Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2255 E. 2022/2067 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2255
KARAR NO : 2022/2067
KARAR TARİHİ: 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2022
NUMARASI : 2019/479 Esas ve 2022/503 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 7. ATM 2020/123 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022
Davacı – birleşen dosyada davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Güvenlik sistemleri ürünleri satışı yapan müvekkilim, davalı-borçludan olan alacakları nedeniyle İzmir 27 .İcra Müdürlüğü’nün 2019/11124 sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını, Davalı-borçlunun borca itirazı üzerine icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiğini, Davalı-borçlunun haksız bir şekilde borcu ödemekten kaçınması üzerine arabulucuya başvurulduğunu, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2019/99035 numaralı, 23.09.2019 tarihli son tutanağı ekte sunulduğunu, Davalının borçları, aynı zamanda takip dayanağı olan 12.03.2019 tarihli 1.466,15 USD bedelli fatura ile 25.03.2019 tarih ve 861,40 USD bedelli faturaya dayandığını, Sözünü ettiği nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak için Borçlunun İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11124 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türkiye genelinde İçişleri Bakanlığı’nın araçlarının bilişim alanında iç dizaynını ve tamirini yapmakta olduğunu, İçişler Bakanlığı ile olan işleri ihale usulü ve İçişleri Bakanlığının şartnamesine bağlı olduğunu, 11.03.2019 tarihinde 29 adet … marka kamera ve taraflarına bile teslim edilmeyen 6 adet … dijital kamera davacı şirketten sipariş etmiştir. Kameraların ilgili Emniyet Müdürlüklerindeki araçlara takımından sonra Emniyet Müdürlüğü’nün görevlilerinden müvekkilime kameraların kullanım dışı ve ayıplı olduğu şikâyet edilmiştir. Bu şikâyetler üstüne müvekkili davacı şirket ile Whatsapp yazışmaları ve telefonda sözlü olarak iletişime geçerek durumu bildirmiş, davacı şirket ise kameraların iadesini kabul etmiştir. Müvekkilinin bu bozuk çıkan kameralar yüzünden tekrardan masraf yapmış ve çalışanını kamera takılan Şırnak, Hakkari gibi uzak illere göndermiş, bu kameraların sökülmesi nedeniyle yemek, barınma, yol gibi ihtiyaçlar için tekrardan masraf çıktığını, Davacı şirket icra takibi başlatılmadan önce müvekkilime ayıplı mallan kabul edeceğini söylemesine rağmen kötü niyetli olarak icra takibi başlatmıştır. Müvekkili sökülen bu kameraları tekrar iade etmek istediğinde ise davalı şirket kabul etmemiştir. Davacı ile müvekkilim arasında yazılı bir satış sözleşmesi bulunmadığını, Yazılı bir sözleşme olmamasına ve paranın hangi kur üzerinden ödeneceği kararlaştırılmamasına rağmen davacı şirket cari hesap raporunu ve faturayı yabancı para usulüne göre hazırlamış ve icra takibini de yabancı para üzerinden başlattığını, Mahkemeniz aksi kanaatteyse bile 29 adet … marka kamera ve taraflarına bile teslim edilmeyen 6 adet … dijital kamera iade kapsamında gösterildiğini, Bunun akabinde ödenecek olan tutardan toplam kur değerleri faturada belirtilen kur değeri olmak üzere 4.901 TL+ KDV olarak düşülmüş olduğunu, Söz konusu 2 faturada da faturanın kesim tarihine göre iade edilen para oranlarında kur farkı açıkça belirtildiğini, Ancak takip talebinde takibin açıldığı tarihteki kur farkına göre olması gerekenden fazla olarak hesaplandığını, Bu durum eski paranın aynen iadesi şeklinde gösterilmeyip daha yüksek kur oranı üzerinden iade yapılmasına ve müvekkilimin zarara uğratılmasına neden olduğunu, İş bu sebeplerle tamamen müvekkilini zarara uğratmaya yönelik olan bu icra takibinin, ödenmesi mümkün olmadığını belirterek müvekkili aleyhine açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Birleşen İzmir 7.ATM’nin 2020/123 Esas sayılı dosyasında Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye genelinde İçişleri Bakanlığı’nın araçlarının bilişim alanında iç dizaynını ve tamirini yaptığının, işlerin ihale usulü olduğunu ve şartnameye bağlı olduğunu, müvekkilinin davalı firmadan 11/03/2019 tarihinde 29 adet … marka kamera ile taraflarına teslim edilmeyen 6 adet … dijital kamera sipariş ettiğini, kameraların emniyet müdürlüklerindeki araçlara takımından sonra kameraların kullanımı esnasında ayıplı olduğunun fark edildiğini ve emniyet müdürlüğünün görevlilerinden müvekkiline kameraların kullanım dışı ve ayıplı olduğu yönünde şikayet edildiğini, müvekkilinin bu durumu davalı taraf ilettiğini, davalının kabulü karşısında müvekkilinin kameraların iadesi olacağını emniyet yetkililerine bildirdiğini, müvekkilinin bozuk çıkan kameralar yüzünden tekrardan masraf yaptığını ve çalışanını Şırnak’a göndererek ekstra masraflar yaptığını, davalı şirketin ayıplı malları kabul edeceğini söylemesine rağmen kötü niyetli olarak 017794 seri numaralı 12/03/2019 düzenleme tarihli ve 017811 seri numaralı 25/03/2019 tarihli faturalara ilişkin müvekkili hakkında İzmir 27. İcra Dairesinin 2019/11124 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin farklı tarihlerde olmak üzere 1.000,00-TL, 4.500,00-TL, 3.000,00-TL ve 4.000,00-TL olmak üzere ödemeler yaptığını, müvekkilinin bu nedenle mağdur olduğunu, müvekkilinin icra dosyasına itiraz etmesi neticesinde İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/479 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını belirterek işbu dava ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/479 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine, davalının haksız davasının reddi ile %20 kötüniyet tazminatı yükletilmesine ve ürünlerin ayıplı olması nedeniyle belirlenecek toplam masrafın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…asıl dava yönünden;-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2019/11124 Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, 1.739,10- USD asıl alacak üzerinden takibin devamına, Takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre yıllık değişen oranlarda faiz yürütülmesine ve fiili ödeme tarihindeki MB efektif alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline, Birleşen İzmir 7.atm’sinin 2020/123 Esas Sayılı Dava yönünden; davanın KABULÜNE; 5.898,97-TL’nin 21/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı birleşen dosya davalısı istinaf dilekçesinde özetle; davalının ileri sürdüğü nedenlerin ayıbın geç bildirilmesine sebep olmadığını, ispat yükünün davalıda olduğunu, birleşen dosya yönünden, açılan davanın bir temelinin bulunmadığını, reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; satıma ilişkin alacağın tahsili talebi ile açılan itirazın iptali davasıdır.
Birleşen dava; taraflar arasındaki satıma ilişkin ödenen bedellerin iadesi istemine ilişkin açılan alacak davasıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihinden itibaren ise, bu sınır 8.000,00 Türk Lirasıdır. Davacı taraf asıl dava yönünden reddedilen miktar olan 1.313,14 TL yönünden birleşen dava yönünden ise aleyhine hükmedilen 5.898,97 TL üzerinden istinaf etmiş olduğundan 16/06/2022 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verildiği ancak, davacının hakkın özünden feragat etmeyip, davalı tarafın sulh yolu ile uzlaşması sonucu taleplerinden feragat ettiği, dolayısıyla arabuluculuk ücretinin davacıya yükletilmesi doğru değil ise de; miktar itibariyle kesin olduğundan talebin reddine dair karar verilerek bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. (Yargıtay HGK 2013/1728 esas ve 2015/1036 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı – birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/12/2022