Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1937 E. 2022/1931 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1937
KARAR NO : 2022/1931
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2022 (Ara karar)
NUMARASI : 2022/583 Esas
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, AND2021000000066 Numaralı, 7/5/2021 Tarihli Fatura; AND2021000000070 Numaralı, 17/5/2021 Tarihli Fatura; AND2021000000067 Numaralı, 7/5/2021 Tarihli Fatura; AND2021000000065 Numaralı, 5/5/2021 Tarihli Fatura ile davalı şirkete muhtelif mal satışı olduğunu ve davalı şirketin bu fatura bedellerini ödemediğini, davalı şirketin bu malları teslim alıp Transit Refakat Belgesinden anlaşılacağı üzere yurt
dışına ihraç ettiğini, alacağın tahsili amacıyla İzmir 28. İcra Dairesi’nin 2022/4496 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalı şirketin, borçlu olmadığından bahisle borca itiraz ederek icra
takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalının müvekkile olan borcunu ödemediği, bu nedenle başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava
haklarımız saklı kalmak kaydıyla; öncelikle İhtiyati Haciz Talebimizin Kabulü ile borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yetecek tutarda İhtiyaten Haczine, davanın Kabulü ile İzmir 28. İcra Dairesi’nin 2022/4496 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe vaki İtirazının İptaline ve takibin aynı koşullarda devamına, faturaların vade tarihlerinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizinin
işletilmesine, takibi konu asıl alacağın %20’sinden az olmamak koşuluyla davalı aleyhine icra inkâr
tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 19/07/2022 tarihli ara kararı ile; ” Dava dilekçesi ile her ne kadar dava konusu alacağın muaccel olduğu ve davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğundan bahisle ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de;
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici el konulmasıdır. Şartları ve etkileri esas itibariyle İİK’da düzenlenmiştir. Muaccel alacaklarda alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş bulunması halinde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesi mümkündür. Muaccel alacaklarda ise, hangi koşullarda ihtiyati haciz kararı verileceği, İİK’nın 257/2. maddesinde açıklanmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın varlığının ve ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiğinin yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekmektedir. Burada aranan ispat alacağın varlığının tam ve kesin olarak kanıtlanması olmayıp, mahkeme nezdinde alacağın varlığı konusunda yeterli kanaati oluşturacak düzeyde olması yeterlidir.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için öncelikle alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat derecesinde ispatın sağlanması gerekli olup, dosya içeriğinin incelenmesinde alacağın varlığının ispatı noktasında faturalara ve faturalara konu malların davalı şirket tarafından ihraç edildiğine yönelik kayıtlara dayanılmıştır. Ancak dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde icra takibine dayanak faturalarda davalı şirketin alıcı olarak göründüğü, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğine dair bir kayıt veya delil bulunmadığı, gümrük idaresinde gerçekleştirilen ithalat, ihracat ve dahilde işleme rejimine dair beyanname ve eklerinde davalı şirketin taraf olduğunu gösterir bir kayıt bulunmadığı, dava dilekçesindeki anlatımın aksine davalı şirketin fatura içeriği malları ihraç ettiğine dair somut bir delil gösterilemediği, bu haliyle faturanın, mahiyeti itibariyle tek taraflı olarak düzenlenebilen bir belge olup fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin karşı tarafa verildiğinin yaklaşık ispat ölçüsünde dahi ispat edilemediği değerlendirilmiştir.
Dava dilekçesinde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin bir kısım ilamları taleple ilgili emsal olarak gösterilmiş ise de anılan kararlarda mal teslim olgusunun ispatına yönelik başkaca delillerle birlikte fatura alacağına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilebileceğine yönelik değerlendirmeler yapılmış olup somut olayda davacının fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğine dair davalı elinden sadır olmuş bir delil veya kayıt yer almadığı gözetildiğinde anılan emsal kararların görülmekte olan talep yönünden emsal nitelikte olamayacağı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu alacağın varlığı hususunda bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanamadığı değerlendirildiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya arasına sunulan belgeler ve yüksek mahkeme kararları dikkate alındığından, ihtiyati haciz koşullarının varlığı gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında süre gelen ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirkete ilişkin 2021 yılına ait BA-BS mal ve hizmet satılan kişilere ilişkin bilgilere dair rapor incelendiğinde, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 262.600,00-TL tutarında muhtelif malın satıldığının sabit olduğunu, davalının fatura bedellerini ödemediğinden müvekkili şirket alacağının tahsili amacıyla tarafınca İzmir 28. İcra Dairesi’nin 2022/4496 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalı şirketin borca itiraz ederek icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan icra takibinin 2004 sayılı kanunun 258.maddesi anlamında, yaklaşık ispata yönelik yeterli delil olarak görüleceği ve alacağın muacceliyetine de bir karine niteliğinde olduğunu, e-faturalar, gümrük beyannameleri, transit belgeleri, antrepo beyannamesi ve tüm belge ve bilgiler ışığında ihtiyati haciz için aranan yaklaşık ispat şartının sağlandığının açık olduğunu, işbu nedenle davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf başvurusunun kabulüne, 19/07/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Tüm dosya kapsamından ve mahkemenin yerinde görülen gerekçesine göre; ihtiyati haciz talebinde bulunan davacı taraf her ne kadar davalı ile arasında süre gelen ticari ilişkinin bulunduğunu ve davacı tarafça düzenlenen faturaların tesliminin davalı tarafa gerçekleştirmiş olduğunu iddia etse de, dosya kapsamında sunulan tek taraflı düzenlenen faturaların alacağın varlığını ve muaccel olduğunu kanıtlamaya elverişsiz olduğu görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/583 Esas sayılı dosyasında verilen 19/07/2022 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden ihtiyati haciz isteyen davacı aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.