Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1788
KARAR NO : 2022/1633
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI : 2016/940 Esas ve 2022/197 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2022
Davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/12/2013 tarihinde sahibi … olan sürücü …’ın kullanmış olduğu … plakalı araç ile … Plakalı kamyonetin çarpışması sonucu yaralandığını, 08/05/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkilinin içinde bulunduğu … Plaka sayılı ticari taksi sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kazaya karışan kamyonet sürücüsüyle 1.300,00.-TL ödeme yapmak sureti ile uzlaşma sağlandığını ancak diğer davalı …’ın uzlaşma edimini yerine getirmediğini, bundan dolayı kendisine İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/552 Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve halen devam ettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle birçok kez ameliyat geçirdiğini ve fizik tedavi gördüğünü, müvekkilinin Mart 2015 de geçirdiği ameliyat sonucu kendisine takılan platinlerin yamulduğunu, SGk tarafından karşılanan bu platinlerin müvekkilinde işe yaramaması üzerine müvekkilinin 12.000,00.-TL karşılığı yeni platin satın alarak bu platinleri ameliyatla taktırdığını, ayrıca kendisine 2.500,00.-TL karşılığında tekerlekli sandalye de satın aldığını, müvekkilinin %99 özürlü raporunun mevcut olduğunu ve hiçbir gelirinin bulunmadığını kazaya sebep olan her iki araç sahibinin KTK m. 85 gereğince işleten sıfatı ile sorumlu tutulması gerektiğini, araç sahipleri ve sürücülerin KTK .m.88/1 ve TBK m.61 gereği sigortasını yaptırmış olduklarından davalı sigorta şirketlerinin de maddi tazminattan sorumlu tutulmaları gerektiğini, maddi tazminatın belirlenmesinde müvekkilinin kendi ödediği 2.500,00.-TL’lik tekerlekli sandalyesi, 12.000,00.-TLlik özel platinlerinin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00.-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00.-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını yetkisiz Mahkemede açtığını, davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından herhangi bir başvuru yapılmadan, gerekli bilgi ve belgeler ibraz edilmeden dava açıldığını, davacı taraf ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün ceza dosyasında uzlaşmaya vardığını, uzlaşma sonucunda davacı tarafın tazminat davası açma hakkından feragat ettiğini, bakıcı giderleri, tekerlekli sandalye, özel platin giderlerinin tedavi giderleri kapsamında olup davacının tedavi giderlerinin reddi gerektiği, davacının sigortalının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyet raporu alınmasını, aktüer raporlarının aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hazırlanması gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olacağını, olayın haksız fiilden kaynaklandığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe sebebiyle değil, haksız fiil sebebiyle olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığını, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini bu nedenle SGK tarafından davacıya bağlanan gelirlerin tespitini, davacının davasının ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmasına, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden itibaren başlatılmasını davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen kazada davacı taraf ile müvekkili şirkete ait araç sürücüsü … arasında uzlaşma sağlandığını, kazada …’ın kusurunun olmadığını, davacı tarafın %99 özürlü raporu olduğunun ve hiçbir geliri bulunmadığı hususunun iş bu dava kapsamında yeniden incelenmesi gerektiğini, maddi zararın tazminine ilişkin taleplerin zararın meydana gelmesinden itibaren 2 yıl içinde zaman aşımına uğradığını, manevi zararların tazminine ilişkin taleplerde araç işleteninin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirkete ait aracın … Sigorta şirketinden kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, bu nedenle davanın … Sigorta şirketine ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hangi davalıya hangi alacak kalemleri yönünden husumet yönelttiğinin anlaşılık olmadığı, davacıda meydana geldiği iddia edilen maluliyet oranının ve sebebinin tespitinin gerektiğini bu nedenle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, davacı yanın tedavi masraflarına ilişkin olarak husumet yöneltilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ceza dosyasında alınan raporun hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin ceza dosyasında taraf olmadığını ve ceza dosyasında alınan raporun müvekkilinin gıyabında alındığını, müvekkilinin maliki olduğu aracın … Sigorta şirketinden sigortalı olduğunu bu nedenle davanın … Sigorta şirketine ihbar edilmesini belirterek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kaza sonrasında davacı ile uzlaşma yoluna gidildiğini ve davacıya 1.300,00.-TL ödeme yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitinde olduğunu, öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik giderlerinden ve tedavi giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmayacağını, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; A- Maddi tazminat davası yönünden; Müteveffa …’ın bu kazadan kaynaklı geçici iş göremezlik tazminatının 2.809,53 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının ise talep doğrultusunda 1.000,00 TL olduğu anlaşılmakla toplam 3.809,53 TL tazminattan önceden yapılan toplam ödeme tutarı olan 2.566,15 TL’nin düşülmesi ile bakiye 1.243,38 TL’nin; a-870,36 TL’sinin davalı … sigorta yönünden temerrüt tarihi olarak değerlendirilen dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan (davalı … vefat ettiğinden mirasçılarından müştereken) MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI MİRASÇILARINA MİRAS PAYLARI ORANINDA VERİLMESİNE, b- 373,02 TL’sinin ise davalı … sigorta yönünden temerrüt tarihi olarak değerlendirilen dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … ile…. A.Ş yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI MİRASÇILARINA MİRAS PAYLARI ORANINDA VERİLMESİNE, c- Fazlaya ilişkin geçici iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE, Müteveffa …’ın bu kazadan kaynaklı talep ettiği bakıcı gideri ile tekerlekli sandalye ve platin giderinin REDDİNE,
B- Manevi tazminat davası yönünden; Müteveffa …’ın bu kazadan kaynaklı manevi tazminat miktarının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın; a-7.000,00 TL’sinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … (… vefat ettiğinden mirasçılarından müştekeren) VE …’TAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI MİRASÇILARINA MİRAS PAYLARI ORANINDA VERİLMESİNE, b-3.000,00 TL’sinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … İLE … A.Ş ‘DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI MİRASÇILARINA MİRAS PAYLARI ORANINDA VERİLMESİNE, c-Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adli tıptan aldırılan raporun hatalı olduğunu ve rapor neticesinde verilen hükmün hatalı olduğunu ve bilirkişi raporunun açık ve net bir şekilde düzenlenmediğininden mahkemece verilen hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden müvekkili şirket lehine vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmesi gerekirken hatalı hüküm kurulduğunu, uzlaşma raporu dikkate alınmadan hüküm kurulmasınında hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmalıdır.
Dava, kara yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı olması gerekir.
Ayrıca davacıların murisi ve desteği olan davacı …’ın kazaya karışan ticari takside yolcu konumunda bulunduğu kazadan sonra yargılama aşamasında 27/07/2017 tarihinde vefat ettiği, mahkemece yargılama sırasında davacının ölmesi nedeniyle dava ehliyeti sona erdiğinden, taraf teşkilinin sağlanması için mirasçı davacılar … ve …’ın davacı olarak dosyaya eklendiği görülmüştür.
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 26/05/2016 tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, işleten, malik ve sürücü olan davalılara birlikte açılan dava yönünden yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Davalı sigorta şirketi yönünden ise davalı sigorta şirketleri ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişki olmadığından bu davalılar yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan ve sürücü olan davalılara karşı birlikte açıldığı, bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketleri hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
HMK 20, 355 ve 353/1-a-3 madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; görevsiz mahkemenin esasla ilgili kararının İstinaf Dairesince kaldırılarak görevli Mahkemeye dosyanın res’en gönderilebileceğinden, istinaf istemine ilişkin diğer sebepler incelenmeksizin, istinaf başvurularının kabulüne; kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının esasına ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2022 tarihli, 2016/940 Esas 2022/197 Karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince dosyanın Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu;
a-80,70 TL istinaf karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesi tarafından davacıya ödenmesine,
b-220,70 TL istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davalı … A.Ş. vekilinin yatırmış olduğu;
a-192,70 TL nispi karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesi tarafından davalıya ödenmesine,
b-220,70 TL istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/10/2022