Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/181 E. 2022/284 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/181
KARAR NO : 2022/284
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI : 2021/1527 Esas ve 2021/1166 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/02/2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/12/2021 tarihli, 2021/1527 esas ve 2021/1166 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının, … İnş. Turizm Tekstil Temizlik Tic. Ltd. Şti.’den olan alacağını tahsil edebilmek için Bodrum 2.İcra Müdürlüğünün 2018/7211 E sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlattığını, davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, davacı ve davalı borçlu arasındaki cari hesap ilişkisi şeklinde ilerleyen beton satış sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasında 2018 yılında gerçekleşen mal siparişi ve teslimi ile bitlikte tutulan cari hesaba göte müvekkilin takip tarihi itibatiyle, davalıdan olan asıl alacağının, 3.524,71 TL olduğunu, davanın kabulü ile davalının Bodrum 2. İcta Müdürlüğü’nün 2018/7211 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Bu nedenle, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK’nun 20/1 maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemenin Bodrum 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstinaf başvurumuzun kabulü ile; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.12.2021 Tarih 2021/1527 Esas, 2021/1166 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, her iki mahkemenin de dosyadan el çektiği bu doğrultuda olumsuz görev uyuşmazlığı da ortaya çıktığı dikkate alınarak görevli mahkemenin Mahkemenizce tespit edilmesine, Mahkemeniz tarafından Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.12.2021 Tarih 2021/1527 Esas, 2021/1166 Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun bulunması halinde “dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” ibaresinin hükümden çıkarılarak hükümde düzeltme yapılmasına karar verilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece 3.524,71 TL’lik alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası yönünden 08/12/2021 tarihinde, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca; Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olmuştur.
Mahkemece; karar verilen ve istinaf incelemesine konu edilen alacak miktarı 3.524,71-TL olup karar tarihi itibarı ile HMK’nın 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altındadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Buna göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının iadesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesi kararında değinilmemiş ise de; 6100 Sayılı HMK 21/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK’nın 22/2 maddesi gereğince, her iki mahkemenin kararı kesin olduğundan görevli mahkemenin belirlenmesi bakımından dosyanın merci tayinine gönderilmesi gerekecektir.
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
09/02/2022