Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1859 E. 2022/1839 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1859
KARAR NO : 2022/1839
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : 2020/421 Esas ve 2022/512 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2017 tarihinde davalılardan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, davalı …’ın malik ve işleten olduğu, davalı … Sigorta A.Ş ne ZMMS ile sigortalı olan … Sigorta A.Ş ne Karayolları Yolcu Taşımacılığı Zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesini düzenlediği, … sigorta A.Ş nin kasko sigortası kapsamında ihtiyari mali sorumluluk poliçesini düzenlediği, … plakalı araçta davacıların yolcu olarak bulunduğu, aracın tek yanlı olarak kaza yapması ile …’nin yaralandığı, yaralamaya bağlı olarak malüliyetin oluştuğu belirtilerek … için geçici iş göremezlik, kalıcı iş gücü kaybı zararı ve manevi tazminat talep edildiği, …’nin eşi olan davacı …için manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sigorta şirketine başvurunun yapılmadığını, sürücünün kusursuz olduğunu, taşımanın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespitinin yapılması gerektiğini, sigorta teminatının sigorta genel şartlarının A.3.2 maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğini, malüliyet raporu için adli tıp kurumu 3. İhtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, sigorta genel şartlarının uygulanması gerektiğini, müterafik kusur hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, temerrüt tarihinin yazılı olarak yaptıkları açıklamaya göre belirtilmesi gerektiğini, yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yeterli belgeleri eklemeksizin sigorta şirketine başvuru yaptığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, malüliyet zararı ve gelir kaybının tespitinde 30/03/2013 tarihli özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporu dikkate alınarak yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararından müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, malüliyet zararının TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplanması gerektiğini, tazminatın euro üzerinden talep edilmesinin usule uygun olmadığını, davacı yanın dava açarken MÖHUK hükümlerine göre teminat göstermesi gerektiğini belirterek davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddini, davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Davacılar vekili 17.05.2022 tarihli celsede 12.01.2022 tarihli dilekçelerini tekrar ettiğini, davanın konusuz kaldığını, müvekkillerin yurt dışında olması, haklılığa ilişkin delillerin zor olması ve uzun süreceğinden davalı taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi şartıyla yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; gizli bir feragatın mevcut olduğunu ve mahkeme kararının kaldırılarak lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmalıdır.
Dava, yolcu taşıma ilişkisi nedeniyle trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı olması gerekir..
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 13/08/2020 tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, işleten, malik ve sürücü olan davalılara birlikte açılan dava yönünden yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Davalı sigorta şirketi yönünden ise davalı sigorta şirketleri ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişki olmadığından bu davalılar yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan ve sürücü olan davalılara karşı birlikte açıldığı, bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketleri hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
HMK 20, 355 ve 353/1-a-3 madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; görevsiz mahkemenin esasla ilgili kararının İstinaf Dairesince kaldırılarak görevli Mahkemeye dosyanın res’en gönderilebileceğinden, istinaf istemine ilişkin diğer sebepler incelenmeksizin, istinaf başvurularının kabulüne; kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının esasına ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2022 tarihli, 2020/421 Esas 2022/512 Karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince dosyanın Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yatırmış olduğu;
a-80,70 TL nispi karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesi tarafından davalıya ödenmesine,
b-220,70 TL istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/11/2022