Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2128 E. 2022/1930 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2128
KARAR NO : 2022/1930
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2022
NUMARASI : 2022/196 D.iş 2022/196 Karar
TALEP : Tespit (D.İş)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Talep eden vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; Talep eden şirket ile karşı taraflardan … Şti. arasında 15.04.2016 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması imzalandığını, böylelikle dağıtım sistemine bağlanan şirketin, ürettiği fazla elektriği sisteme verek müvekkiline elektrik satışı işlemi gerçekleştirdiğini, 13.07.2018 tarihinde …. Şti. ile … A.Ş. arasında Tesis devir sözleşmesi yapıldığını, 31/07/2018 tarihinde ise tesisi devir alan lehine esas sözleşmenin revize edildiği ve enerji bedellerini yeni muhataba ödemeye başladıklarını, … Şti. Tarafından İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1359 Esas sayılı dosyası ile, belirtilen sözleşmenin geçersizliği öne sürülerek kendisi lehine yapılan bağlantı anlaşmasının geçerli kılınması ve 01.07.2018 tarihinden itibaren üretilen enerji bedellerinin de kendisine ödenmesi gerektiğinin tespiti istemli açılan dava sonunda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2021 tarih, 2021/713 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, … Şti.’nin ödemelerin kendisine yapılması gerektiğinden bahisle Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’na şikayette bulunduğundan bahisle ödemelerin kendilerine yapılması gerektiğinin ihtar edildiğini, karşı yan … Şti.’nin ise ödemelerin kendisine yapılmasına yönelik talebi mevcut olup ayrıca bu şirketin alacakları nedeniyle kendilerine haciz ihbarnamesi gönderildiğini ileri sürerek 119.927,43 TL +KDV tutarındaki bedelin ödenmesi için ödeme yerinin belirlenmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” 6098 sayılı kanun 107.maddesi gereğince alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.
Her ne kadar talep eden vekili tarafından 119.927,43 TL artı KDV lik bedelin yatırılacağı bir tevdi mahalli tayini hakkında karar verilmesine yönelik olarak talep edilmiş ise de; 6098 sayılı TBK’nun 107. maddesi gereğince tevdi hakkının kullanılabilmesi için alacaklının temerrüde düşmesinin gerektiği, alacaklı tarafın belirsizliği ve alacaklı temerrüdü şartları oluşmadığından bahisle tevdi mahalli tayini talebi ile ilgili yasal koşulların oluştuğunun da belirlenemediği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, tevdi mahalli tayini talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, daha önce fatura karşılığı ödemiş olduğu bir üretim bedeli, bu defa bir başka şirkette tarafından aynı üretim için düzenlenen bir başka fatura karşılığı olarak talep edildiğini, fatura düzenleyen her iki şirket arasında husumet mevcut olduğunu, mahkemelerce verilmiş olan kararların ise kesinleşmediğini, bu nedenle, düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş bir fatura nedeni ile kendisinde para talep edilen müvekkil şirket, hukukunu korumak ve ileride ortaya çıkabilecek başkaca uyuşmazlıklar nedeni ile maddi ve manevi zarara uğranılmasının engellenmesi amacıyla tevdi mahalli tespit edilmesi talep edildiğini, Yerel Mahkemece “alacaklı temerrüdü şartları oluşmadığından bahisle tevdi mahalli tayini talebi ile ilgili yasal koşulların oluştuğunun da belirlenemediği” gerekçesi ile talebin reddine karar verildiğini, verilen kararın somut olayın gereklerine ve dosya kapsamına aykırı olduğundan işbu istinaf başvurusunun yapıldığını, müvekkili şirketin tevdini talep ettiği tutarın, faturaya dayalı bir alacak olup, ilgili fatura dava dilekçesi ekinde sunulmuş olmakla birlikte ekte tekrar ibraz edildiğini, söz konusu faturanın müvekkili şirket kayıtlarına girdiğini, defterlerine işlendiğini, bu nedenle, müvekkili şirketin, TTK md. 21 hükümleri doğrultusunda, cari hesabına söz konusu fatura nedeni ile borçlu göründüğünü, ne var ki taraflar arasındaki uyuşmazlık, fatura kayıtlarına göre çözümlenebilecek bir uyuşmazlık olmayıp, çok daha karmaşık bir durum olduğunu, müvekkilinin daha önce ödediği bir paranın tekrar ödenmesi talebi karşısında borçlu durumda görünmekte iken, diğer yandan talep eden alacaklının bu parayı talep edemeyeceğine dair bir mahkeme kararının da mevcut olup bu kararın da henüz kesinleşmediğini, somut olayda, olayla bağdaşmayan kanun hükümlerinin uygulanarak hakkaniyete aykırı biçimde gerekçesiz yargı kararı verilmesinin istinaf kanun yolunda bozma sebebi teşkil ettiğini belirterek, istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, çekişmeli alacağın ödeneceği yer hususunda tevdi mahalli belirlenmesi istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 107. maddesi; “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.
Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” şeklindedir.
TBK’nun 111. maddesinde “Borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda veya alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle ya da alacaklıdan kaynaklanan diğer kişisel bir sebeple borç, alacaklıya veya temsilcisine ifa edilemezse borçlu, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi, tevdi ya da sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.” hükmü bulunmakta olup, 187.maddesinde “Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği hâlde ifada bulunursa, bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. Dava konusu olan çekişme mahkemece henüz sonuca bağlanmamış ve borç da muaccel is, taraflardan her biri borçluyu, edimi tevdi etmeye zorlayabilir.” hükümleri yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre alacağın çekişmeli olması halinde tevdi mahalli tayin ettirmekte borçlunun hukuki yararı bulunmaktadır.
Borçlunun borcunu zamanında yerine getirmesi ve böylece temerrüde düşmemesi hem kendi, hemde alacaklının menfaatinedir. Zira borçlunun borcunu zamanında ödemeyerek temerrüde düşmesi halinde, gerek alacaklı gerekse borçlu açısından çeşitli hukuki sonuçlar meydana çıkar. Bu nedenle borcunu ödemek istemesine rağmen kime ödeneceğinin bilinmemesi ve alacaklılar arasında çekişme olması halinde, alacaklının ödeme istemini kabul etmemesi, alacaklının adresinin bulunmaması gibi durumlarda borçlu borcunu mahkemenin belirteceği bir yere yatırarak borcundan ve dolayısıyla temerrüde düşmekten kurtulmak isteyebilir. Kime ait olduğu çekişmeli olan alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hakim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur.
Talep eden şirket ile karşı taraflardan … Şti. arasında 15.04.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, böylelikle dağıtım sistemine bağlanan şirketin, ürettiği fazla elektriği sisteme verek müvekkiline elektrik satışı işlemi gerçekleştirdiğini, 13.07.2018 tarihinde … Şti. ile … A.Ş. arasında tesis devir sözleşmesi yapıldığın, 31/07/2018 tarihinde ise tesisi devir alan lehine esas sözleşmenin revize edildiği ve enerji bedellerini yeni muhataba ödemeye başladıklarını, … Şti. Tarafından İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1359 Esas sayılı dosyası ile, belirtilen sözleşmenin geçersizliği öne sürülerek kendisi lehine yapılan bağlantı anlaşmasının geçerli kılınması ve 01.07.2018 tarihinden itibaren üretilen enerji bedellerinin de kendisine ödenmesi gerektiğinin tespiti istemli açılan dava sonunda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2021 tarih, 2021/713 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, … Şti.’nin ödemelerin kendisine yapılması gerektiğinden bahisle Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’na şikayette bulunup ödemelerin kendilerine yapılması gerektiğinin ihtar edildiği ileri sürülmüş olup, fatura bedelinin hangi tarafa ödeneceği hususu çekişmeli hale geldiği, talebinde buna ilişkin olması nedeniyle alacaklının temerrütü hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 107. ve 187. maddeleri gereğince tevdi yeri tayin edilmesi gerekirken yerel mahkemece yazılı şekilde talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan talep eden vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tevdii mahalli kararına itiraz eden talep eden vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2022 tarih ve 2022/196 D.iş 2022/196 Karar sayılı tevdi mahalli tayini talebinin reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, anılan kararın KALDIRILMASINA,
Talep eden davacının ödemekle yükümlü olduğu fatura bedellerini …bank İzmir Adliye Binası şubesinde açılacak vadeli hesaba YATIRMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
3-Talep eden tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcınının talep halinde iadesine,
4-Talep eden kendisini vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.400,00 TL vekalet ücretinin talep edenden alınarak karşı tarafa verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuran talep eden … Şirketi tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 511,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 731,70 TL’nin karşı taraftan tahsili ile talep edene verilmesine,
7-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile 24.11.2022 tarihinde kesin olarak karar verildi.