Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2222 E. 2023/218 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2222
KARAR NO : 2023/218

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2022
NUMARASI : 2020/511 Esas 2022/798 Karar
DAVA : KONKORDATONUN KISMEN FESHİ
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/511 Esas ve 2022/798 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında İzmir 3. ATM’nin 2018/1088 Esas 2019/1145 Karar sayılı ilamı ile konkordato projesinin tasdik edildiğini, konkordato tasdik kararı uyarınca 60 ay vade ile borçların yapılandırılmasına karar verildiğini ancak, iş bu dilekçe tarihi itibarı ile davalı ile müvekkili banka arasında herhangi bir yapılandırma yapılmadığını ve hiç bir taksit ödemesinin gerçekleşmediğini, İİK 308/e maddesine göre kendisine ödeme yapılmayan alacaklının konkordatonun kendisi açısından feshi için dava açabileceğini ileri sürerek, davalı yönünden konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında konkordatonun tasdikine karar verildiğini ancak tüm dünyayı etkisi altına alan ve dünya ekonomisini olumsuz etkileyen Covid -19 salgını sebebiyle müvekkili şirketin de bu dönemden olumsuz etkilendiğini, ekonomik koşullar nedeniyle firma tarafından alacaklılara olan taksit ödemelerinin firmanın imkanları ölçüsünde ödendiğini, davacının müvekkili şirketten ipotekli alacağının olduğunu, bankanın alacak takibine itirazları üzerine İzmir 1. ATM’nin 2019/307 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının sürdüğünü, ayrıca banka tarafından İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2018/17479 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiğini, takipte satış aşamasına gelindiğini, davacı bankanın alacağının ipotekle garanti altına alındığını, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “…Konkordatonun tasdikine ilişkin İzmir 3.ATM’nin kararının kesinleşmesi beklenmiş, kesinleşmiş kararı dosyaya eklenmiş, İzmir 3 ATM’nin 2018/1088 esas sayılı dosyasına kayyım … tarafından sunulan raporların ilgili bölümlerinin örnekleri dosyamıza eklenmiştir.
İzmir 3. ATM’nin 06/12/2019 tarihli 2018/1088 esas 2019/1145 karar sayılı kararı ile “1-Davanın kabulüne, davacı … ŞİRKETİ’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını birer ay ara ile 60 eşit taksitte (5 yılda) kesin mühlet tarihi olan 19/12/2018 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Ocak ayında başlayarak ve her ayın son günü ödemesine, Davacının rehin kapsamında kalan rehinli borçlarını …. Bank TAŞ ve … Bankası TAO ile yaptığı protokoller çerçevesinde ödemesi, yapılandırma konusunda anlaşma sağlayamadığı … TAŞ’ne ve … Bankası AŞ’ne olan borçlarını konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle 60 ay vadeye tabi olarak ödemesi suretiyle İİK 308/h maddesi uyarınca yapılandırılmasına” karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuşsa da İzmir BAM 17 Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15/06/2020 tarihli kararı ile temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olup, İzmir 3. ATM kararının 15/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 3. ATM’nin 06/12/2019 tarihli kararı ile atanan kayyım …’in mahkememiz dosyasına sunduğu 10.02.2022 tarihli raporunda; alacaklı …bank T.A.Ş.’nin rehinli alacağının 570.000,00-TL, adi alacak hükmündeki alacağının 1.141.391,93-TL olduğunu, borçlu firma tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ortaya koymuştur.
İzmir 3. ATM’nin 06/12/2019 tarihli 2018/1088 esas 2019/1145 karar sayılı kararı ile atanan kayyım …’in tasdik kararı gereğince mahkememizin 2018/1088 esas sayılı dosyasına sunduğu kayyım raporlarının değerlendirilmesinden; davacıya ödemelerin başladığı 2020 yılı Ocak ayından bu dava tarihine kadar ödenmesi gereken 8 taksitten hiçbirinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 14/02/2022 tarihli dilekçesinde; davalının rehinli borcun teminatı olan 3 adet taşınmazdan 2 adedinin konkordato tasdikinden sonra satıldığı, böylece tahsil edilen 502.704,31-TL’nin firmanın rehinli borcundan mahsup edildiği, davalı şirketin adi alacağına mahsuben hiçbir tahsilat olmadığı bildirilmiştir.
İİK 308/e maddesinde “kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir” hükmüne yer verilmiştir. Davacının bu yasal düzenleme uyarınca konkordatonun kısmen feshini istediği ve kendisi hakkındaki konkordatonun feshine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında; davalı … Şti’nin konkordato başvurusu üzerine İzmir 3 ATM’nin 06/12/2019 tarihli 2018/1088 esas 2019/1145 karar sayılı kararı ile konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını birer ay ara ile 60 eşit taksitte (5 yılda) kesin mühlet tarihi olan 19/12/2018 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Ocak ayında başlayarak ve her ayın son günü ödemesine karar verildiği, davacı bankanın davalıdan 570.000,00-TL rehinli alacağının 1.141.391,93-TL adi alacağının bulunduğu, bankanın rehinli alacağı kapsamında davalının iki adet taşınmazının satılması söz konusu ise de, yapılan tahsilatın henüz rehinli alacağı karşılamadığı, davacı vekilinin beyanı ve kayyım raporuna göre davalının adi alacağına ilişkin dava tarihine kadar ödeme yapmadığı, davacının adi alacağının söz konusu konkordato kararı kapsamında bulunduğu, konkordatonun tasdikine ilişkin kararın 15/06/2021 tarihinde kesinleştiği, davalının konkordato projesi ve kesinleşen konkordatonun tasdikine ilişkin kararı gereğince borçlarını 2020 yılı Ocak ayında başlayarak 60 ay vadede ödemesi gerekirken bu davanın açıldığı 17/09/2020 tarihine kadar davacıya adi alacağı kapsamında hiç ödeme yapmadığı, böylece davacı hakkında konkordatonun kısmen feshine ilişkin İİK 308/e maddesindeki şartların oluştuğu…” gerekçesi ile, Davanın KABULÜNE, İzmir 3.ATM’nin 2018/1088 Esas 2019/1145 Karar sayılı kararı ile tasdik edilen davalı şirket konkordatosunun davacı şirketin konkordato ile kazandığı hakları muhafaza etmekle birlikte İİK 308/e maddesi uyarınca davacı hakkında feshine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borçlarını ödemediği söyleminin tamamen hukuki temelden yoksun ve haksız olduğunu, müvekkili şirket tarafından kullanılan kredi borçlarının teminatı olarak 3 adet taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmiş olduğunu ve bu ipoteklerin 2 adedinin müvekkilinin konkordatosu tasdik edildikten sonra satıldığını ve müvekkilinin riskinden mahsup edildiğini dolayısıyla borçların ödenmediği iddiasının asılsız ve yersiz olduğunu, adi alacaklar açısından ise müvekkili şirketin tasdik olunan konkordato projesine dayalı olarak yapması gereken ödemelerin 2020 yılı Ocak ayından başlamakta olduğunu ancak tüm dünyayı etkisi altına alan, dünyanın çeşitli yerlerinde, çeşitli ülkelerde para birimlerinin değer kaybetmesine sebebiyet veren, ekonomik hayatı durağan hale getiren Covid-19 salgınının ne yazık ki müvekkili şirketi de olumsuz etkilediğini, zor durumda olan müvekkili şirketi daha da zor duruma soktuğunu bu koşullar altında davalı müvekkili şirket tarafından vadedilen ödeme planına uyulmasının beklenmesinin hakkaniyete ve dürüstlük kuralına tamamen aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, İİK.’nun 308/(e) maddesinden kaynaklanan konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.12.2019 tarih ve 2018/1088 Esas 2019/1145 Karar sayılı kararı ile “1-Davanın kabulüne, davacı …. Şirketi’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını birer ay ara ile 60 eşit taksitte (5 yılda) kesin mühlet tarihi olan 19/12/2018 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Ocak ayında başlayarak ve her ayın son günü ödemesine, Davacının rehin kapsamında kalan rehinli borçlarını … Bank TAŞ ve … … Bankası TAO ile yaptığı protokoller çerçevesinde ödemesi, yapılandırma konusunda anlaşma sağlayamadığı …bank TAŞ’ne ve … Bankası AŞ’ne olan borçlarını konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle 60 ay vadeye tabi olarak ödemesi suretiyle İİK 308/h maddesi uyarınca yapılandırılmasına” karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 05/03/2020 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu karara karşı da temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15/06/2020 tarihli ilamı ile onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davalının tasdik edilen konkordato projesine (ödeme planına) göre ödemelerin başladığı 2020 yılı Ocak ayından dava tarihi olan 17.09.2020 tarihine kadar ödenmesi gereken 8 taksitten hiçbirini ödemediği, 2004 s. İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, konkordatoya ilişkin yasal düzenlemelerin ve konkordato kararı verilmesi usulünün dışına çıkacak ve konkordato davasında verilen kararı işlevsiz hale getirecek şekilde korona virüs salgını ve ekonomik etkileri nedeniyle hakkaniyet prensiplerine göre ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilemediği yönündeki savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2022 tarih ve 2020/511 Esas 2022/798 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve İİK’nun 308/a maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.