Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2130 E. 2022/1928 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2130
KARAR NO : 2022/1928
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2022
NUMARASI : 2020/503 Esas 2022/614 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 3.ATM’nin 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı dosyasında konkordato talep eden … Şti. hakkında konkordato talebinin tasdikine ve borçlu firmanın borçlarını ödeme planına uygun şekilde ödenmesine hükmedildiğini, müvekkili bankaya borçlu firma tarafından hüküm altına alınan ödeme planı kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, konkordato kararının müvekkili banka yönünden kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin konkordato talebi ile açtığı İzmir 3.ATM’nin 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı dosyasındaki yargılama sonucunda müvekkilinin konkordato talebinin kabulü ile projenin tasdik edildiğini, ancak yargılama süresinde müvekkilinin dosyaya sunduğu konkordato projesinden çokça uzaklaşıldığını, müvekkilinin projeyi gerçekleştirebilmesi için bankalarla anlaşma yapılabilmesi adına gereken sürenin müvekkiline tanınmadığını, gayrimenkullerin satılmadığı takdirde projedeki ödemelerin gerçekleşmesinin çok zor olacağının belirtilmesine rağmen konkordato projesinin tasdik edildiğini, davacı bankanın tasdik edilen projeye göre 320.000-TL alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin borcunun … ili, … ilçesinde bulunan …’a ait gayrimenkule konulan ipotek ile teminat altına alındığını, görülen konkordato davasında her ne kadar davacı bankanın alacağının ipotekle teminat altına alınmış ise de, adi alacaklılar listesinde yer alamayacağını, rehinli alacaklı olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan ettiklerini, mahkemece … Bankasının adi alacaklılar listesinde kabul edildiğini ve adi alacaklı sayıldığını, davacı bankanın adi alacaklı olarak kabul edilmesinin akabinde müvekkilinin konkordato projesindeki borcu olan 320.000-TL’yi ödeyeceğini beyan ettiğini, borcun yasal süresi içinde tamamen ödenmesi halinde bunun karşılığı olarak davacıdan, davacının elinde bulundurduğu ipoteğin fek edileceğine ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gidilmeyeceğine dair bir taahhüt vermesini şifahen yapılan görüşmelerle talep edildiğini, davacı banka tarafından müvekkiline hiçbir geri dönüş yapılmadığını ve kötü niyetli olarak aynı alacak için hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gidildiğini, hem de konkordato projesindeki ödemelerin gerçekleştirilmemesi sebebiyle iş bu davanın açıldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3987 esas sayılı dosyasında başlatıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE:
” Toplanan tüm deliller karşısında; davalı … Şirketi’nin konkordato başvurusu üzerine İzmir 3. ATM’nin 01/07/2020 tarihli 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı kararı ile konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordato tasdik tarihine kadar faizsiz, konkordatonun tasdik tarihinden itibaren yıllık % 12 faizi ile 15.08.2020 tarihinden başlamak üzere 3 yılda, birinci yılda borcun % 30’unu, ikinci yılda, borcun % 30’unu, ücüncü yılda borcun %40’ını olmak üzere her yıl ödenmesi gereken tutarın o yıl içinde üç ayda bir eşit 4 taksitte ve ilgili ayın 15’inde ödemesine karar verildiği, davacının davalının alacaklılarından olduğu, davacının alacağının söz konusu konkordato kararı kapsamında bulunduğu, konkordatonun tasdikine ilişkin kararın 04/04/2022 tarihinde kesinleştiği, davalının konkordato projesi kapsamında iş bu dava tarihi olan 15.09.2020 tarihine kadar ödeme gereken 1 taksiti ödemediği, böylece davacı hakkında konkordatonun kısmen feshine ilişkin İİK 308/e maddesindeki şartların oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
Davalı tarafça davacının adi borcunun üçüncü şahısa ait taşınmaz ipoteği ile teminat altına alındığını, kendileri yönünden rehinli borç sayılması gerektiği savunulmuş ise de, bu savunmamanın konkordato tasdik yargılamasında değerlendirildiği, bu aşamada yeniden değerlendirilmesinin ve kabulünün mümkün olmadığı, kaldı ki bu aşamada üçüncü şahsa ait taşınmazın satışı ile alacağın tahsilinin de söz konusu olmadığı kanaatine varılmakla, davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/365 Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından müvekkil şirket aleyhinde konkordato projesinin feshi talep edildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından usule ve hukuka aykırı olarak konkordato feshinin kabulüne karar verildiğini, karar ilamının tarafına 08.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup süresi içerisinde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı istinaf ettiklerini, davacı şirketin konkordato amaç ve kapsamı doğrultusunda kötüniyetle yaklaşarak aldığı tutum nedeniyle konkordato feshi talebinin ilk derece mahkemesi tarafından reddedilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesi tarafından konkordato feshinin kabul edilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın alacağı ipotekle imtiyazlı olarak güvence altında olmasına rağmen kötü niyetle davranarak konkordato feshi talebinde bulunması konkordato projesinin amaç ve kapsamına aykırı nitelikte olduğunu, bu sebeple ilk derece mahkemesinin konkordatonun amaç ve kapsamı nazara alınmadan usule ve hukuka aykırı olarak verdiği kararı istinaf ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının müvekkili davalı lehine bozulmasına, yargılama sonuna kadar icranın geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.’nun 308/e- madde ve fıkrasına dayalı konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarihli 2019/236 esas 2020/338 karar sayılı kararı ile “Davacı … ŞİRKETİ’nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını konkordato tasdik tarihine kadar faizsiz, konkordatonun tasdik tarihinden itibaren yıllık % 12 faizi ile 15.08.2020 tarihinden başlamak üzere 3 yılda, birinci yılda borcun % 30’unu, ikinci yılda, borcun % 30’unu, ücüncü yılda borcun %40’ını olmak üzere her yıl ödenmesi gereken tutarın o yıl içinde üç ayda bir eşit 4 taksitte ve ilgili ayın 15.’inde ödemesine” karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, BAM 17. Hukuk Dairesince 16/10/2022 tarih 2020/1241-1099 karar sayılı ilamı ile ” istinaf başvurularının esastan reddine, İhtiyati tedbire ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü ile davacı şirketin ticari faaliyetlerinde kullandığı ve rehinli olan araçları ile taşınmazlarının muhafaza altına alınmasının ve satışının taleple bağlı kalınarak 6 ay süreyle tedbiren durdurulmasına,” temyiz yolu açık olarak karar verilmiş olup bu karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 04/04/2022 tarih 2021/3920 Esas 2022/1843 karar sayılı kararı ile onanmış olmakla, karar bu hali ile 04/04/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Kayyım …’ın sunduğu raporda davacının 320.000,00-TL adi alacağı için ödeme yapılmadığının belirtildiği, 2004 sayılı İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, borcun üçüncü şahısa ait taşınmaz ipoteği ile teminat altına alındığını savunmasının konkordato tasdik yargılamasında değerlendirildiği, davacının dava açmakta kötü niyetli olduğu yönündeki savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2022 tarih ve 2020/503 Esas 2022/614 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.