Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/228 E. 2022/544 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/228
KARAR NO : 2022/544
KARAR TARİHİ: 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021(EK KARAR TARİHİ)
NUMARASI : 2021/49 D.iş, 2021/49 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022
Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz talep eden vekili; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, 05/10/2021 tarihli mutabakat metnine göre ayrı cari hesaptan kaynaklı toplamda 67.021,73 euro karşılığı 689.197,85 TL borcu bulunan davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğunu belirterek, teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, borçlunun borcu tutarında taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
11/10/2021 tarihli karar ile; dosyaya sunulan mutabakat mektubuna göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacıya ait faturalar üzerinde yapılan inceleme sonucu, 67.021,73 euro kadar mal ve hizmet tesliminin gerçekleştiği, talepte bulunan şirketin ticari alacağının olduğu, mutabakat formunda karşı tarafın kaşe ve yetkilisinin imzasının bulunduğu, dosyada bulunan fatura, irsaliye ve mutabakat metninin birbirini tamamladığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, İİK 257. Maddesindeki koşullara uygun bulunan ihtiyati haciz isteminin kabulüne, karşı tarafın alacağa yetecek miktarda menkul ve gayri menkul malları ile üçüncü şahıslarda bulunun hak ve alacaklıların üzeri ne ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin kararına karşı, aleyhine ihtiyati haciz verilen itiraz ederek; ihtiyati haciz kararının tedbiren kaldırılmasını, bu karar ile üçüncü şahıslara gönderilen haciz yazıları nedeni ile büyük sıkıntılar yaşadıklarını, mal kaçırmaya yönelik girişimlerinin olmadığını, taraflar arasında akdedilen ve davacının borçlu olduğunun ikrar ettiği 17/08/2021 tarihli tasfiye protokolüne göre, borçları bulunmadığı gibi alacağının olduğunu belirterek, haciz tehdidi altında kalmaması için öncelikle belirlenecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece; ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine, tarafların iştiraki ile duruşma açılmış, ihtiyati haciz kararına karşı, taraf vekillerine diyecekleri sorularak, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiştir. 01/12/2021 tarihli itirazın reddine dair kararın gerekçesi ” Alacaklı vekilinin talebi üzerine 11/10/2021 tarihine mahkememizce 689.197,85 TL alacağa yetecek kadar borçlu/itiraz eden şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerlerine %20 teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, itiraz eden borçlu şirketin süresi içerisinde bu karara itiraz ettiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, ihtiyati hacze dayanak faturaların karşılığı mal ve hizmet tesliminin gerçekleştiği, mutabakat formuna itiraz eden şirketin kaşesinin ve imzasının bulunduğu fatura, irsaliye ve mutabakat metinlerinin birbirlerini tamamladığı, itiraz eden vekilinin dilekçesine eklediği belgeler ve tasfiye protokolüne göre de taraflar arasındaki ticari ilişkinin bir süredir devam ettiği konusunda kuşkunun bulunmadığı, cari hesap ilişkisinin faturalarla ortaya konulduğu, devam ede gelen bir ticari ilişki içerisinde tasfiye protokolü düzenlenmiş olmasının ihtiyati hacze konu fatura, sevk irsaliyesi ve mutabakat metinlerini hükümsüz kılmayacağı, itiraz eden tarafın özellikle tasfiye protokolüne ilişkin iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu, tasfiye protokol tarihinin (17/08/2021) düzenlenen mutabakat formu tarihinden (05/10/2021)önce olduğu, İİK nun 257. maddesindeki şartların oluştuğu ve ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir bir durumun gerçekleşmediği anlaşıldığından itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.”
Mahkemenin kararına karşı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekili istinaf kanun yoluna başvurarak; ihtiyati haciz talep edenin mutabakat metninin dosyaya sunmasına rağmen, kendi borcunu ikrar ettiği, tasfiye protokolünü dosyaya sunmadığı, davacı tarafın kaşe ve imzalı tasfiye protokolünün dosyaya sunulması ve borçlu olduğunu ikrar etmesine rağmen itirazın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafça protokolde belirtilen ödemelerin yerine getirilmediğini, ihtiyati haciz kararı verildiği tarih itibariyle taraflar arasında halen cari hesabın bulunduğunu, davacı tarafın borcunun devam ettiğini, anılan karar ile müvekkili şirketin ticari işlemlerinin kilitlenmesinin kurgulandığını, mutabakat metnindeki kaşe ve imzanın şirket yetkilisine değil muhasebecisine ait olup, geçerli olmadığını, davacının talebine aşan ve ölçülülük ilkesini ihlal edecek şekilde tüm mal varlığını kapsayacak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğu, kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Talep; ihtiyati haciz talebinin kabulüne itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı taraf, ihtiyati haciz talebinde bulunarak, 05/10/2021 tarihinde mutabakat metninin ekinde sevk irsaliyeleri ve faturalara dayanmıştır.
Davalı taraf ise; ihtiyati haciz kararına itiraz ederek, 17/08/2021 tarihli tasfiye protokolüne dayanmıştır.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden satıcı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen ise, alıcıdır, aralarındaki ilişki ticari satıma dayanmaktadır. Tarafların dosyaya sundukları fatura ve sevk irsaliyeleri ile mutabakat metninin daha yakın tarihli oluşları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/49 D.iş 2021/49 Karar sayılı 01/12/2021 tarihli ek kararına karşı aleyhine ihtiyati haciz talep edilen istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran aleyhine ihtiyati haciz talep edilen taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.