Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2284 E. 2023/251 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2284
KARAR NO : 2023/251
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2022
NUMARASI : 2022/799 Esas Ara Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan 14/10/2022 ara kararının açık yargılaması sonucunda ; “Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca, davalıya icra takibi başlatıdığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, Didim Arabuluculuk Bürosu 2022/28 dosya numarası ve 2022/63517 arabuluculuk numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup, yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığını, davacı şirket ile davalı arasında akdedilen alım- satım sözleşmesi uyarınca … marka … Model Teleskobik Yükleyici iş makinesi satın alındığını ve davalı tarafınca bu makinenin kullanımına başlandığını, satımı yapılmış olan … (Seri No …) marka/model makinenin kullanım sırasında arızalandığı davalı tarafından müvekkile iletildiğini ve gerekli bakım/onarım için yetkili servis olan …. Şti.’ne yönlendirildiğini, makinenin, … Sigorta A.Ş. Nezdinde 127904937 poliçe numarası ile 03.03.2021 – 03.03.2023 tarihlerini kapsar şekilde “Leasing All Risk Katılım Sigorta Poliçesi” ile sigortalattırıldığını, davalının makinenin arızalandığını bildirmesi üzerine servis ve sigorta şirketi tarafından yapılan tespitle arızanın kullanıcı kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, bu tespit üzerine sigorta şirketi tarafından meydana gelen arızanın poliçe teminat kapsamı dışında olduğu değerlendirildiğini ve yetkili servis ile olan anlaşmadan dolayı ilgili bakım/onarım ücreti müvekkil şirket tarafından ödendiğini, bu bağlamda ilgili servis hizmeti için 34.647,67 € Bom Bedeli, 1.750€ Navlun Bedeli, 1.180 € Servis Hizmet Bedeli ve 272,71€ Yurtiçi Nakliye Bedeli olmak üzere toplam 37.849,93 € müvekkil tarafından ödendiğini, davacı şirket ile davalı arasında yapılan harici anlaşmaya göre ise müşteri memnuniyeti kapsamında iş bu makinanın geri satın alınacağı hususunda anlaşmaya varıldığını ve buna istinaden satış bedeli olarak davalıya 04.03.2022 tarihinde 100.000,00 TL ve 05.01.2022 tarihinde de 36.000 € ödeme gönderildiğini, ilgili makinede kullanıcı hatasından kaynaklı meydana gelen zararlar, sigorta şirketi tarafından teminat kapsam dışı olarak değerlendirilmesi ve buna istinaden tüm masrafların müvekkil şirket tarafından ödenmiş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda müvekkil tarafından makinenin satış bedeli ödendiğini ve hatta fazla ödenen tutardan kaynaklı olarak müvekkil şirketin alacaklı konumuna geldiğini, davalı tarafından süreç içerisinde bu satışla ilgili sürekli yeni mazeretler sunularak satış işleminin gerçekleştirilmediğinin ortaya çıktığını, son olarak davalı tarafın ilgili makineyi müvekkile satmayı taahhüt etmiş olmasından dolayı satış işlemleri için davalıdan haber beklerken 18.03.2022 tarihinde müvekkilin yetkili servisine giderek makineyi servisten çıkarttığı ve haksız bir şekilde kullanmaya devam ettiğinin görüldüğünü, bu durumda davalının ilgili makineyi müvekkil şirkete satmaktan vazgeçtiği ve sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediğinden bahisle de temerrüde düştüğünün anlaşıldığını, satıştan vazgeçilmesi nedeni ile davalıya satış bedeli olarak ödenen 36.000 € ve 100.000,00 TL ücretin iadesi ile makinenin nakliye ücreti olan 5.310 TL’nin ödenmesi gerektiğini, Didim (Yenihisar) İcra Müdürlüğü’nün 2022/852 E. Sayılı dosyasına davalı tarafın yaptığı itirazın haksız olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, ihtiyati hacze ilişkin İİK md. 257’de aranan tüm yasal koşullar gerçekleştiğini, yargılama süresince mal kaçırma olasılığı bulunduğundan davalı üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul, araçlara ve banka hesapları üzerine İİK Md. 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, müvekkilinin telafisi mümkün olmayan bir zarara uğramasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep; itirazın iptali davasında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İİK’nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince davacı alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İİK’nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre davacı/alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Bu yasal çerçeve içerisinde davacı/alacaklının ihtiyati haciz talebinin dosya içerisindeki bilgi ve belgeler nazara alınarak bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talebi değerlendirildiğinde; ihtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 398/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir.
Somut olayda; davacı tarafından üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen malların, davanın konusunu oluşturmadığı, davadaki asıl talebin alacağı içerdiği anlaşılmakla reddine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tüm şartların oluştuğunu, yerel mahkemenin ihtiyati haciz istemlerinde hacze konu alacağın varlığına kanaat getirmesi gerektiğini, ticari ilişki nedeniyle sözleşme gereğinin müvekkili tarafından tam olarak yerine getirildiğini, iş makinasının bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme dekontlarının yaklaşık ispatı ortaya koyacak şekilde delil olduğunu, müvekkili tarafından keşide edilen ihtarname ile muacceliyet koşulunun gerçekleştiğini, ihtiyati hacze ilişkin tüm yasal koşulların gerçekleştiğini beyanla davalının dava konusu icra takibine kötü niyetli itirazı ve mal kaçırma olasılığı bulunduğundan davalı üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul, araçlara ve banka hesapları üzerine İİK Md. 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden iş makinesinin satın alındığı ve davalının kullanımına sunulduğu makinenin kullanım sırasında sigorta kapsamı dışındı kullanıcı hatası nedeniyle arızalandığının anlaşıldığı, aralarındaki sözleşme kapsamında iş makinesinin davacı tarafından geri alınacağı belirtilerek davalının yaptığı ödemelerin iade edildiği paranın iade edilmesine rağmen makinenin müvekkiline satılmaması , satıştan vaz geçilmesi nedeniyle satış bedeli olarak ödenen 36.000 EURO ve100.000 TL ve nakliye ücreti 5.310 TL’nin ödenmesi için açılan davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep edilmiştir.
Mahkemece ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/799 Esas sayılı 14/10/2022 tarihli ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 15/02/2023