Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/157 E. 2022/941 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/157
KARAR NO : 2022/941

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2021
NUMARASI : 2021/409 D.iş Esas 2021/409 Karar
DAVA : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/409 D.iş Esas ve 2021/409 Karar sayılı değişik iş dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen ihtiyati tedbirin reddine dair D.iş kararına karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ”…İhtiyati tedbir isteyen vekili tarihli dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin emlakçılık yapan karşı taraftan kiralık işyeri için yer gösterme işlemi yaptığını, karşı tarafın müvekkiline gösterdiği işyeri ile ilgili tespit edilen eksiklikleri gidermediğini ve müvekkiline taahhüt edilen tarihte işyerini teslim etmediğini, karşı tarafın müvekkilinin eski işyerinden de zorla çıkarılmasına neden olduğunu, müvekkilinin belirtilen işyerine taşındığını, ancak giderilmesi gereken eksikliklerin halen giderilmediğini, karşı yanın yer gösterme hizmeti için müvekkiline herhangi bir fatura göndermediğini, müvekkiline ödeme yapılması için ihtarname göndermeden kötü niyetli bir şekilde müvekkili hakkında İzmir 8. İcra Dairesi’nin 2021/10738 esas numarasıyla icra takibi başlattığını, icra takibiyle ilgili tebligatların müvekkilinin eski işyerine yapıldığı için müvekkilinin icra takibini takip kesinleştikten sonra öğrendiğini, icra takibine itiraz edemediğini karşı taraf hakkında menfi tespit davası açılacağını yapılan işin TTK m. 3 uyarınca ticari iş olması nedeniyle dava şartı olarak arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, ancak bu süreçte haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkili hakkında icra takibi başlatan karşı tarafın takibin kesinleşmesi nedeniyle müvekkili hakkında haciz ve haciz sonrası satış işlemleri yaparak müvekkilini zor durumda bırakacağını, bu nedenle menfi tespit davası açılmadan önce müvekkilinin daha fazla mağduriyetine uğramaması için açacakları menfi tespit davası sonucuna kadar karşı yan tarafından açılan İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10738 esas sayılı dosyasında icra veznesine girecek paraların alacaklı tarafa verilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve masrafların karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 389/1 maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/2 maddesine göre de talep edenini haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.
İİK ‘nun 72/2. Maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin talep üzerine alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği yine,
İİK ‘nun 72/3. Maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 den aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebileceği belirtilmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için “Yaklaşık İspat” yeterlidir. Yani çekişmeli vakanın gerçeğe yakın bir derecede kanıtlanması gerekir. Mahkeme mevcut delillere göre tedbir isteyenin hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini icap ettiren sebeplerinde varit görülmesi gerekir.
Somut uyuşmazlık, yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talep edenin, emlakçılık yapan karşı taraftan kiralık işyeri için yer gösterme işlemi yaptığını ancak karşı tarafın kendisine gösterdiği işyeri ile ilgili tespit edilen eksiklikleri gidermediğini ve müvekkiline taahhüt edilen tarihte işyerini teslim etmediğini, karşı tarafın talep edenin eski işyerinden de zorla çıkarılmasına neden olduğunu, müvekkilinin belirtilen işyerine taşındığını, ancak giderilmesi gereken eksikliklerin halen giderilmediğini, karşı yanın yer gösterme hizmeti için herhangi bir fatura göndermediğini buna karşılık, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10738 sayılı dosyasında hizmet bedelinin takibe konulduğu, Bu nedenle takip alacaklısının haksız olduğu aleyhine menfi tespit davası açacakları ve menfi tespit davası sonucuna kadar karşı yan tarafından açılan İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10738 esas sayılı dosyasında icra veznesine girecek paraların alacaklı tarafa verilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesinini talep ettiği, ancak talep dilekçesi ekinde haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek herhangi bir belge bulunmadığı ihtiyati tedbir koşulları oluşmadığı… ” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı ihtiyati tedbire isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir isteminin yaklaşık olarak ispat edilmediği gerekçesinin hukuken hatalı olduğunu, karşı yan ile müvekkili arasında yapılan yazılı herhangi bir sözleşme olmadığını, karşı yanın müvekkiline yer gösterme işlemi karşılığında herhangi bir ihtarname göndermeden 14.750,00.TL fahiş sayılabilecek bir tutar üzerinden doğrudan icra takibine giriştiğini, üstelik karşı yanın müvekkiline yeni işyeri ile ilgili mevcut eksiklikleri gidereceğini belirtmesine rağmen halen gidermediğini, müvekkili hakkında uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı olarak karşı yanca yürütülen icra takibi dosyasında dosyaya girecek paranın karşı tarafa ödenmemesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbire karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir.Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati tedbir için gerekli olan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.11.2021 tarih ve 2021/409 D.iş Esas – 2021/409 Karar sayılı D.İş karar, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın ihtiyati tedbir isteyenden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.