Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1913 E. 2022/1837 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1913
KARAR NO : 2022/1837
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022 ( Ara Karar )
NUMARASI : 2022/338 Esas
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili dilekçesinde; Davacı tarafın ikame etmiş olduğu davasıyla, 32166580, 32166583, 24700559 tesisat numaralı Güneş Enerjisi Santrallerine ilişkin güç aşımı nedeniyle tahakkuk ettirilen GE12022000000436, GE12022000000437, GE12000000000435, GE12022000000434 numaralı toplam 46.473,38 TL bedelindeki güç aşım cezasının haksız olarak tahakkuk ettirilmiş olduğunu borçlu olmadığını muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir talep ettiğini, Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararına itirazının kabulünün haksız ve yersiz açılan davanın reddi gerektiğini, Davanın düzenleyici işlemi yapan kurum EPDK(Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) yöneltilmesi gerekmekte olduğunu müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde… A.Ş., 32166580, 32166583, 24700559 tesisat numaralı Güneş Enerjisi Santrallerine ilişkin güç aşımı nedeniyle fatura edilen toplam 46.473,38 TL bedelindeki güç aşım cezasına itiraz ettiğinin görüldüğünü yıllık güç aşım cezasının üreticiler ile imzalanan Dağıtım Bağlantı Anlaşmasının 16. maddesini 1. fıkrasına istinaden uygulandığını müvekkil şirketçe yasal mevzuat çerçevesinde işlemlerin yapıldığını yapılan iş ve işlemlerde hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, dava konusu toplam 46.473,38 TL bedelli faturalardan dolayı icra takibinin yapılmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemenin 30/06/2022 tarihli ara kararı ile; ” tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamına göre verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğundan ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın düzenleyici işlemi yapan kurum EPDK(Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) yöneltilmesi gerektiğini, müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil şirketçe yasal mevzuat çerçevesinde işlemler yapıldığını, yapılan iş ve işlemlerde hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, tedbir kararının verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğinden itirazlarını sunduklarını, yerel mahkemece itirazın reddine karar verildiğini, hukuka aykırı bu kararın ve tedbir kararının kaldırılması ve tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddi üzerine yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, cezai şarta dayalı olarak düzenlenen 4 adet faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair davada verilen ihtiyati tedbir ara kararına ilişkidir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin 22. Maddesi;
” (1) Üretim tesisi, bağlantı (Ek ibare:RG-11/8/2022-31920) ve/veya sistem kullanım anlaşmasında yer alan anlaşma gücünden daha büyük güçte çalıştırılamaz. Üretim tesisinin bağlantı (Ek ibare:RG-11/8/2022-31920) ve/veya sistem kullanım anlaşmasında yer alan anlaşma gücünden daha büyük bir güçte çalıştırılması halinde (Ek ibare:RG-11/8/2022-31920) dağıtım sistemine bağlı üreticiler için Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşmasında yer alan cezai şartlar (Ek ibare:RG-11/8/2022-31920) iletim sistemine bağlı üreticiler için iletim sistemi Sistem Kullanım Anlaşmasında yer alan cezai şartlar uygulanır.
(2) (Ek:RG-9/5/2021-31479) Gerekli koşullarda üretim tesisinin bağlantısının kesilmesi Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 27 nci maddesi uyarınca gerçekleştirilir.” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmüne, aynı yasanın 390/1. maddesinde; “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, “Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir.
HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkeme tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı önleyecek her türlü tedbire karar verebilir. (HMK 391/1.md.)
HMK.nun 392/1. maddesinde; “ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir” hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. madesinde sözleşmenin yorumunda yönetmelik hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırdığı, sözleşmedeki cezai şarta dayalı olarak düzenlendiği anlaşılan faturalara Noter İhtarnamesiyle itiraz edilmiş olması, cezai şart bedelinin yönetmelik ve sözleşmeye aykırı olarak belirlenmiş olduğunun iddia edilmiş olması, yaklaşık ispat kuralına göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında teminat alınarak tedbir kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/338 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin olarak verilen 30/06/2022 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati tedbir talep eden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.