Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2188 E. 2022/2062 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2188
KARAR NO : 2022/2062
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2022 ( Ara Karar )
NUMARASI : 2022/706 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 26.08.2022 harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili …’ın …/ … Sebze ve Meyve Halinde “… numaralı dükkan” adresinde kavun-karpuz alım/satımı/ ticareti/ komisyonculuğu yaptığını, müvekkili ile davalı arasında 2022 yılı Haziran ayı başında sözlü olarak 350 ton karpuz karşılığı 700.000,00 TL’ye anlaştıklarını, müvekkilinin Haziran ayı başında anlaşma anında …bank Buca Şubesi 31.08.2022 keşide tarihli, E1-5543021 seri numaralı, 700.000-TL bedelli TACİR çekini düzenleyerek davalıya peşin olarak verdiğini, davalının anlaşma gereği 25 Haziran 2022 – 10 Temmuz 2022 tarihleri arasında 350 ton karpuzu peyderpey müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalının anlaşma gereği teslim etmesi gereken 350 ton karpuzu teslim etmediğini, müvekkilinin teslimat taleplerine davalının açıklama yapmadığını ve dava konusu …bank Buca Şubesi 31.08.2022 keşide tarihli, E1-5543021 seri numaralı, 700.000-TL bedelli çeki de iade etmediğini, müvekkilinin davalıdan 350 ton karpuzu alamayarak mağdur olduğunu, dava konusu çekin keşide tarihi yaklaştığından ödeme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, arabulucuya başvurduklarını ancak davalı ile anlaşma sağlanamadığını, dava konusu tacir çekinin tahsili halinde müvekkilin olmayan bir borcu ödemesi davalı tarafın haksız olarak icra kanalıyla tahsilat yoluna gidebileceğinden ötürü teminatsız olarak kararının kesinleşmesine kadar, davaya konu tacir çekinin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 06/09/2022 tarihli ara kararı ile; ” Talep; İhtiyati Tedbire ilişkindir.
Dosya incelendiğinde; Davacının talebi yargılamayı gerektirdiği gibi dosyaya ibraz edilen delillerin yaklaşık ispat hükümlerine göre davanın menfi tespit talebini ispatlamaya yeteli olmadığı, ayrıca davanın niteliği gereği icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olması ve çekin kambiyo senedi vasfı taşıması ile ciro kabiliyeti bulunduğundan çekin ödenmesinin önlenmesi talebinin 3. Kişilerin haklarına engel olabileceğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine
” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; geçici hukuki himayenin alt türü olan ihtiyati tedbir kararlarının hakimin acele karar vermesi gereken hallerden olduğunu, davacı müvekkilinin borcu olmadığını iddia etmekte olduğunu, işbu davada ispat yükünün davalı tarafta olduğunun açık olduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına gösterdiği gerekçeler hukuki ve maddi gerçeğe uygun olmadığını, davanın haklılığını dosyada toplanacak deliller ile yargılama aşamasında açıkça ortaya çıkacak olup ihtiyati tedbir işbu yargılama aşamasında davacı müvekkilinin korunmasına ilişkin olduğunu, dava dilekçesi içeriği ve olayın gelişimi dikkate alındığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin 06/09/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbirin reddine dair ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
Davacı vekilince avans olarak verilen çekin karşılığı malların verilmediği iddiasıyla çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ihtiyati tedbir talep edilmiştir.
Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davacının söz konusu çeki mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini, bedelsiz bir avans çeki olduğunu iddia eden davacı tarafın bunu ispatlaması gerekir.
HMK’nın 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği, davacının borcunun bulunup bulunmadığın varsa miktarının ancak yargılama sonucu anlaşılabilecek nitelikte olduğundan ve bu aşamada yaklaşık ispat sağlandığını kabule değer delil bulunmadığından, davacının ihtiyati tedbir isteminin reddedilmiş olması sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/706 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen 06/09/2022 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için karşı taraf davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.