Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2318 E. 2023/27 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2318
KARAR NO : 2023/27
KARAR TARİHİ: 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : 2022/348 D.iş 2022/344 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023
İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati haciz talebinde bulunan vekili Av. …’nın UYAP üzerinden sunduğu 27/09/2022 havale tarihli dilekçesi ile ; müvekkili şirket ile … arasında mal alım-satımına dayalı mevcut ticari ilişkiye istinaden 25.07.2022 tarihli AKA2022000000334 numaralı 998.000,00 TL bedelli e-fatura keşide edildiğini, karşı taraf şirket tarafından fatura gereğince bakiye miktar dışındaki kısma yönelik ödemeler yapıldığını, satış faturasından kaynaklı olarak ödenmemiş bakiye 98.000,00 TL alacaklarının bulunduğunu, 25.07.2022 tarihli AKA2022000000334 numaralı 998.000,00 TL bedelli faturaya istinaden kalan 98.000,00 TL bakiye alacağın ödenmesi amacıyla borçlu şirkete Fethiye 7. Noterliği’nin 07/09/2022 tarih ve 12812 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarname ve ekinde bulunan fatura 13.09.2022 tarihinde usulüne uygun olarak borçlu şirkete tebliğ edildiğini, gönderilen ihtarname ve verilen sürelere rağmen borçlu şirket tarafından faturadan kaynaklı bakiye alacağın ödenmemesi üzerine borçlu şirket hakkında Fethiye İcra Müdürlüğü’nün 2022/9811 Esas sayılı dosyası ile 26/09/2022 tarihinde icra takibi başlatıldığını, İcra Müdürü tarafından henüz ödeme emri tebliğe çıkarılmadığını, borçlu şirket hakkındaki icra takibi henüz kesinleşmediğini, ancak yapılan araştırmalar neticesinde borçlunun malvarlıklarını eksiltmesinin kuvvetle muhtemel olduğu ve müvekkili şirketin alacağının tahsili neticesiz kalacağını, alacaklarının muaccel olduğunu ve rehin ile de temin edilmediğini, bu sebeplerle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE: ” Talep “İhtiyati Haciz” isteminden ibarettir.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 257. maddesine göre; Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK’nın 258/1-2.cümlesine göre; Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkemenin, alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken ise, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp, alacağın varlığını gösteren delillerin yaklaşık ispat ölçüsünde sunulmasıdır.
Eldeki dosyada; ihtiyati haciz talep eden vekili, dayanak faturalardaki malların/hizmetin borçlu şirkete teslim edildiğine ilişkin borçlunun imzasını taşıyan bir belge ya da hizmetin ifa edildiğini yaklaşık ölçüde ispata yarar bir vesika ibraz etmemiştir. Yalnızca faturanın bulunması, tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil niteliğinde değildir. Buna göre faturaya dayalı ihtiyati haciz talep edilirken en azından sevk irsaliyesi, BA-BS formu, vergi kayıtları ya da teslim fişi gibi bir takım yan delillerle iddianın kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda talep eden vekilince yalnızca fatura ibraz edildiğinden, muaccel bir alacağın varlığı, yaklaşık ispat ölçüsünde dahi ispat edilememiştir.
Alacak iddiasının dayanağı olan faturalara konu malların/hizmetin teslimine ilişkin aranan ölçüde ispat sağlanamadığı ve borçlunun mallarını kaçırma girişiminde olduğuna dair de delil ibraz edilmediği gözetilerek şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, İİK. ‘nın 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, karşı taraf şirket tarafından, fatura gereğince bakiye miktar dışındaki kısma yönelik ödemelerin yapıldığını, satış faturasından kaynaklı olarak ödenmemiş bakiye 98.000,00 TL alacağının bulunduğunu, 25.07.2022 tarihli AKA2022000000334 numaralı 998.000,00 TL bedelli faturaya istinaden kalan 98.000,00 TL bakiye alacağın ödenmesi amacıyla borçlu şirkete Fethiye 7. Noterliği’nin 07/09/2022 tarih ve 12812 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarname ve ekinde bulunan faturanın, 13.09.2022 tarihinde usulüne uygun olarak borçlu şirkete tebliğ edildiğini, ihtarname ve tebliğ şerhinin dosyaya sunulduğunu ancak mahkemece, dosyaya sunulmuş olan işbu delilin, hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, mahkemece, borçlunun mallarını kaçırma girişiminde olduğuna dair delil ibraz edilmediği belirtilmiş olup karar bu yönüyle de hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, müvekkili şirketin, 25.07.2022 tarihli AKA2022000000334 numaralı 998.000,00 TL bedelli faturadan kaynaklı 98.000,00 -TL alacağının tahsil imkanının yitirilmemesi için borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, faturadan kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, muaccel bir alacağın varlığı yaklaşık ispat ölçüsünde dahi ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Tüm dosya kapsamın göre; ihtiyati haciz talebinde bulunan taraf ticari satımdan kaynaklanan alacağına ilişkin fatura bedeline dayalı ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de dosya kapsamında sunulan kayıtların alacağın varlığını ve muaccel olduğunu kanıtlamaya elverişsiz olduğu görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/348 D.iş 2022/344 Karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 27/09/2022 tarihli KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın ihtiyati haciz isteyenden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.