Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2 E. 2022/780 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2
KARAR NO : 2022/780

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2021 Ara Karar
NUMARASI : 2021/848 Esas
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin ayrı ayrı reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin muhtelif tarihlerde davacı şirketten mal ve hizmet alımı yaptığını, ancak davalı şirketin aldığı mal ve hizmete mukabil orantılı bir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili hususunda davalı ile iletişime geçildiğini, anlaşma sağlanamadığını, toplam 13.562,73 TL alacak nedeni ile, Marmaris 1 icra müdürlüğünün 2021/1867 esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi nedeni ile takibin durdurulduğunu, dava açmadan önce başvurulan arabuluculuk görüşmelerinde, davalı tarafça arabuluculuk görüşme esnasında borcun tamamının ikrar edildiğini, davanın kabulüne, borçlunun itirazın iptali ile takibin devamına, davalının mal kaçırma ihtimale göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar üzerine alacak tutarını karşılayacak şekilde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, likit faturalı alacağa yapılan haksız itiraz karşısında alacağın % 20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesine istemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 257. maddesine göre; Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK’nın 258/1-2.cümlesine göre; Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkemenin, alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken ise, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp, alacağın varlığını gösteren delillerin yaklaşık ispat ölçüsünde sunulmasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İhtiyati haciz mahiyetinde İhtiyati tedbir talep eden vekili, dayanak faturalardaki malların/hizmetin borçlu şirkete teslim edildiğine ilişkin borçlunun imzasını taşıyan bir belge ya da hizmetin ifa edildiğini yaklaşık ölçüde ispata yarar bir vesika ibraz etmemiştir. Yalnızca faturanın bulunması, (arıza giderimine ilişkin vb. tutanaklar) tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil niteliğinde değildir. Somut olayda muaccel bir alacağın varlığı, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilememiştir. Her ne kadar davacı vekili arabuluculuk tutanağında, davalının tüm borcu ikrar ettiği hususunda beyanda bulunmuş ise de, arabuluculuk tutanağı incelendiğinde böyle bir durumun olmadığı anlaşılmıştır. Henüz icra dosyasının celp edilmemiş olması, davalının borca itirazının neye dayandığı hususunda da Mahkememizce bilgi edinilmemiş olması, ayrıca davacının alacağının varlığının yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesi ile davacı vekilinin (ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulması) ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE ara karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuk sırasında davalının borcun tamamını ikrar etmesine rağmen anlaşma sağlanamadığını, davalı firma aleyhine farklı borca ilişkin iki ayrı dosyada açılan itirazın iptali davasının birisinde yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati haciz şartlarının oluştuğundan bahisle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verildiğini ancak bu dava dosyasında taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, faturalar ve servis belgeleri ile yaklaşık ispatın oluştuğunu, davalının mal kaçırma ihtimalinin gözönüne alınması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava ve ihtiyati hacze dayanak alacağın varlığı ve miktarı dava uyarınca yapılacak yargılamayla belirleneceğinden bu kapsamda mevcut ve muaccel bir alacağın varlığı ile bu hususta yaklaşık ispattan söz edilememesine, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/848 Esas sayılı dava dosyasında ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 25.10.2021 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu harçtan peşin olarak alınan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep eden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 28.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.