Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2009 E. 2022/1929 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2009
KARAR NO : 2022/1929
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2022
NUMARASI : 2020/228 Esas 2022/687 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı banka ile davalı arasında genel kredi sözleşmesinin imzalanarak davalıya kredi kullandırıldığını, teminat olarak Menderes ilçesi … ada … parseldeki tarla niteliğindeki taşınmazın 500.000,00 TL bedelle 1. dereceden ipotek verildiğini, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1178 Esas sayılı dosyasında konkordato isteğinde bulunduğunu, bu isteğin kabul edildiğini ve konkordato projesinin tasdik edildiğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, ilgili karar hakkında istinaf kanun yoluna başvurduklarını, davalı şirketin kötü niyetli bir şekilde alacaklılarını oyalamak için mahkemeye eksik ve yanlış bilgiler vererek projesini tasdik ettirdiğini, davalının tasdik kararında belirtilen ödeme planına da uymadığını, süreç içinde komiser raporlarında kaydi stok bakiyesi reel stok bakiyeleri arasında önemli farklar bulunduğunu belirlediklerini, konkordato talebinin inandırıcı bilgi ve belgelere dayandırılmasının zorunlu olduğu, ancak davalının dayanak talep ve belgelerinin bu nitelikten uzak olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının kredi borçlarının … tarafından verilen ipotek ile teminat altına alındığı halde adi alacak olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kötü niyetli konkordatonun İİk 308/f maddesi gereğince feshine, mahkeme aksi kanaatte ise İİK 308/e maddesi gereği müvekkili yönünden konkordatonun feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir
MAHKEMECE:
” İzmir 3. ATM’nin 20/12/2019 tarihli 2018/1178 esas 2019/1174 karar sayılı kararı ile “Davanın kabulüne, davacı … ŞTİ. ‘nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını üçer ay ara ile 12 eşit taksitte (3 yılda) kesin mühlet tarihi olan 04/01/2019 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Mart ayında sonundan başlayarak ve her üç aylık dönemin son günü ödemesine” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, BAM 17. Hukuk Dairesince 13/11/2020 tarih 2020/279-1243 kr sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı, temyiz yoluna başvurulmuş Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08/06/2022 tarih 2021/5039 Esas 2022/3173 karar sayılı kararı ile onanmış olmakla, mahkememiz hükmünün bu hali ile 08/06/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 3. ATM’nin 20/12/2019 tarihli kararı ile atanan kayyım …’ın mahkememize sunduğu 22/09/2022 tarihli raporunda; … Bankası A.Ş.’nin davalıdan olan toplam 200.711,52-TL alacağının olduğu, 31.03.2020 tarihinde, 31.12.2020 tarihinde, 30.06.2021 tarihinde, 30.09.2021 tarihinde, 31.12.2021 tarihinde ödenmesi gereken taksitlerin ödenmediği, 30.06.2020 tarihinde, 02.10.2020 tarihlinde, 31.03.2021 tarihinde, 30.06.2022 tarihinde ödenmesi gereken taksit tutarlarının 1/3 oranında, 07.06.2022 tarihinde ödenmesi gereken taksidin 1/4 ü oranında ödendiği, halen bankanın 173.006,60-TL alacağının olduğu belirlenmiştir. Bu dava tarihi gözetildiğinde dava tarihine kadar ödenmesi gereken bir taksit tutarının hiç ödenmediği, hatta daha sonraki taksitlerin de zaman zaman ödenmediği, ya da kısmen ödendiği anlaşılmıştır.
İİK 308/e maddesinde “kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir” hükmüne, İİK 308/f maddesinde ”Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır ” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı davalının tasdik edilen konkordatosunun öncelikle kötü niyetle sakatlanmış olduğunu, İİK 308/f maddesi uyarınca tümden feshine karar verilmesini, bu talepleri kabul edilmez ise kendilerine karşı ödemede bulunulmadığından, İİK 308/e maddesi gereğince kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Toplanan tüm deliller karşısında; davacı tarafından konkordatonun tümden feshi sebepleri olarak ileri sürülen hallerin konkordato yargılamasında veya kanun yolu aşamasında değerlendirilebilecek haller olduğu, söz konusu hususların konkordato yargılamasında değerlendirildiği, dolayısı ile sonradan ortaya çıkan davacının konkordatonun tasdikini sağlamak üzere başvurduğu kötü niyetli davranışlarının sübuta ermediği, konkordatonun tümden feshi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, bu talep reddedilmiştir.
Davacının terditli taleplerinden olan İİK 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshi talebinin değerlendirilmesinden, davacının konkordato alacaklısı olduğu, tasdik edilen konkordato projesi gereğince davalının 2020 yılı Mart ayından başlayarak 3 er aylık dönemlerle 12 eşit taksitle borcunu ödemesi gerektiği, ancak bu dava tarihine kadar ödenmesi gereken 2020 yılı mart ayındaki taksidin ödenmediği, davacının kendisine ödeme yapılmaması itibarı ile konkordatonun kısmen feshi talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla, davacı yönünden konkordatonun kısmen feshine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkili şirkete usulsüz şekilde tebliğ edildiğini, dava dilekçesinin usulsüz tebliği sebebiyle müvekkili şirketin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkına aykırı davranıldığını, dosyanın hukuka aykırı şekilde karara çıkartıldığını, taraf teşkilinin dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiğini, mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereği olduğunu, davalıya çıkarılan duruşma gününü içerir tebligat ” Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden … imzasına tebliğ olundu” şerhiyle tebliğ edildiğini, bu haliyle Tebligat Kanununa göre davalıya yapılan geçerli bir tebligatın söz konusu olmadığını, müvekkili şirket pandemi sürecindeki mevcut ekonomik koşullar içinde beklenilen kârlılık seviyesine ulaşamadığını, bu sebeple de ödeme planına uygun davranamadığını, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 20.01.2021 tarihinde 2018/1178E. 2019/1174K. Sayılı ve 20/12/2021 tarihli kararı ile müvekkili şirketin konkordato projesini onayladığını belirterek, istinaf talebinin kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.’nun 308/e-f madde ve fıkrasına dayalı konkordatonun feshi aksi halde kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava dilekçesinin tebliği ” tüzel kişinin temsilcisi çarşıda olması nedeniyle daimi işçisi …’a tebliğ edilmiştir” şeklinde şerh ile davalı şirketin adresine tebliğ edilmiş olması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu yönündeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.12.2019 tarih ve 2018/1178Esas 2019/1174 Karar sayılı kararı ile davacı … ŞTİ. ‘nin konkordato talebinin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını üçer ay ara ile 12 eşit taksitte (3 yılda) kesin mühlet tarihi olan 04/01/2019 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Mart ayında sonundan başlayarak ve her üç aylık dönemin son günü ödemesine” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, BAM 17. Hukuk Dairesince 13/11/2020 tarih 2020/279-1243 kr sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı, temyiz yoluna başvurulmuş Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08/06/2022 tarih 2021/5039 Esas 2022/3173 karar sayılı kararı ile onanmış olmakla, karar bu hali ile 08/06/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Kayyım tarafından sunulan 22/09/2022 tarihli rapora göre ; … Bankası A.Ş.’nin davalıdan olan toplam 200.711,52-TL alacağının olduğu, 31.03.2020 tarihinde, 31.12.2020 tarihinde, 30.06.2021 tarihinde, 30.09.2021 tarihinde, 31.12.2021 tarihinde ödenmesi gereken taksitlerin ödenmediği, 30.06.2020 tarihinde, 02.10.2020 tarihlinde, 31.03.2021 tarihinde, 30.06.2022 tarihinde ödenmesi gereken taksit tutarlarının 1/3 oranında, 07.06.2022 tarihinde ödenmesi gereken taksidin 1/4 ü oranında ödendiği, halen bankanın 173.006,60-TL alacağının olduğunun belirtildiği, dava tarihi gözetildiğinde dava tarihine kadar ödenmesi gereken bir taksit tutarının hiç ödenmediği, hatta daha sonraki taksitlerin de zaman zaman ödenmediği, ya da kısmen ödendiği, 2004 sayılı İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, konkordatoya ilişkin yasal düzenlemelerin ve konkordato kararı verilmesi usulünün dışına çıkacak ve konkordato davasında verilen kararı işlevsiz hale getirecek şekilde korona virüs salgını ve ekonomik etkileri nedeniyle hakkaniyet prensiplerine göre ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilemediği yönündeki savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2022 tarih ve 2020/228 Esas 2022/687 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.