Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2024 E. 2023/230 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2024
KARAR NO : 2023/230
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/08/2022
NUMARASI : 2022/633 Esas Ara Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan Lazer Kesim Makinesi satın aldığını, makinede üretimden kaynaklı gizli ayıpların çıktığını, davalı tarafından verilen onarım hizmetleri sonucunda ayıpların giderilemediğini beyanla, sözleşmeden dönme iradesi doğrultusunda sözleşme gereğince davalı şirkete ödenen satış bedeli ile maldaki var olduğu iddia edilen ayıpların tamirine yönelik olarak ödenen tamir bedelinin ve mahrum kalınan kazanç bedeli ile makinenin güncel değerinden dolayı uğradığı iddia olunan maddi zararların tazmini, makinenin müvekkili şirketin fabrikasında yer kapladığını ve işlerin aksamasına sebebiyet verdiğini, taşınma esnasında herhangi bir ihtilafa mahal vermemek adına makinenin bilirkişi heyeti gözetiminde müvekkilinin fabrikasından söktürülerek mahkemece belirlenecek tevdi mahalline taşınması ve yargılama süresince tedbiren bu mahalde bulunmasına karar verilmesini talep etmiştir.

MAHKEMECE :
Tüm dosya kapsamı, davacı tarafın iddiaları, dava dilekçesine ekli belgeler ile uzman görüşü raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hakka ilişkin olarak verilebileceğinin, dava konusu yapılmayacak veya yapılmamış olan şey veya hak hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinin düzenlendiği, tevdi mahalli belirlenerek bilirkişiler gözetiminde taşınmazı talebine konu edilen makine her ne kadar dava konusu ise de, makinede bulunduğu iddia edilen ayıp veya ayıpların varlığı ile var ise bu ayıpların nitelikleri ve hangi sebepten kaynaklandığı ya da kaynaklandıkları hususları ile tarafların haklılık durumlarının belirlenmesinin yargılamaya muhtaç olduğu, bu sebeple mahkememizce davacı vekilinin ivedi olarak keşif günü belirlenmesi talebi hakkında davalı şirketin cevap dilekçesi sunması veya cevap dilekçesi sunma süresinin sona ermesi ile müzekkere cevaplarının gelmesi akabinde değerlendirme yapılmasına karar verildiği, kaldı ki bilirkişi incelemesinin tamamlanması akabinde dava konusu makinenin davacı şirket tarafından fabrikadan söktürülerek istenilen mahalde muhafaza edilebileceği, bilirkişilerin görevlerinin dava konusu üzerinde inceleme yaparak, inceleme neticesinde teknik ve bilimsel görüşlerini mahkemeye sunmak olduğu, ayrıca iş bu dava dilekçesinde yer alan talep gibi dava konusunun bir yerden bir yere taşınması sırasında refakat görevlerinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin dava konusu makinenin yargılama sonuna kadar muhafaza edilmesi amacıyla tevdi mahalli belirlenmesi ve yaptırılacak bilirkişi incelemesi akabinde makinenin bilirkişi heyeti gözetiminde söktürülerek belirlenecek tevdi mahalline taşınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu malın ayıplı olduğunun uzman görüşü ve davalı şirket yetkilisinin beyanı ile de sabit olduğunu, makinenin sökümünün sadece yetkili servis tarafından yapılabileceğinden müvekkili şirketin makineyi sökerek herhangi bir yerde muhafaza etmesinin mümkün bulunmadığını beyanla tevdii mahalli tayini taleplerinin kabulünü talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Talep, tevdii mahalli tayini ve malın bilirkişi nezaretinde tevdi mahalline nakli istemine ilişkindir.
Davacı tarafça ivedi bir şekilde keşif günü belirlenerek, belirlenecek keşif gününde dava konusu makinenin bilirkişi marifetiyle incelenmesi akabinde, taşınma esnasında herhangi bir ihtilafa mahal vermemek adına bilirkişi heyeti gözetiminde davacı şirkete ait fabrikadan söktürülerek belirlenecek tevdi mahalline taşınması ve yargılama sırasında tevdi mahallinde tutulması talep edilmiştir.
Davalı vekili davanın zaman aşımına uğradığı, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, malın ayıplı olduğu iddiasını kabul etmedikleri beyanıyla davanın reddi talep edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 106/1. maddesinde ”Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüte düşmüş olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunun 107. maddesi ”Alacaklının temerrüte düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hakim belirler.” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 111. Maddesinde ;”Borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda veya alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle ya da alacaklıdan kaynaklanan diğer kişisel bir sebeple borç, alacaklıya veya temsilcisine ifa edilemezse borçlu, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi, tevdi ya da sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nın 382/1.d.3 bendi uyarınca, tevdi mahalli tayini talebi, çekişmesiz yargı işlerindendir. Çekişmesiz yargı işi kapsamında talep üzerine verilen tevdi mahalli kararına karşı HMK’nın 387. maddesinde, “Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililer, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla kararın öğrenilmesinden itibaren iki hafta içinde bu kanun hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabilirler.” denilerek, istinaf kanun yolu açılmıştır. Kararlara karşı itiraz yolu düzenlenmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/633 Esas sayılı 17/08/2022 ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 02/02/2023