Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2345 E. 2023/254 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2345
KARAR NO : 2023/254
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2022
NUMARASI : 2020/23 Esas 2022/562 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023
Davacı ve davalı … A.Ş. vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 18.09.2018 tarihinde müteveffa …’un içerisinde yolcu olarak bulunduğu sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Sandıklı İlçesi istikametinden Afyonkarahisar İli istikametine seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı müvekkilinin oğlu …’un vefat ettiğini beyanla uğradığı manevi zararın tazmini için 200.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirkete atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını, müteveffa, seyahat esnasında emniyet kemerlerini takmayarak meydana gelen neticeyi ağırlaştırdığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
….Şti cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının talep ettiği manevi tazminat kaleminin yaptırdıkları sigorta kapsamında bulunduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dosyada hem kusur bilirkişisinden alınan raporda hemde Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapora göre kazaya sebebiyet veren otobüste yolcu olan davacının oğlu olan müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı ve vefat eden …’un davacının oğlu olduğu, aniden meydana gelen trafik kazası sonucu oğlunu kaybeden davacının manevi zararlarının gerçekleşmesi yönünden, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın oluş şekli, kusur durumu, vefat edenin yaşı nazara alınarak hak ve nefasete uygun olarak manevi tazminat istemine yönelik davanın kabulüne, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere 200.000 TL manevi tazminatA hükmedilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın davalı şirketin ticari faaliyeti kapsamında meydana gelmesi nedeniyle tazminata hükmedilecek faizin avans faizi olması gerektiğini beyanla kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; mükerrer ödemeye neden olacak şekilde davalılar aleyhine ayrı ayrı tazminata hükmedildiğini, müvekkili şirketin meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, mütevefaanın emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle kusurlu olduğundan kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini manevi tazminatın fahiş takdir edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; otobüste yolcu olarak bulunan davacının oğlunun meydana gelen kazada vefaat etmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince müvekkilinin oğlu olan müteveffa …’un içerisinde yolcu olarak bulunduğu … Şirketi’nin maliki … Şirketi ise işleteni bulunduğu … plaka sayılı otobüsün 18/09/2018 tarihinde kaza yapması nedeniyle vefaat ettiğinden uğramış olduğu manevi zararın tazmini için 200.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava 22/03/2019 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bu mahkemenin 03/12/2019 tarihli kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş tahrik dilekçesi ile ATM’ne gönderilerek yargılamaya bu mahkemede devam edilmiştir.
6100 sayılı HMK’da, davanın açıldığı mahkemenin, o dava bakımından görevli olması, bir dava şartı olarak öngörülmüştür (HMK m.114/1-c). Buna göre, davanın açıldığı (özel veya genel) hukuk mahkemesinin, o davaya bakmaya görevli olması gerekir. Çünkü bir dava ancak görevli mahkemede incelenebilir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK m.115/1). Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse (kural olarak) davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder (HMK m. 115/2). Bu düzenlemelere göre, mahkeme, görevli olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Fakat, mahkeme, gerek re’sen yapacağı inceleme sonucunda gerek tarafların (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını ileri sürmesi üzerine, görevsiz olduğu kanaatine varırsa, görevsizlik kararı verecektir (m.20; m.331/2). Görevsizlik kararları, usûle ilişkin nihaî kararlardan olup, bununla, davanın esası (davacı tarafın talep sonucu) hakkında bir karar verilmemekte; dava, maddi hukuk açısından incelemeye geçilmeden, usul hukuku mevzuat hükümlerine istinaden sonuçlandırılmaktadır…” (Bknz. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’ nin 24.12.2015 tarih ve 2015/2847 Esas 2015/13183 Karar sayılı İlamı)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3. fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının oğlunun otobüste yolcu iken meydana gelen kazada vefaat ettiği, bu kapsamda uyuşmazlığın yolcu taşıma ilişkisinden kaynaklı manevi tazminat istemi olduğu ve 6502 sayılı TKHK’nun 3. Maddesinde taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmalıklarda tüketici mahkemelerinin görevli olacağının düzenlenmesi sebebiyle dava tarihi itibariyle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.
Yargılamanın görevli olmayan Asliye Ticaret Mahkemesince yapılarak karar verildiği anlaşılmakla davacı ve davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf istemlerinin kabulü ile HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasını karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2022 Tarih, 2020/23 Esas ve 2022/562 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince dosyanın Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
4-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
5-Davacı ve davalı … A.Ş. vekillerince yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara İADESİNE,
6- İstinaf yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2023