dilekçesi süresi içerisinde verilmiş olan ve geçerli olan istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesidir. Bu dilekçede her ne kadar istinafa konu edilen sebep ve gerekçeler belirtilmemiş ise de geçerli bir istinaf yoluna başvuru dilekçesi olduğundan kamu düzenine ilişkin şartlar incelenmiş olmakla, HMK’nın 355.maddesi gereğince kamu düzenine aykırı herhangi bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, şikayet eden vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/10/2021 tarihli, 2021/185 Esas, 2021/875 Karar sayılı kararına karşı davacıların istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 17/03/2022