Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/366 E. 2022/755 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/366
KARAR NO : 2022/755
KARAR TARİHİ: 21/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
NUMARASI : 2021/348 Esas 2021/962 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022

Taraf vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalının Mardin Organize Sanayi bölgesi … şantiyesinde bulunan yemekhanesine 01/05/2015 – 01/01/2016 tarihleri arasında günde üç öğün yemek tedariki hususunda anlaşma yapıldığını sözleşme bitim tarihinden 1 ay evvel ihbar edilmediği için sözleşmenin 01/01/2017 tarihine kadar uzadığını, sözleşmede belirlenen sürede davalının davacının tahakkuk bedeli ücretlerini ödemediğini, davalı şirket yetkililerinden …’in 31/01/2016 tarihinde telefonla, 01/02/2016 tarihinden itibaren yemek getirilmemesini ve kendileri ile çalışmayacağını söylediğini, sözleşme uyarınca 01-02-03 02.2016 -tarihinde sabah-öğlen ve akşam yemek tedarikine devam eden müvekkilinin yemek tedarikinin kabul edilmediğini ,yemeklerin çöpe dökülmek zorunda kalındığını, müvekkiline ait masa sandalye vb. Malzemelerin dışarıya atıldığını bu durumun Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/2 D. İş sayılı dosyası tespit ettirildiğini, davalı şirket tarafından sözleşmenin feshi ihtarnamesinin gönderildiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının sözleşme ithamı olan 01.01.2017 tarihine kadar yoksun kaldığı kazanç karşılığı 1.000,00-TL nin 01.02.2016 tarihi itibarı ile reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, ayrıca 1-2-3 Şubat 2016 tarihlerinde günde 3 öğün toplam 9 öğün telef olan yemeğin bedeline ilişkin olarak 1.000,00-TL nin 01/02/2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 6.05. Maddesi uyarınca cezai şart olarak kararlaştırılan 3 aylık hizmet bedeli karşılığı 10.000,00-TL nin 01/02/2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 10.000,00-TL cezai şart taleplerini 113.453,00 TL arttırarak 123.453,00-TL ye çıkarttıklarını, yoksun kalınan kazanç taleplerini 1.000,00-Tl den 11.038,00-TL arttırarak, 12.038,00-TL ye çıkarttıklarını, böylelikle dava değerinin 124.491,00TL arttırdıklarını, 12.000,00-TL olan dava değerini 136.491,00-TL ye yükselttiklerini, 136.491,00-TL nin 01.02.2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşmenin 3.10. 3.12 maddelerine aykırı hareket ettiğini davacının çok defa uyarıldığını, müvekkili tarafından sözleşmenin 3.0 maddesi gereği verilmesi gereken yemek listesi konusunda çok sayıda talepte bulunulduğunu, ancak verilmediğini ve yemek listesi konusunda davalı şirket onayının alınmadığını, yemek tedarik hizmetinin sık sık aksatıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, Karşıyaka 4. Noterliğinin 4693 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıdan hizmet beklendiğinin aksi takdirde sözleşmenin fesih edileceğinin ihtar edildiğini, ancak davacının bu ihtara cevap vermediğini, 11.02.2016 tarihli 5157 numaralı ihtara rağmen herhangi bir alacak bildirilmediğini, davacının dilekçesinde yazılı şirketin … ve yardımcısı olarak bildirdiği … isimli yetkililerinin olmadığını, bu kişilerin sözleşmenin tarafı ya da şirket çalışanı olmadığını, sözleşmenin feshinin TTK 18. Maddesine göre yapılabileceğini, kendisine geldiğini ileri sürdüğü telefonla feshin ticari hayatına aykırı olduğunu, bir sonuç doğurmayacağını, kaldı ki, sözleşmenin feshinden davalının zararının doğduğunu, davacının yemek tedarikini kesmesi ile çok daha yüksek fiyattan yemek almak zorunda kaldığını, beklenen kar mahrumiyeti hesabının ve cezai şart hesabının yanlış olduğunu, tedarik edilecek yemek için sayı belirlenmediğini şantiyenin sürekliliği olan bir işletme olmadığını , iş bittikçe işçi sayısının azaldığını , sözleşmede başka firmadan yemek alınamayacağına dair hüküm bulunmadığını davaya dayanak olarak yasa dışı ses ve görüntü kayıtlarının dosyada olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
Davalının davacıdan yemek almamaya başladığı 01.02.2016 tarihine kadar davacıya sözleşmenin 6.04 maddesi uyarınca sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmesi, sözleşmeye aykırılığa son vermesi ve sözleşmeye aykırılığı gidermesi konusunda yazılı ihtarda bulunmadığı, 01.02.2016 tarihinden itibaren davacının getirdiği yemekleri teslim almayarak ve başka firma ile yemek temini konusunda anlaşarak, davacı ile olan sözleşmesini fiilen sone erdirdiği, bu fiili duruma rağmen ve başka firmadan yemek almaya başladığı halde Karşıyaka 4. Noterliğinin 08.02.2016 tarihli 04693 nolu ihtarını göndererek, yemek tedarikini istiyormuş gibi davrandığı, daha sonra da yine Karşıyaka 4. Noterliğinin 11.02.2016 tarihli 05150 yevmiye nolu ihtarını göndererek sözleşmeyi fesh ettiği, böylelikle gerçekleşen fesihte sözleşmenin 6.04 maddesindeki usule uyulmadığı için davalının sözleşmeyi haksız olarak fesh ettiği kanaatine ulaşılmıştır.
Sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak fesh edildiği kabul edilmekle, davacının davalıdan sözleşmenin 6.05 maddesi uyarınca 3 aylık hizmet bedeli tutarında cezai şart talep edebileceği, bilirkişiler tarafından bu tutarın 123.453,00-TL olarak hesaplandığı anlaşılmakla, davacının ıslah talebi de gözetilerek 123.453,00-TL cezai şartın 11.02.2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından gönderilen ilk ihtarın tebliğ tarihi ve ikinci ihtarın içeriği dikkate alındığında, sözleşmenin ikinci ihtarın gönderildiği 11.02.2016 tarihi itibarı ile haksız olarak fesh edildiği kabul edilmekle, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.01 maddesine göre sözleşmenin 15 gün sonra fesh edilmiş sayılması gerektiği, bu süre içinde davacının kar mahrumiyetini isteyebileceği, bilirkişi tarafından hesaplanan kar mahrumiyetinin 12.038,00-TL olduğu anlaşılmakla, bu tutarın fesih tarihi olan 11.02.2016 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar 1-2-3 Şubat 2016 tarihlerinde yemek hazırlayıp davacı işletmesine götürdüğünü ve alınmaması sebebi ile döküldüğünü iddia etmiş ise de, 01.02.2016 tarihinde yemeklerin alınmamasından sonra tekrar yemek hazırlanmasının akla uygun bir yöntem olmadığı dikkate alınarak, yukarıda zarar hesabında davacının 01.02.2016 tarihindeki kar kaybı dikkate alınmakla birlikte 01.02.2016 tarihindeki maliyet unsuru yemeklerin başka bir yerde değerlendirilmediği de sübuta ermediğinden,, bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talep ettikleri 3 aylık tazminat hesaplamasının, itirazlarında belirttiği üzere müvekkilin mağduriyeti gözetilerek en yüksek tutardaki fatura baz alınarak yapılması, bu mümkün olmazsa en azından toplam fatura bedellerinin fatura sayına bölünerek optimum düzeyde hesaplanması gerektiğini ,tazminat miktarının düşük hesaplandığını beyanla müvekkil lehine hükmedilecek tazminatın en yüksek fatura tutarı nazara alınarak yeniden hesaplanmasına, davalı tarafın istinaf başvuru talebinin esastan reddine, HMK md. 351’in atfıyla HMK 329 madde uyarınca müvekkille aramda kararlaştırılan dava neticesi lehe hükmedilen miktarın tüm fer’ileriyle birlikte toplam tutarının %10’u teşkil eden avukatlık ücretinin davalıya yükletilerek ayrıca 5,000.00TL disiplin para cezasına çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı yanca yapılan çekimlerin kurgu olup açılması planlanan davaya zemin oluşturmak için planlandığını, sözleşmeyi feshettiği iddia edilen kişilerin şirket çalışanı dahi olmadığını, mahkemenin müvekkili şirketin sözleşmeyi haksız yere feshettiğine dair gerekçesine yaptığı tespitlerin delillerle çeliştiğini davacı yanın ihtara rağmen yemek getirmediğini, somut delil olmaksızın davacı defterlerinin usülüne uygun tutulmamasına, çelişkili tanık beyanlarına ve dosyaya 2 ve 3 şubat kayıtları konulamamasına rağmen sadece davacı beyanlarına itibar edilerek karar verildiğini, mahkemenin sözleşme hükümlerini hatilı yorumladığını, davacının yemek tedarik hizmetini sadece davalının rızasına bağlı olarak durdurabileceğini, hükmedilen cezai şartın fahiş olduğunu, en azından indirim yapılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı taraflar arasındaki yemek tedariki sözleşmesinin haksız fesh edildiği, götürülen yemeklerin kabul edilmediği iddiası ile cazai şart yoksun kalınan kârın tazmini talep edilmiştir.
Davalı tarafça yemeklerin düzenli getirilmediği, kalitesiz olduğu, içinden yabancı maddeler çıktığı, yemek listesinin kendilerine onaylatılmadığı ve 01.02.2016 tarihinden itibaren yemek tedarikinin de kesildiği, davacı tarafın Karşıyaka 4. Noterliğinin 08.02.2016 tarihli ihtarnamesi ile uyarıldığı, buna rağmen hizmet sunumu sağlanmadığı için Karşıyaka 4. Noterliğinin 11.02.2016 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiği savunulmuştur.
Taraflar arasındaki 01.05.2015 başlangıç tarihli sözleşmenin konusunun 2/01 maddesine göre davalının Mardin Organize Sanayi Bölgesi, … Şantiyesinde bulunan yemekhanesinde haftanın yedi günü sabah-öğle ve akşam yemeklerinin tedarik işi olduğu, ücretinin sözleşmenin 10.1. Maddesinde ortaya konulduğu, sözleşmenin 3.07 maddesinde davacı tarafından yemek listesinin belirlenerek davalının onayına sunulacağı ve müşterinin yazılı onayı ile tamamlanacağı, sözleşmenin 6. Maddesinde, sözleşmenin feshi usulünün sözleşmenin 11. Maddesindeki ödeme usulünün kararlaştırıldığı, ayrıca sözleşmenin 12. Maddesinde sözleşmenin 01.01.2015-01.01.2016 tarihleri arasında geçerli olduğu, taraflardan herhangi birince sürenin dolmasından asgari bir ay evvel karşı tarafa ulaşılacağı şekilde yazılı fesih ihbarında bulunulmadığı takdirde, sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl daha uzamış sayılacağına, bu uygulamanın müteakip senelerde de uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin feshi başlıklı 6. maddesinde “lezzetin sözleşmeye aykırı davranması, sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi , bu durumun yazılı olarak bildirilmesine rağmen bu aykırılığa son verilememesi veya giderilmemesi halınde müşteri 2. yazılı ihtarın ardından tek taraflı fesih beyanı ile sona erdirebilir ” düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca haksız fesih halinde diğere tarafın 3 aylık hizmet bedeli tutarında tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Karşıyaka 4. Noterliğinin 08.02.2016 tarihli 04693 yevmiye sayılı davalı … Şti. tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede, 01.05.2015 başlangıç tarihli sözleşme uyarınca yükümlülükleri yerine getirmedikleri, sözleşme gereği 3 öğün verilmesi gereken yemek tedariki hizmetinin 01.02.2016 tarihinde akşam yemeği getirilmeyerek ihlal edildiği, akabinde 02.02.2016 tarihi ve ihtar tarihi olan 08.02.2016 tarihleri arasında yemek tedarikinin tamamen kesildiği, dışarıdan fahiş fiyatla günlük yemek alınmaya zorlandıkları, şifaen yemek tedarikini yerine getirmeleri için uyarılmalarına rağmen, eylemsizliğin sürdürüldüğü, sözleşmenin 6.04 maddesi gereği sözleşmeye uygun davranması, yemek tedarik ediminin yerine getirilmesinin davacıya ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin 10.02.2016 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmıştır.
Karşıyaka 4. Noterliğinin 11.02.2016 tarihli, 05150 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirket tarafından davacıya 08.02.2016 tarihli 04693 yevmiye nolu, Karşıyaka 4. Noterliğinin ihtarnamesi ile bildirilmesine rağmen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmediği, 01.02.2016 tarihi akşam yemeğinden 11.02.2016 tarihine kadar yemek tedarikinin tamamen kesildiği, farklı firmalardan fahiş fiyat ile yemek almaya zorlandıkları, mali zarara uğratıldıkları, sözleşmenin 6.04 maddesi uyarınca 01.05.2015 başlangıç tarihli sözleşmeyi tek taraflı fesih ettikleri, sözleşmenin 11. Maddesi gereği ödeme yapabilmeleri için 11.02.2016 tarihine kadar verilen hizmetlerden ödeme alınmayanlar var ise faturaların 7 gün içinde ulaştırılmasının ihtar edildiği, bu ihtarnamenin de 15.02.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/2 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinden, 05/02/2016 tarihli tespitte yemek saati olduğu ve yemek yenildiği, yemek dağıtımı yapılan yerde herhangi bir amblem bulunmadığının gözlendiği, fotoğrafçı bilirkişi tarafından fotoğraflar çekildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece bilirkişiler …, … ve … ‘ten alınan heyet raporunda ; tarafların ticari defterlerine göre dava tarihi itibarı ile tarafların birbirine alacak borç bakiyesinin olmadığını, dava konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebi ile faturaların davalıya teslim edildiğinin sabit olduğunu, davacı tarafından yapılan yemek tedarik hizmetinde bazı aksamalar olduğu, yemekle ilgili bir takım şikayetler alındığının anlaşıldığını, sözleşme gereğince üstlenilen hizmetlerdeki aksama ve şikayetler nedeni ile 08.02.2016 tarihine kadar müşteri tarafından yükleniciye herhangi bir yazılı ihtar gönderilmediğini, 01.02.2016 tarihinde müşteri … Makinenin başka bir firmadan yemek almaya başlaması ve tedarikçi firmanın yemek servisi yapmaması ya da, yaptırılmaması nedeni ile sözleşmenin fiilen sona erdiğini, hal böyle iken müşterinin yemek tedarik işlerinin aksaması ile ilgili yazılı ihtarının 08.02.2016 tarihinde gönderildiğini, 11.02.2016 tarihinde ikinci ihtarı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini, davalının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğunu, mahkemece davalının sözleşmeyi feshinde haklı olmadığı görüşü olması halinde, davacının 3 aylık hizmet bedeli tutarında tazminat talep etme hakkına sahip olduğunu, tazminat tutarının yemek tedarik hizmeti aylık tutarının en düşük tutarının baz alınarak hesaplanacağını, bu tutarın 41.151,00 x 3 = 123.453,00-TL olarak hesaplandığını, sözleşmenin feshi sebebi ile davacı tarafından 1/2/3 Şubat 2016 tarihlerinde çıkarılan ve müşteri tarafından teslim alınmayan üç öğün yemek bedelinin, müşteri tarafından ödenmesi görüşünün uygun olduğu görüşünde olduklarını, müşteri tarafından teslim alınmayan yemek bedelinin; personel listesine göre 2016 yılı personel sayısının 95 kişi olduğunu, 95 x 17,60-TL =1.672/gün olduğunu, sözleşmenin fesih tarihinin 11.02.2016 tarihi kabul edilip, sözleşmenin 6.01 maddesi gereğince 15 günlük sürenin de beklenmesi ile 26 günlük yemek maliyetinin 1672 x 26 = 43.472,00-TL olduğunu, fatura ödemelerinin sözleşmenin 11. Maddesine göre süresinde yapılmadığını ortaya koymuşlardır.
Bilirkişiler 04.05.2018 tarihli ek raporlarında davacı tarafından davalıya götürülen ve kabul edilmeyen 01.02.2016 tarihli yemeklerin başka bir yerde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunun göreceli olduğu, davacının böyle bir imkana sahip olup olmadığının bilinmediği, 01.02.2016 tarihinde yaşanan bu durum karşısında, 2-3 Şubat 2016 tarihlerinde davacının yemek yapıp götürmesinin yanlış olduğu, bu iki günlük yemeğin de davalı tarafından geri çevrilmesi sonucunda davacının bu yemekleri ne yaptığının bilinmediği, başka yerde değerlendirme şansının olup olmadığının bilinmediği, bu sebeple üç günlük değil, iki günlük maliyetin zarar hesabına esas alınarak 26 günden düşülerek, 24 günlük zarar hesabının 24 x 17,60-TL gün x 95 kişi = 40.128,00-TL olduğu, dosyada aylık verilen yemek listesinin olmaması sebebi ile 24 günlük menünün toplam maliyetinin çıkarılamadığı, sektörün yaklaşık % 30 kar marjı ile çalıştığı düşünüldüğünde, 24 günlük maliyetin 28.090,00-TL olduğu, 24 güne isabet eden kazanç kaybının 12.038,00-TL olduğunun hesaplandığı ortaya konulmuştur.
Kaldırma kararı sonrası alınan 29/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin 15/06/2020 tarihinde … Şti ünvanlı şirket ile … Şti ünvanı adı altında birleştiklerini, 20/10/2020 tarihli ise … Şti’nin tür değişikliğine giderek … AŞ ünvanı ile faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiğini, kaydi mali verileri ile cezai şartın oransal olarak karşılaştırılması sonucunda 31/12/2015 tarihi itibariyle cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranının %1,28 cezai şartın davalı şirketin 2015 yılı toplam satışlarına oranının %1,30 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi öz varlığına oranının %10,75 olup 31/12/2015 tarihi itibariyle 123.453,00-TL’lik cezai şartın ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi öz varlığının yaklaşık on birinin azalacağı, 27/05/2020 birleşme tarihi itibariyle cezai şartın davalı şirketin aktif büyüklüğüne oranının %1,50, cezai şartın toplam satışlarına oranının %3,75 ve cezai şartın davlı şirketin kaydi öz varlığına oranının %12,70 olduğu görüşünü bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamına göre ;
Davacı … ile davalı arasında, yemek tedariki konusunda 01.05.2015 başlangıç tarihli sözleşmenin akdedildiği, davalının savunması ve bunu doğrulayan davalı tanıklarının beyanları itibarı ile davacının yemek tedarik ettiği sırada zaman zaman, yemekleri zamanında getirmediği, yemeklerin içersinden zaman zaman yabancı maddeler çıktığı ve davalı işçilerin davacının yemeğini yemek istemediği, davacının aylık yemek listesini davalının onayına sunduğunun sübuta ermediği, 01.02.2016 tarihinden itibaren davacının getirdiği yemekleri teslim almadığı, bu tarihten sonra yemek teslimi olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı yemekleri fiilen almadığı halde gönderdiği ihtarda sözleşmeye aykırılıkların giderilmesini istemiş, 2. ihtarda da sözleşmeyi fesh etmiştir. Davalının sözleşmeyi fesih usülü aykırılıkların giderilmesi için 2 ihtarın yapılmaması nedeniyle sözleşmeye uygun değildir. Bu haliyle sözleşmenin haksız olarak fesh edildiği kanaatine varılmıştır.
Davacının davalıdan sözleşmenin 6.05 maddesi uyarınca 3 aylık hizmet bedeli tutarında cezai şart talep edebileceği, bilirkişiler tarafından bu tutarın 123.453,00-TL olarak hesaplandığı mahkemece cezai şarttan indirim yapılmaması halinde davalının mahfına neden olup olmayacağına dair alınan raporda, 31/12/2015 tarihi itibariyle cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranının %1,28 cezai şartın davalı şirketin 2015 yılı toplam satışlarına oranının %1,30 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi öz varlığına oranının %10,75 olup 31/12/2015 tarihi itibariyle 123.453,00-TL’lik cezai şartın ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi öz varlığının yaklaşık on birinin azalacağı, 27/05/2020 birleşme tarihi itibariyle cezai şartın davalı şirketin aktif büyüklüğüne oranının %1,50, cezai şartın toplam satışlarına oranının %3,75 ve cezai şartın davlı şirketin kaydi öz varlığına oranının %12,70 olduğu görüşünün bildirildiği, bu değerlere göre davalının mahfına neden olmayacağının değerlendirilerek davacının ıslah talebi de gözetilerek 123.453,00-TL cezai şartın tahsiline karar verilmesinde bir usulsüzlük yoktur.
Sözleşmenin ikinci ihtarın gönderildiği 11.02.2016 tarihi itibarı ile haksız olarak fesh edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.01 maddesine göre sözleşmenin 15 gün sonra fesh edilmiş sayılması gerektiği, bu süre içinde davacının kar mahrumiyetini isteyebileceği, bilirkişi tarafından hesaplanan kar mahrumiyetinin 12.038,00-TL olduğu anlaşılmakla, bu tutar için kabulüne karar verilmesinde bir usulsüzlük yoktur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; göre davacı ve davalı vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2021 tarih 2021/348 Esas 2021/962 Karar sayılı kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 9.255,39 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 2.313,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 6.942,39 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf masrafının üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022