Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2132 E. 2022/1990 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2132
KARAR NO : 2022/1990
KARAR TARİHİ: 30/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2022
NUMARASI : 2021/365 Esas 2022/613 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili İzmir 7.ATM’nin 2021/193 esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; İzmir 3.ATM’nin 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı dosyasında davalı şirketin konkordato projesinin onaylandığını, onaylanan proje gereği müvekkili bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, konkordato şartlarını ihlal eden davalı şirketin mahkemece tasdik edilen konkordato projesinin İİK 308/e maddesi gereğince müvekkili banka yönünden feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin konkordato talebi ile açtığı İzmir 3.ATM’nin 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı dosyasındaki yargılama sonucunda müvekkilinin konkordato talebinin kabul edilerek projenin tasdik edildiğini, ancak yargılama süresinde müvekkilinin dosyaya sunduğu konkordato projesinden çokça uzaklaşıldığını, müvekkilinin projeyi gerçekleştirebilmesi için bankalarla anlaşma yapılabilmesi adına gereken sürenin müvekkiline tanınmadığını, gayrimenkullerin satılmadığı takdirde projedeki ödemelerin gerçekleşmesinin çok zor olacağının belirtilmesine rağmen konkordato projesinin tasdik edildiğini, davacı banka konkordato projesi kapsamında müvekkilinin iyi niyetine rağmen anlaşmadığını, müvekkili aleyhine İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün 2019/2826 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, icra takibi kapsamında satış işlemi için … ili, … ilçesi, … Mah., … pafta, … parselde kayıtlı, … arsa paylı K:… Blok:… … bağımsız bölüm numaralı çatı piyesli mesken niteliğindeki bağımsız bölümün tamamı hakkında kıymet takdiri yapılmasına karar verildiğini, konkordato projesi tarafı olan proje kapsamında ödemelerini yapan müvekkiline karşı alacağı ipotekle koruma altına alınmış olan davacının konkordatonun feshi davası açmasının kötü niyetli olduğunu, konkordatonun kısmen feshi için borçlu konkordato şartlarına göre borçlarını belirlenen zaman ve oranlarda ödemez ise konkordatonun feshine başvurulabileceğini, müvekkilinin konkordato şartlarını zamanında oranına uygun şekilde yerine getirdiğini, davacı tarafın alacağının ipotek ile imtiyazlı olarak güvence altında olduğunu, şartları oluşmayan davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE:
“İzmir 3. ATM’nin 01/07/2020 tarihli kararı ile atanan kayyım … mahkememize sunduğu 15.12.2021 tarihli raporunda, … Bankasının davalıdan olan toplam 927.100,00-TL alacağının 530.000,00-TL sinin rehinli, geriye kalan 397.100,00-TL sinin adi alacak olarak kaydedildiğini, davacı bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını ortaya koymuştur.
Toplanan tüm deliller karşısında; davalı … Şirketi’nin konkordato başvurusu üzerine İzmir 3. ATM’nin 01/07/2020 tarihli 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı kararı ile konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordato tasdik tarihine kadar faizsiz, konkordatonun tasdiktarihinden itibaren yıllık % 12 faizi ile 15.08.2020 tarihinden başlamak üzere 3 yılda, birinci yılda borcun % 30’unu, ikinci yılda, borcun % 30’unu, ücüncü yılda borcun %40’ını olmak üzere her yıl ödenmesi gereken tutarın o yıl içinde üç ayda bir eşit 4 taksitte ve ilgili ayın 15.’inde ödemesine karar verildiği, davacının davalının alacaklılarından olduğu, davacının kayyım raporunda belirtilen 397.100,00-TL adi alacağının söz konusu konkordato kararı kapsamında bulunduğu, konkordatonun tasdikine ilişkin kararın 04/04/2022 tarihinde kesinleştiği, davalının konkordato projesi ve kesinleşen konkordatonun tasdikine ilişkin kararı gereğince dava tarihi olan 25.03.2021 tarihine kadar davacıya 3 taksit ödemesi gerekirken, ödeme yapmadığı, böylelikle davacı lehine İİK 308/e maddesindeki fesih şartların oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 09.09.2022 tarihli duruşmasında davalı vekili davacının alacağının ipotekle teminat altında olduğunu, ipotekli taşınmazın 1.224.000,00-TL bedelle satıldığını, ancak bu tutarın ne kadarının davacıya ödendiğini, ne kadarının diğer borçlulara ödendiğini bilmediğini beyan etmiş ise de, söz konusu takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olduğu, rehinli alacağın tahsiline dönük olduğu, bu davamızın konusunun adi alacağa ilişkin olduğu, davalı tarafça davacının talebine konu ettiği adi alacağın ödendiği ispatlanamadığından bu yöndeki beyanı savunması kabul edilmediğinden davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı banka konkordato projesinin tarafı olan müvekkiline karşı, alacağı ipotekle korunma altına alınmış olmasına rağmen konkordato projesinin feshi davasını kötü niyetle açtığını, müvekkili şirket konkordato projesi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini, geçmiş pandemi döneminde bile müvekkili alacaklılarına karşı özverili davrandığını, adi alacaklara ödemelerini yaptığını, müvekkili şirket davacı banka ile ödemeler konusunda iletişime geçip mütabakatta bulunmayı denese de davacı şirket tarafından talepler doğrultusunda iletişim kurulamadığını, taleplerin karşılıksız kaldığını, davacı bankanın alacağı … İli … İlçesi …. Mah. … pafta … parselde kayıtlı kat:… Blok… … bağımsız bölüm numaralı mesken niteliğindeki taşınmazda bulunan ipotek ile koruma altında olduğunu, bu süreçte rehinli ipotek bulunan taşınmazın satışının istendiğini, aynı zamanda adi alacak olarak da paranın tahsil etmeye çalışıldığını, satışı istenen gayrimenkul yönünden alacağını tahsil edecek davacıya müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmadığını ve davacının satıştan elde edilen bedel ile alacağının tahsil edilmesinin beklenildiğini beyan ederek, mahkeme ilamının müvekkili davalı lehine bozulmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.’nun 308/e- madde ve fıkrasına dayalı konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta, İzmir 3. ATM’nin 01/07/2020 tarihli 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı kararı ile “Davacı … ŞİRKETİ’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordato tasdik tarihine kadar faizsiz, konkordatonun tasdiktarihinden itibaren yıllık % 12 faizi ile 15.08.2020 tarihinden başlamak üzere 3 yılda, birinci yılda borcun % 30’unu, ikinci yılda, borcun % 30’unu, ücüncü yılda borcun %40’ını olmak üzere her yıl ödenmesi gereken tutarın o yıl içinde üç ayda bir eşit 4 taksitte ve ilgili ayın 15.’inde ödemesine” karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, BAM 17. Hukuk Dairesince 16/10/2020 tarih 2020/1241-1099 kr sayılı ilamı ile ” istinaf başvurularının esastan reddine, İhtiyati tedbire ilişkin istinaf sebeplerinin KABULÜ ile davacı şirketin ticari faaliyetlerinde kullandığı ve rehinli olan araçları ile taşınmazlarının muhafaza altına alınmasının ve satışının taleple bağlı kalınarak 6 ay süreyle tedbiren DURDURULMASINA,” temyiz yolu açık olarak karar verilmiş olup bu karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 04/04/2022 tarih 2021/3920 Esas 2022/1843 karar sayılı kararı ile onanmış olmakla, hükmün 04/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kayyım …’ın sunduğu 15.12.2021 tarihli raporunda, … Bankasının davalıdan olan toplam 927.100,00-TL alacağının 530.000,00-TL sinin rehinli, geriye kalan 397.100,00-TL sinin adi alacak olarak kaydedildiğini, davacı bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtildiği görülmüştür.
2004 sayılı İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, borcun kısmen taşınmaz ipoteği ile teminat altına alındığını savunmasının konkordato tasdik yargılamasında değerlendirildiği gibi davacının dava açmakta kötü niyetli olduğu yönündeki savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2022 tarih ve 2021/365 Esas 2022/613 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.