Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2155 E. 2022/2059 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2155
KARAR NO : 2022/2059
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2022
NUMARASI : 2021/529 Esas 2022/638 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla 17.09.2015 tarihi itibariyle 29.869,76-TL alacağın tahsili için İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2015/13661 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve dayanaksız itirazı yüzünden takibin durduğunu, faturalara ilişkin malların davalı tarafa tam olarak teslim edildiğini, teslim edilen malların ayıplı olmadığını, bu hususta kendilerine herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, davalı borçlu şirketin cari hesabı oluşturan dava konusu faturalara süresi içinde itiraz etmediğini, bu nedenle dava konusu faturaların içeriğinin kesinleştiğini, alacağın likit bir alacak olduğunu, davalı şirketin icra takibine yersiz ve mesnetsiz olarak borcu ödememek için kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını kendisinin düzenlediği faturalara dayandırdığını, 8 gün içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle alacağının çekişmesiz ve kesin olduğunu, müvekkili tarafından kabul edilmiş sayılacağını iddia ettiğini, faturanın aksi tanıkla daih ispat olunabilen adi bir evrak olduğunu, tek başına bir alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceğini, taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisinin ya da bir akdin bulunması gerektiğini, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını, akdi ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kişinin bu ilişkinin varlığını kanıtlaması gerektiğini, alacaklı olduğunu iddia eden firmanın ediminin ayıplı edim olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olduğunu, davacının müvekkili firmaya ayıplı mal teslim ettiğini, 100 Ka B+C+ sınıfı olarak anlaşma gereği vermesi gereken parafudurların 50 Ka olarak teslimi nedeniyle değişiminin talep edildiğini, değişimin davacı tarafından gerçekleştirilmediğini, davacıya gönderdiği malların siparişe aykırı olduğu ve hemen siparişe uygun asıllarıyla değiştirilmesi gerektiğnini e-posta yoluyla bildirildiğini, dilekçesinde açıkladığı nedenlerle davacının haksız davasının reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
“Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, sözleşmenin kurulması, tedarik ve teklifler ile, cari hesap mutabakatları, başka bir deyişle taraflar arasında satıma dayalı ticari ilişkinin tamamı mail yazışmaları üzerinden doğmuş ve sürmüştür.
Tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklandığı hususu tartışmasızdır.
İstinaf ilamı doğrultusunda davayı tarafça sunulan e-maillerin gerçek olup olmadığı ve davacı tarafın ayıp/hata nedeni ile, değişimi kabul ettiğine dair bilgisayarda e-mail kayıt ve izlerinin tespiti için yapılan alınan 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; 26/08/2015 günü sat 15:37 sıralarında satinalma@….com.tr, e-posta adresinin, …(2 d… . com e-posta adresıne e-posta gönderdiği, konu alanına“ürün — değişimi ve — teklif isteği” — şeklinde — bilgi — girildiği. ve — ayrıca …@….com e-posta adresini de bilgi alanına ekleyerek; özetle; “ayrıca bize 100 KA b4c sınıfı olarak vermiş olduğunuz parafudurlardan 13 adet elimizde bulunmaktadır.bu parafudurların 50KA olması dolayısı ile 100ka olan gerçek ürününüz ile birebir değişim yapılması gerekmektedir.acil dönüş yapmanızı bekliyoruz” şeklinde ürün değişim isteği konulu e-posta gönderdiği, 26/08/2015 günü saat 15:52 (3:52 PM) sıralarında …@….com e-posta kullanıcısın … marka cep telefonu üzerinden, satinalma@ ….com.tr e-posta adresine konu alanına “yanıt: ürün değişimi ve teklif isteği” şeklinde yukarıda belirtilen e- postayı cevapla seçeneğini kullanarak özetle; “… Bey Ürunleri derhal degistiritiz” şeklinde değişim talebine olumlu cevap e-postası gönderdiği, satinalma@….com.tr,…@….ve …@….com ve …@….com e-posta adreslerinin e-posta adreslerinin, dosya taraflarına ait resmi/özel alan adlarına (domain) bağlı aktif e-posta adresleri olduğu,
Alınan bilirkişi raporuna ile anlaşıldığı üzere göre davalının e-posta yoluyla kanuna uygun olarak davacı satıcıya ayıp ihbarında bulunulduğu, davacı tarafın davaya konu ürünlerin ayıp/hata nedeniyle değişimini kabul ettiği anlaşıldığından, davacının buna karşılık ayıplı/hatalı ürünlerin bedelini davalıdan talep edemeyeceği kanaati ile davacının davasının reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında tüm dava süreci boyunca mail yazışmalarının gerçekliği ile ilgili olarak herhangi bir uyuşmazlık olmadığını, hal böyle iken ilk istinaf mahkemesinin maillerinin gerçek olup olmadığı konusunda inceleme konusunda inceleme yaptırılması isteminin taraflarınca anlaşılmadığını, davalının ayıp ihbarında bulunduğu iddiasında ise de; bu ihbarın 6762 sayılı TTK’nun aradığı şartlara uygun olmadığını, davalının iade faturası ve malların iade edildiğine ilişkin bir belgenin de olmaması sebebiyle davalının ayıp iddiası ile yaptığı itirazın yasal dayanakta yoksun olup, yine takibin de tamamına itiraz etmiş olması nedeniyle yerel mahkemenin ilk kararının yerinde olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının istinafen incelenerek hükmün davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına, istinaf öncesi verilen ilk kararına uygun olarak dava dilekçesindeki talepler ile davanın kabul edilmesine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesinin 2016/227 esas 2018/134 sayılı sayılı kararının incelenmesi sonucu Dairemizin 01.04.2021 tarih 2018/1739 esas 2021/630 karar sayılı 01.04.2021 tarihli ilamı;”…Somut olayın incelenmesinde, tacir olan yanlar arasında parafudur alım- satımı ilişkisi bulunduğu, teklif taahhüt, mutabakatın e-posta yolu ile gerçekleştirildiği, bu hususun bilirkişi raporunda da yer aldığı, alıcı şirketin teslim edilen malların hatalı/ayıplı olduğunu süresinde bildirmemiş ise de, alıcı tarafça 26/08/2015 tarih ve 15:37 saat itibari ile “… Bu parafudurların 50Ka olması dolayısıyla 100Ka olan gerçek ürününüz ile birebir değişim yapılması gerekmektedir. Acil dönüş yapmanızı bekliyoruz” şeklinde bildirimi üzerine, tarafların ticari ilişki süresince kullandıkları e-posta adresi üzerinden, davacı satıcı şirketin aynı gün olan, 26/08/2015 tarihinde ve 15.52 saatte “cevap vererek ayıbı kabul ettiği, ”ürünleri derhal değiştiririz” şeklinde cevap verdiği, 22/11/2017 havale tarihli elektrik bilirkişisinin raporunun 4.sayfası 8. bendinde, davalı şirketin 26/08/2015 tarihli değişim talebini içerir mailine yer verildiği, ancak davacı/satıcı firmanın aynı tarihli mailinin raporda bulunmayıp, 09/09/2016 tarihli mail ile değişim talebinin kabul edilmediği bildirilmiştir.
Alınan bu rapora taraf vekillerinin itirazı bulunmamaktadır. Bu durumda, e-posta yoluyla davacı satıcıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve değişim kabul edildiği ileri sürülerek, davalı borçlunun, borca itiraz ettiği görülmektedir. Davalı alıcının ayıp ihbarının kabul edildiğini, mal değişimi için oyalandığını kanıtlanmak amacıyla bir kısım e-mail çıktılarını dosyaya sunduğu anlaşılmakta olup, davalı tarafın, ayıp ihbarını içeren bir e-mailin ulaşmadı iddiası bulunmadığına göre, davayı tarafça sunulan e-maillerin gerçek olup olmadığının belirlenmesi bakımından gönderimin yapıldığı bilgisayar üzerinde mahkemece inceleme yaptırılması, inceleme sonucunda ise, davacı tarafın ayıp/hata nedeni ile, değişimi kabul ettiğine dair bilgisayarda e-mail kayıt ve izlerine rastlanılması halinde,değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden…” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemece alınan 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içerisinde bulunan evraklar ve 01/02/2022 günü tarafımızca adrese gidilerek yerinde yapılan incelemeler neticesinde 26/08/2015 günü sat 15:37 sıralarında satinalma ….com.tr e-posta adresinin, …(2 … . com e-posta adresıne e-posta gönderdiği, konu alanına “Ürün — Değişimi ve — Teklif İsteği” — şeklinde — bilgi — girildiği. ve — ayrıca …@….com e-posta adresini de bilgi alanına ekleyerek; özetle; “ayrıca bize 100ka b4c sınıfı olarak vermiş olduğunuz parafudurlardan 13 adet elimizde bulunmaktadır.bu parafudurların 50ka olması dolayısı ile 100ka olan gerçek ürününüz ile birebir değişim yapılması gerekmektedir.acil dönüş yapmanızı bekliyoruz” şeklinde ürün değişim isteği konulu e-posta gönderdiği değerlendirilmiştir.
26/08/2015 günü saat 15:52 (3:52 PM) sıralarında … @ ….com e-posta kullanıcısın cep telefonu üzerinden, satinalma (O ….com.tr e-posta adresine konu alanına “yanıt: ürün değişimi ve teklif isteği” şeklinde yukarıda belirtilen e- postayı cevapla seçeneğini kullanarak özetle; “… bey Urunleri derhal degistiritiz” şeklinde değişim talebine olumlu cevap e-postası gönderdiği değerlendirilmiştir.” görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, alınan bilirkişi raporu içeriğine göre davacı satıcıya gönderilen ürünlerin sözleşmeye aykırılığı nedeni ile birebir değişim talebinin iletildiğinin davacı tarafın da davaya konu ürünlerin değişimini kabul ettiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarih ve 2021/529 Esas 2022/638 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80.70.TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.