Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2356 E. 2023/38 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2356
KARAR NO : 2023/38
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2022
NUMARASI : 2022/553 Esas ve 2022/898 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalının kendisine gönderilen faturaya yasal süresinde itiraz etmediği ve defterine kaydettiği, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takip yapıldığı, davalının takibe haksız yere itiraz ettiği ve davalıdan alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin otomobil yedek parça üretim ve satışını yaptığını, davacının alacağının ise organik yarı kuru domatese ilişkin olduğu, müvekkillinin ticari faaliyeti ile davacının söz konusu alacağı arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığı, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığı, müvekkilinin ayrıca soğuk hava depolarının bulunduğu, davacıya depolama hizmeti verildiği, bu hizmet içinde davacı ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, faturanın varlığının tek başına alacağın varlığını ortaya koymadığını, soğuk hava deposuna teslim edilen tüm ürünlerin eksiksiz şekilde davacıya teslim edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davacının, ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhinde İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2022/7200 esas sayılı dosyasında 31/05/2022 tarihinde takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 08/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde 07/06/2022 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacının itirazı üzerine iş bu davayı ikame ettiği, davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, davalının ise davacı ile aralarında takibe dayanak fatura nedeniyle herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı ve borçlu olmadığını savunduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde tüm taraflarca ıslak imzalanmış olmakla birlikte fotokopi niteliğinde dava şartı zorunlu arabuluculuk son oturum tutanağına ilişkin belge sunduğu ve bu belgenin arabulucu tarafından onaylanmış belge niteliği taşımadığı, bu sebeple mahkememizce arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunmak üzere tensip tutanağı ile davacı vekiline kesin süre verildiği, tensip tutanağının 27/07/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin 26/07/2022 tarihinde uyap üzerinden daha önce dava dilekçesi ekinde sunduğu belgenin aynısını/fotokopisini sunduğu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 maddesi hükmünün açık olduğu, dava dilekçesi ekinde veya mahkemece verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslı veya arabulucu tarafından bizzat aslı gibidir şeklinde onaylanmış ve bu onaylama şerhini içeren tutanağın sunulması gerektiği, davacı vekilinin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını veya onaylanmış örneğini kendisine tanınan kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmediği/sunmadığı, mahkememizce kanuna uygun olarak davacı vekiline verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, mahkememizin başvuru hakkının yasal bir takım şartlara tabi tutulduğu somut uyuşmazlıkta olduğu gibi yasalar tarafından düzenlenen usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurabilecek kadar aşırı gevşeklikten kaçınması ve yasa doğrultusunda işlem yapması gerektiği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 114/2, 115/2 ve 6325 sayılı yasanın 18/A-2 bendi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…” Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerleşik Yargıtay içtihatlarında arabuluculuk tutanağının aslının uyap sistemi üzerinden sunulmasının yeterli görüldüğü nazara alınarak davanın usulden reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın esasına girilerek yargılamaya devam olunması için dosyanın yerel mahkemele gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Arabuluculuğa 08/06/2022 tarihinde başvurulduğu, arabuluculuk son tutanağının 30/06/2022 tarihinde imzalandığı, davanın ise 18/07/2022 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince davacı tarafından arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemeye sunulmadığından davanın usulden reddine karar verildiği, ancak gerek dosyada bulunan dava dilekçesi ekinde gerekse 18/07/2022 tarihli uyap sisteminde kayıtlı dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyetine ilişkin belgeler ve son tutanağının aslının mevcut olduğu görülmüştür.
Somut olayda; arabuluculuk son tutanağı suretinin dosyaya sunulu olduğu ve 7036 Sayılı Kanunun 3/2 maddesi mucibince bu tutanağın aslının uyap sistemi üzerinden dosyayı ibraz edildiği görülmüştür. Nitekim bu yöndeki Bölge Adliye Mahkemesi Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair Yargıtay Yüksek 9. Hukuk Dairesinin 17/06/2020 tarihli ve 2020/932 esas, 2020/5773 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmeksizin, kararın HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/10/2022 tarihli, 2022/553 esas ve 2022/898 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yeniden yargılama yapılıp esasla ilgili hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
4-İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu;
a-80,70 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacı tarafa iadesine,
b-220,70 TL istinaf başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/01/2023