Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. 2022/1725 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1732
KARAR NO : 2022/1725
KARAR TARİHİ: 27/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/411 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen ara karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davalı şirketin müvekkili şirket aleyhine Menderes İcra Müdürlüğü’nün 2022/582 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine giriştiğini, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği adresine usulsüz tebligat yapıldığını, tebligatın usulsüz olması sebebiyle müvekkili şirketin yasal süresi içinde takibe itiraz edemediğini, bundan dolayı takibin kesinleştiğini ve müvekkili şirkete ait menkul ve gayrimenkul malların haczedildiğini, davalı şirketin mal tesliminde bulunmamasına rağmen 10/02/2022 tarihli e-faturayı düzenlediğini, ancak bu faturanın, müvekkilinin e-fatura resmi tabligat adresi olan “…@gmail.com” mail adresine gönderilmediğini, bu durumun müvekkili şirketin anlaşmalı mali müşavirleri … ve … tarafından fark edilerek vergi dairesinin faturadan haberdar edildiğini, faturaların iadeli taahhütle faturayı kesen davalı firmaya gönderildiğini, BA ve BS formlarında bu davaya konu faturanın yer almadığını, ayrıca müvekkili şirketin Gelir İdaresi Başkanlığından 21/03/2022 tarihinde e-faturanın iptali talebinde bulunduğunu, davalı şirketin tanzim etmiş olduğu faturaya dayalı hiçbir borcunun bulunmadığını, davaya konu haksız icra takibi neticesinde müvekkili şirketin ticari hayatının sekteye uğrama tehlikesiyle karşılaşmış olması sebebiyle müvekkili şirketin telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğrayacağının şüphe götürmediğini, bu nedenle mahkemenin uygun gördüğü takdirde teminatsız, aksi halde belirleyeceği teminat mukabilinde icra takibinin davanın kesinleşmesine kadar durdurulmasını, bu mümkün görülmediği takdirde teminat mektubu mukabilinde icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Menderes İcra Müdürlüğü’nün 2022/582 E. Sayılı icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine girişen davalı şirket aleyhine takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ihtiyati tedbir talep eden vekilininin BAve BS formu ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na yapılan fatura iptal talep yazısına dayanak gösterdiği faturanın akdin kurulumuna değil ifasına ilişkin bir belge olduğu belirlemesi yapılmış ve talep eden vekilinin alacağın muacceliyeti konusundaki iddiasını yaklaşık ispat kuralı gereği ispatlayamadığından bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK 72. Maddesi uyarınca; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, işbu hüküm ve sunmuş oldukları deliller gereği yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanununun 72/2. maddesine göre, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir sadece icra takibinden önce açılan bir menfi tespit davası olması halinde verilebilecek bir tedbir olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez. Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması durumunda ise ancak İİK72/3. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir verilebilir. Bununla birlikte İİK 72. maddesi uyarınca talep edilen ihtiyati tedbir istemleri değerlendirilirken HMK 389 vd. maddelerinin de dikkate alınması gerekir. HMK 390/3 maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü haizdir. Somut olayda, İİK 72/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilir ise de, davacının davada dayandığı olgular dikkate alındığında haklılık hususu yargılama ile belirlenecek olup, talep konusu ihtiyati tedbir kararının verilmesini gerektirecek şekilde yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı ve tebligatın usulsüzlüğü iddiasına ilişkin dosya kapsamında delil sunulmadığı bu sebeple tebligatın usulsüzlüğünün ispatlanamadığı anlaşıldığından mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/411 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbirin reddine ilişkin olarak verilen 13.05.2022 tarihli ARA KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.