Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2299 E. 2023/145 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2299
KARAR NO : 2023/145

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN EK ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.07.2022 (Ek Ara Karar)
NUMARASI : 2022/313 Esas
DAVA : MÜLKİYET
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Taraflar arasında görülen mülkiyet davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında yediemin sıfatıyla yatın teslimi ara kararına itirazın reddi yönünde verilen 06.07.2022 tarihli ek ara karara karşı yasal süresi içerisinde davalılardan … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan itiraz duruşması sonucunda verilen 06.07.2022 tarihli ara kararı ile; ”…Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 29/04/2022 tarihli dilekçesi dilekçesinde özetle; Mahkemece talep doğrultusunda yazılan müzekkereye istinaden Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından mahkememize gönderilen 18.04.2022 tarihli cevapta, “söz konusu şirkete, 13.01.2022 tarihinde yapılan başvuru üzerine aynı gün … potansiyel vergi kimlik numarası verildiği” bildirildiğini, vergi dairesinin bu cevabı ile, davalıların müvekkilİNe ait tekneyi sahte sözleşme ile kağıt üzerinde satılmış gibi göstermeye çalıştıklarını, davalı … CO.’nun “mülkiyet iddiası” ve görevlendirdiği …’un da “kaptan” sıfatı hukuken ortadan kalkmış olduğunu, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının uygulanması neticesinde, dava konusu yat seferden men edilerek, davalıların el koyması neticesinde yatta bulunan davalılardan …’nun yetkilendirdiği kaptan …’a teslim edilmiş ise de, …’nun mülkiyet iddiasının ve görevlendirdiği …’un da “kaptan” sıfatının bulunmadığı anlaşılmış olduğunu, ihtiyaten haczedilen teknenin kime teslim edilmesi gerektiği konusunda TTK’nun 1366. maddesinin kesin olması, hiçbir takdir hakkı bırakmaması karşısında, ihtiyaten haczedilen geminin malik olmayan bir kişiye veya malik olmayan bir kişinin kaptanına bırakılmasının mümkün olmadığını, malik olan müvekkilinin görevlendirdiği kaptan …’ın zorla yattan atılarak yeni kaptan olduğundan bahisle yatı ele geçiren …’un herhangi bir sıfatı bulunmadığı Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabıyla kesin olarak ortaya çıktığını, ihtiyati haciz gereği yatın …’da yediemin olarak kalmaya devam etmesi her şeyden önce ihtiyati haczin konuluş amacıyla ve niteliğiyle bağdaşmayacağını, …’un yedieminliğine son verilerek, müvekkiline veya atadığı kaptan …’a yediemin sıfatıyla teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/06/2022 tarih ve 2022/313 Esas sayılı ara kararı ile;
“1)- Davacı vekilinin talebinin KABULÜNE,
2-a)-6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi gereğince muhtemel zararın teminat altına almak üzere T.C. Merkez Bankası verilerine göre 01/06/2022 tarihi itibariyle 1 EURO 17.6497 TL’den takdiren 4.300.000,00 EURO’nun % 10’u olan 430.000,00 EURO’nun TL karşılığı 1 EURO=17.6497-TLx430.000,00-EURO=7.589.371,00-TL (yedimilyonbeşyüzseksendokuzbinüçyüzyetmişbirTürkLirası) meblağın Mahkememiz veznesine veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ARA KARARIN TEBLİĞİ TARİHİNDEN İTİBAREN 30 GÜNLÜK KESİN SÜRE İÇERİSİNDE Mahkememize sunulduğu takdirde,
b)- Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): DL 4289 AN, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT” ÜZERİNDEKİ …’UN YEDİEMİNLİĞİNİN KALDIRILMASINA,
c)-Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): DL 4289 AN, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT”ın davacı … T.C. Kimlik numaralı … veya onun yetkilendireceği kaptan …’a yediemin olarak TESLİMİNE,
3)-Kesin Süre içerisinde Teminat yatırıldığı taktirde, Marmaris 1. İcra Dairesi’nin 2022/91 Esas sayılı dosyasına ara kararın infazı için MÜZEKKERE YAZILMASINA,” karar verilmiştir.
İtiraz eden-davalılar … ve … vekili Av. …-Av. … tarafından sunulan 13/06/2022 tarihli itiraz dilekçesinde, Mahkememiz 2022/313 E. sayılı dosyasından verilen 02.06.2022 tarihli ara karar ile; 7.589.371,00-TL teminat yatırılması halinde dava konusu tekne üzerindeki mevcut yedieminin yedieminliğinin kaldırılmasına ve teknenin davacıya veya onun yetkilendireceği kaptan …’a yediemin olarak teslimine karar verildiğini, bu kararın yasa ve hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında davacı tarafça tekne bedelinin sözleşmeye uygun şekilde ödenmemesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmezşz feshedilmiş olduğunu ve tekne bedelinin diğer davalı … Co.’dan tahsil edilerek teknenin söz konusu davalıya satıldığını, dosya kapsamında davacı tarafın dava konusu teknenin satış bedelini ödediğine dair dosyaya en ufak bir ödeme belgesi dahi sunmadığını, bu hususun tek başına davacının teknenin mülkiyetine sahip olduğuna dair iddialarının kötü niyetli ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu teknenin yedieminliğinin davacı tarafa verilmesinin tümüyle yasa ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle 02.06.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İtiraz eden davalı … CO. Vekili Av. … tarafından mahkememize sunulan 17/06/2022 tarihli dilekçesi ile, Davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı talebinin sayın mahkeme tarafından kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olup, yargıya duyulan güveni sarsıcı mahiyette olduğunu, mahkemece 02.06.2022 tarihli ara kararda takdir edilen teminat tutarının son derece hatalı olup, dava değerinin %10’u karşılığında teknenin davacıya yediemin olarak bırakılması yasaya açıkça aykırı olduğunu, hükmedilen teminat tutarı hem ticari hayatın gerçeklerinden uzak olduğunu, hem de somut olaya uygun olmadığını, yargılama devam ederken mahkeme tarafından verilen ara kararın hakimin tarafsızlığı konusunda şüpheler uyandırdığını, müvekkili şirket açısından adil yargılanma hakkının ihlal edildiği endişesi yarattığını, Mahkemenin 02.06.2022 tarihli dava konusu yatın davacıya yediemin olarak bırakılmasına ilişin ara kararına karşı itirazlarının kabul edilerek, söz konusu ara karardan ivedilikle rücu edilmesini, usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılmasını, gerek duyulması halinde yedieminliği müvekkil şirket yetkilisi …’a iade edilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise teminat tutarına ilişkin itirazların kabul edilerek dava değerinin tamamının teminat olarak yatırılmasının talep edilmesine, aksi halde yedieminliğin davacıdan geri alınmasına ara karara itirazların değerlendirilip karara bağlanıncaya kadar icranın durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkememizce itirazın 2004 Sayılı İİK’nın 265/4 maddesi uyarınca duruşmalı olarak değerlendirilmesine, İhtiyati haciz talep eden vekiline ihtiyati hacze itiraz dilekçeleri ile duruşma gününü bildirir meşruhatlı çağrı kağıdı çıkartılmasına, İhtiyati hacze itiraz eden vekillerine duruşma gününü bildirir meşruhatlı çağrı kağıdı çıkartılmasına, çıkarılacak meşruhatlı çağrı kağıtlarına, “2004 Sayılı İİK’nın 265/4 maddesi gereğince, meşruhatlı çağrı kağıdı tebliğine rağmen iki tarafın da duruşmaya gelmemesi halinde evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verileceğinin İHTARINA” şerhinin eklenmesine karar verilmiş, duruşma gününü bildirir meşruhatlı çağrı kağıdı taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce 06/07/2022 tarihli duruşmada taraf vekillerinin beyanları alınmıştır.
Davacı … vekili Av. … 06/07/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında:Yazılı beyanda bulunduklarını, taleplerin reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar … Vekili Av. … 06/07/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında: İtiraz dilekçesini ve gerekçeli olarak yazılan istinaf taleplerini aynen tekrar etiklerini, itirazlarının kabulü ile ara kararın kaldırılmasını, teknenin müvekkil şirket yetkilisine yediemin olarak teslim edilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili Av. … 06/07/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında: Yazılı beyanları tekrar etiğini, davacı tarafın ödeme iddiasını ispatlayamadığı halde teknenin zilyetliği kendilerine verildiğini, bu sebeple ara kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, aksi taktirde geminin üzerinde seferden men kararı bulunduğunu, bu kararın kaldırılmamasını talep etiklerini, aksi taktirde çok büyük sorumluluklar doğabileceğini beyan etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın “C) Gemiler hakkında” başlıklı, “I – İhtiyati haciz”, “”1. Deniz alacakları”,alt başlıklı 1352. maddesinde;
(1) “Deniz alacağı”; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir:
a) Geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar.
b) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlar.
c) Kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat.
d) Çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat; çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve bu bentte belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar.
e) Geminin içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar.
f) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geminin kullanılması veya kiralanması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
g) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
h) Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar.
i) Müşterek avarya.
j) Römorkaj.
k) Kılavuzluk.
l) Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.
m) Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.
n) Liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar.
o) Ülkelerine getirilme giderlerini ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma paylarını da içererek, gemi adamlarına, gemide çalışmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istemler.
p) Gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar.
r) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri.
s) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri.
t) Geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık.
u) Geminin ortak malikleri arasında çıkan, geminin işletilmesine ya da gemiden sağlanan hasılata ilişkin her türlü uyuşmazlık.
v) Gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük.
y) Geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.”,
6102 Sayılı TTK’nın “2. İhtiyati haciz isteyebilme hakkı” başlıklı 1353. Maddesinde;
(1) Deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyati haczine karar verilebilir. Bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyati tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez.
(2) Akdî veya kanuni bir rehin ile teminat altına alınmış deniz alacakları hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Deniz alacaklarından başka alacaklar için gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez.
(4) Alacağın, 1352 nci maddede sayılan bir deniz alacağı olması, ihtiyati haciz sebebidir.
(5) Vadesi gelmemiş deniz alacaklarında, İcra ve İflas Kanununun 257 nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde geminin ihtiyati haczi istenebilir” hükmü yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın “8. Geminin serbest bırakılması” ana başlıklı “a) Geminin değerinin depo edilmesi” başlıklı 1370. Maddesinde;
(1) İhtiyaten haczolunan gemi, istenildiği zaman icra dairesine teslim edilmek ve bunu sağlamak amacıyla geminin değeri depo edilmek veya icra memuru tarafından kabul edilecek taşınmaz rehni, gemi ipoteği veya itibarlı bir banka kefaleti gösterilmek şartıyla borçluya ve gemi üçüncü kişi elinde iken ihtiyaten haczolunmuşsa, bir taahhüt senedi alınarak, bu kişiye bırakılabilir.
(2) Geminin, üzerindeki ihtiyati haciz devam etmek kaydıyla serbest bırakıldığının, 1366 ncı maddede sayılan kurumlara bildirilmesi ve sicildeki ihtiyati hacze dair kaydın korunması gereklidir.
(3) İhtiyati haczin devamı için açılan davanın sonunda, teminatın alacaklıya ödenmesine karar verilse bile, teminat olarak yatırılan para icra veznesinden çekilene kadar diğer deniz alacaklıları bu Kısım hükümlerine göre hacze katılabilir.
(4) 1352 nci maddenin (t) ve (u) bentlerinde sayılan deniz alacaklarının birinden dolayı ihtiyaten haczedilmiş olan gemi hakkında, zilyedi olan kişinin yeterli teminatı vermesi durumunda, gemi bu kişiye bırakılabilir.
(5) Bu Kitabın Yedinci Kısmı uyarınca uygulanması gereken milletlerarası sözleşmelerin hükümleri saklıdır.”hükmü yer almaktadır.
Mahkememizin 02/06/2022 tarihli ara kararda belirtildiği üzere, dava öncesi dava konusu teknenin davacının mülkiyet anlamına gelmemek üzere zilyetliğinde bulunması, dava değerinin 4.300.000,00-EURO olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesindeki yargılama, İstinaf kanun yolu İncelemesi ve Yargıtay temyiz incelemesinden oluşan kanun yolu inceleme sürecinin ortalama 5 yıl sürme ihtimali dikkate alındığında, yatın işletilmemesinin yaratacağı muhtemel zarar dikkate alınarak, 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi gereğince muhtemel zararın teminat altına almak üzere T.C. Merkez Bankası verilerine göre 01/06/2022 tarihi itibariyle 1 EURO 17.6497 TL’den takdiren 4.300.000,00 EURO’nun % 10’u olan 430.000,00 EURO’nun TL karşılığı 1 EURO=17.6497-TLx430.000,00-EURO=7.589.371,00-TL (yedimilyonbeşyüzseksendokuzbinüçyüzyetmişbirTürkLirası) meblağın Mahkememiz veznesine veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize sunulduğu takdirde, Mahkememizin 10/01/2022 tarih ve 2022/12 D.İş. Esas, 2012/11 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen “Amerika Birleşik Devletleri Delaware eyaleti gemi siciline kayıtlı Owner(sahip): … Yachting, Registration Number(Kayıt Numarası): DL 4289 AN, Issue Date(Düzenleme Tarihi): 23 June 2021, Year Built(Kuruluş Yılı)=2021 Make(Yapım) Numarine, Hull Material(Tekne Malzemesi): Fiberglass, length(uzunluk): 106 Feet / 5 İnches olan “…” İSİMLİ YAT”ın Marmaris 1. İcra Dairesi’nin 2022/91 Esas sayılı dosyasında 6102 sayılı TTK’nın 1363/1 maddesi gereğince daha önce kendisine teslim edilen …’un yedieminliğinin kaldırılmasına, yatın davacı … T.C. Kimlik numaralı … veya onun yetkilendireceği kaptan …’a yediemin olarak teslimine karar verildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle itiraz veya istinaf konusu olabilecek hususların, yada delillerin takdirinin veya mahkememiz tarafından verilen ara kararın hakimin tarafsızlığı konusunda şüpheler uyandırdığı, yargıya duyulan güveni sarsıcı mahiyette olduğu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şeklindeki iddialar son derece üzücü olup, özellikle mülkiyet hakkın ve adil yargılama hakkının korunması hususunda son derece hassas ve yargı camiasında bu konu ile ilgili bir çok ilk karara imza atan, Kaş’tan Didim’e kadar tüm sahil ve Muğla İlinin tamamının mülki sınırları içerinde tarafsız, hızlı, adil ve fedakarca çalışan Mahkememiz Başkan ve üyelerini de rencide edici, çalışma şevk ve azmini kırıcı olduğu aşikardır.
Somut olaya gelince, 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesinde karar verilmesi için tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispatın yeterli olduğu, itiraz eden vekillerinin itiraz dilekçelerinde belirttikleri geminin mülkiyeti ile ilgili savunmaların yargılamayı gerektirdiği ve bu konuda itiraz edenler yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Ayrıca, 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesinde “(4) 1352 nci maddenin (t) ve (u) bentlerinde sayılan deniz alacaklarının birinden dolayı ihtiyaten haczedilmiş olan gemi hakkında, zilyedi olan kişinin yeterli teminatı vermesi durumunda, gemi bu kişiye bırakılabilir.” düzenlemesi incelendiğinde, maddede borçlu dan söz edilmediği, aksine deniz alacağına konu ve ihtiyaten haczedilen gemi ve zilyetlikle ilgili düzenleme olduğu, maddede teminatın türü ve miktarı ile ilgi bir düzenleme yapılmadığı, teminatın türünün ve miktarının ne olacağı, yeterli teminatın ve miktarının ne olacağı hususunda somut olaya göre takdirinin Mahkememize ait olduğu, Mahkememizce 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi gereğince muhtemel zararın teminat altına almak üzere T.C. Merkez Bankası verilerine göre 01/06/2022 tarihi itibariyle 1 EURO 17.6497 TL’den takdiren 4.300.000,00 EURO’nun % 10’u olan 430.000,00 EURO’nun TL karşılığı 1 EURO=17.6497-TLx430.000,00-EURO=7.589.371,00-TL (yedimilyonbeşyüzseksendokuzbinüçyüzyetmişbirTürkLirası) meblağ karşılığı davacı tarafından sunulan … …BANK A.Ş.’ Muğla Şubesine ait, 10/06/2022 tarih ve 00903-GT-000000120733-1178114 nolu, 7.589.371,00-TL (yedimilyonbeşyüzseksendokuzbinüçyüzyetmişbirTürkLirası) bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğu, takdir edilen teminat miktarının yeterli olduğu, davalıların itiraz dilekçelerinde belirttikleri geminin değerinin depon edilmesi hususunun 6102 Sayılı TTK’nın 1370/1 maddesi ile ilgili olup, maddede geminin “borçluya ve gemi üçüncü kişi elinde iken ihtiyaten haczolunmuşsa, bir taahhüt senedi alınarak, bu kişiye” ile ilgili düzenleme olduğu, somut olayda ise davacının borçlu ya da gemi elinde iken haczedilen üçüncü kişi olmayıp, 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi kapsamında gemide mülkiye iddiasında bulunan ve deniz alacağına dayalı gemiyi haczettiren, mülkiyet sahibi anlamına gelmemek üzere zilyet sıfatıyla kendisine teslim edildiği anlaşıldığı, mahkememizce verilen ara kararın yukarıda izah edildiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın 1352/1-t ve u bentleri delaletiyle 1370/4 maddesi kapsamında verildiği anlaşıldığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile 1)-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince İtiraz eden – Karşı taraf … Co, … ve … vekillerinin itirazlarının REDDİNE, ek ara karar verilmiş, verilen bu ek ara karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 06.07.2022 tarihli ara kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafın tekne bedelinin sözleşmeye uygun şekilde ödenmemesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini ve tekne bedelinin diğer davalı … Co.’dan tahsil edilerek bu davalıya satıldığını, davacının dava konusu teknenin satış bedelini ödediğine dair dosyaya en ufak bir ödeme belgesi dahi sunamadığını, davacının teknenin mülkiyetine sahip olduğuna dair iddialarının kötü niyetli ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme ek ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, yatın mülkiyetinin tespiti davasında ”yediemin sıfatıyla yatın teslimi ara kararına itirazın reddine” yönelik 06.07.2022 tarihli ek ara karara ilişkindir.

HMK’nın 341/1. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilerek ilk derece mahkemelerince verilen kararlardan hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği açıklanmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
6102 sayılı TTK’nın ‘Deniz Ticareti’ başlıklı beşinci kitabında da gemilere ilişkin ihtiyati haciz düzenlenmiştir Anılan Kanun’un 1362. maddesi gereğince alacaklının, alacağının 1352. maddeden sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri sunması gerekmektedir. Buna göre, HMK’nın 389. ve İİK’nın 257.maddesinde olduğu gibi talep konusunda yaklaşık ispat gerekli ve yeterlidir.

HMK’nın 394. maddesinde ise;
“(1)Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2)İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.
(3)İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4)İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
(5)İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” şeklinde ihtiyati tedbire itirazın ne suretle yapılacağı açıklanmıştır.
HMK’nın 392/1.uyarınca ihtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacağı muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olup, yine aynı Kanun’un 394/2. maddesi gereğince teminata itiraz edebilecek olan sadece aleyhine tedbir kararı verilen olup davacı vekilinin bu bağlamda teminatlı verilen ihtiyatı tedbir kararına karşı ilk derece mahkemesi nezdinde başvurabileceği itiraz yolu kanunda düzenlenmemiştir. ( Bknz. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/6915 Esas ve 2013/125 Karar sayılı ilamı)
Kanun koyucu ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı başvurulabilecek kanun yollarını da özenle, açıkça ve ayrıntılı şekilde düzenlemiş olup, HMK’nın 391’inci ve 394’üncü maddelerinde yer alan kanun yollarına ilişkin düzenlemeden de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolu açık değildir. Kanun koyucu bu yöndeki iradesini hem kanun yoluna başvurulabilecek tedbir kararlarını açıkça belirterek, hem de bunların dışındaki kararlara karşı kanun yollarına başvurulmasını yasaklayarak düzenlemiştir.
HMK’nın 391. maddesinde sadece ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüşken, HMK’nın 394. maddesinde ise sadece taraflar dinlenmeden verilen ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulacağı düzenlenmiştir. “Teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin 395. maddenin 3. fıkrası ile “durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması”na ilişkin 396. maddenin 2. fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK’nın 394. maddesinin 5. fıkrasına bilinçli olarak atıf yapılmamıştır. Kanun koyucunun, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolunu açma gibi bir iradesinin olmadığı HMK’nın 395. ve 396. maddelerinin gerekçesinden de açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle HMK’nın 396. maddesine karşılık gelen Hükümet Tasarısının 400. maddesinin gerekçesinde bu husus çok açık ve ayrıntılı şekilde ifade edilmiştir. Bu gerekçeye göre, “İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir. Hâl ve şartlarda değişiklik bakımından o anda kanun yoluna başvurulamaması, daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun incelenmeyeceği anlamına da gelmez. Kanun yolu incelemesinde bu husus da değerlendirilerek bir karar verebilme imkânı kapalı değildir.” madde gerekçesi çok açık olup, özellikle “ihtiyatî tedbirin ve haczin reddi ve ihtiyatî tedbire hacze itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” ifadesi karşısında, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilemez.
HMK’nın 341. maddesinin 1. fıkrası da HMK’nın 391 ve 394. maddelerine paralel
bir düzenleme getirmiş ve “ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna” başvurulabileceğini düzenlemiştir. Bu maddeye karşılık gelen Hükümet Tasarısının 345. maddesinin gerekçesinde “İhtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz hakkındaki kararlara karşı da hükümde belirtilen hâllerde istinaf yolu açılmıştır.” denilmektedir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin tüm kararlara karşı değil, ancak “hükümde belirtilen hâllerde” istinaf yoluna başvurulabilecektir. Sonuç itibarıyla kanun koyucu hem yürürlükte olan HMK.’nun 391 ve 394. maddelerde hem de 341. maddede açık bir sınırlama getirmiştir. Üstelik yukarıda değinilen madde gerekçelerinde de kanun koyucu iradesini vurgulamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.03.2013 tarih ve 2013/444 Esas 2013/4848 Karar sayılı, 04.06.2013 tarih ve 2013/8345 Esas 2013/11632 Karar sayılı, 24.09.2013 tarih ve 2013/13228 Esas 2013/16450 Karar sayılı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2013 tarih ve 2013/25812 Esas 2013/20072 Karar sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlarda da belirtildiği üzere; ihtiyati haciz/tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararlar ile yokluğunda ihtiyati haciz/tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir. Gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ara/ek kararlara karşı kanun yoluna başvuru kabul edilmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu olayda, yatın mülkiyetinin tespiti istemli davanın yapılan yargılaması sırasında ihtiyati haciz isteyen davacının talebi üzerine verilen, itiraz ve istinaf süreleri/aşamaları geçerek kesinleşen ihtiyati haciz kararı ile ilgili olarak yediemin sıfatıyla yatın teslimi ara kararına itirazın reddi yönündeki 06.07.2022 tarihli ek karar, HMK’nın 341. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilmiş ilk ek/ara karar mahiyetinde olmayıp itiraz/istinaf süreleri geçirilen ve değişen/kesinleşen durumdan dolayı yediemin sıfatıyla yatın teslimine yönelik sonraki ek ara karar mahiyetinde olduğundan bu ek ara karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz.
Bu itibarla, davalılar … ve … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;

1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/313 Esas
sayılı dosyasında verilen 06/07/2022 tarihli EK ARA KARAR, istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığından davalılar … ve … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın davalılar … ve …’a iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda kesin olmak üzere 26/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.