Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1555 E. 2022/1724 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1555
KARAR NO : 2022/1724

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2022
NUMARASI : 2022/231 Esas 2022/475 Karar
DAVA : KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/231 Esas ve 2022/475 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı müflis şirkette belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile çalıştığını, işçilik hak, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek kısmi dava olarak brüt 11.500,00.TL kıdem tazminatı, 50,00 TL ihbar tazminatı, 50,00 TL ücret, 50,00 TL yıllık izin ücreti, 50,00 TL genel tatil ücreti, 50,00 TL fazla mesai ücreti ve 50,00 TL AGİ alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:

Davalı müflis şirket iflas idaresi memurları ve vekili tarafından cevap verilmemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “…Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, iflas idaresi memuru tarafından dava konusu alacakla ilgili önceki ve sonraki başvurulara dair belgeler ve sıra cetvelleri gönderilmiştir.
Dava, İİK’nun 235.maddesi hükmüne göre açılmış, alacağın (iş sözleşmesinden kaynaklanan) iflas masasına kaydına yönelik sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) istemine ilişkindir.
Davalı … Şti.’nin 27/11/2019 gün, 2016/515 E., 2019/723 K. sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, kararın 28/03/2022 tarihinde kesinleştiği;
Davacı tarafından davaya ilişkin alacağının iflas masasına kaydedilmesi için alacak kayıt başvurusunda bulunulduğu, alacak talebinin İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğünde tespit edilen 73.292,19 TL’lik kısmının sıra cetvelinde birinci sırada kayıt ve kabul edildiği, 245.708,54 TL’lik kısmının ise alacağı tevsik edici bilgi ve belge bulunmadığından ve talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedildiği, sıra cetvelinin 08/06/2021 tarihinde düzenlendiği, sıra cetveli ve derece kararının davacıya 29/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ilgili gazetelerde 11/06/2021 ve 14/06/2021 tarihlerinde ilan edildiği,
Dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili olarak davacı tarafından iflas masasına yapılan kayıt başvurusunun kısmen reddedilen bölüm (245.708,54 TL) içerisinde kaldığı,
Davacının bilahare yargılama devam ederken davalı şirkete dava konusu alacağı da kapsar ve iflas idaresince daha önceden reddedilen bölüm içerisinde kalacak şekilde 50.000,00 TL alacakla ilgili olarak yeniden masaya kayıt başvurusunda bulunduğu, bu talebin reddine karar verildiği ve iflas idaresi üyeleri tarafından 05/04/2022 tarihli ek sıra cetveli düzenlendiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, işbu davanın yasal süre içerisinde açılıp açılmadığı ve alacağın varlığı noktalarındadır.
Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi İİK. 235/I.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, davanın sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen gözetilir. Sürenin hesaplanması İİK’nun 19.maddesine göre yapılır; burada Tebligat Kanununun 31., Tebligat Nizamnamesinin 49.madde hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Sıra cetveline itiraz davası açma süresinin ilan tarihinden başlayacağı hallerde İİK’nun 234/I maddesinin atfı nedeniyle ilanın aynı Kanunun 166.maddesinde öngörülen usullerle yapılması zorunludur. Bu bağlamda, sıra cetvelinin tirajı 50.000’in üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri, müflisin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki mahalli gazete ve ticaret sicil gazetesi olmak üzere 3 ayrı gazetede ilan edilmesi gerekir.
Sıra cetveli ilan edilen gazeteler farklı tarihli ise, sürenin hesabında en son ilan tarihi esas alınır. İİK’nun 235.madddesi ile saklı tutulan aynı Kanunun 223/3.madde hükmüne göre, iflas masasına başvuran alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres gösterip yazı ve tebliğ masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında cetvelin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır. Ancak, bu şartların yerine getirilmemesi, tebliğ masrafının karşılanmaması halinde, yazı ve tebliğ masrafını peşin vermeyen alacaklılar hakkında karar tebliğ edilmiş olsa dahi, İİK’nun 235.maddesi aynen uygulanarak dava açma süresi ilan tarihinden itibaren başlatılmalıdır (DEYNEKLİ, Adnan-KISA, Sedat: Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 2.baskı, Ankara 2001, s.624).
Sıra cetveline itiraz davası basit yargılama usulüne tâbidir (İİK.m.235/III, son cümle). İflasa ilişkin olması dolayısıyla HMK’nun 103-1/e madde hükümleri uyarınca işbu dava adli tatilde de görülür.
Bu çerçevede, kanunun açık ve emredici hükümlerini dolanma teşkil edecek şekilde, reddedilen alacak miktarı ile ilgili olarak yasal 15 günlük dava açma süresi geçtikten sonra iflas idaresine alacak kaydı için yeniden başvurması ve bu başvuru sonucunun tebliğinden sonra dava açması yahut yargılama sırasında aynı dava konusu alacakla ilgili olarak iflas idaresine başvurup alacak kayıt talebinin reddedilmesi sonucu değiştirmez. Aksi düşünce, yasanın açık hükümlerinin ihlali, hukuki işlem güvenliği ilkesinin ve üçüncü kişilerin menfaatlerinin zedelenmesi sonucunu doğurur.
Maddî ve hukukî olgular ışığında somut olaya dönüldüğünde:
Davalı müflis şirketle ilgili sıra cetvelinin ilanların yapıldığı tarihten sonraya tesadüf eden tebliğ tarihi 29/06/2021 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 17/12/2021 tarihinde işbu davanın açıldığı dosya kapsamı ile belirgindir. Bu durumun mahkememizce re’sen dikkate alınması yasa gereğidir. Yargılama sırasında önceden reddedilen alacak talebi içerisinde kalan ve dava konusu alacağı da içeren alacağın iflas masasına kaydı için iflas idaresine başvurması ve iflas idaresince red kararı verilmesi, 15 günlük hak düşürücü sürenin yeniden kazanılması sonucunu doğurmaz.
O halde, süresinde açılmadığı… ” gerekçesi ile sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasının (usulden) reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin işçilik alacaklarının tespit için dava açıldığını, mahkeme kararının müvekkili işçiyi mağdur ettiğini, kararın yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 235’nci maddesine istinaden açılmış olup, iflas idaresince kabul edilmeyen alacağın müflisin iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 235 nci maddesinin birinci fıkrası hükmü “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.” şeklinde olup madde de yazılı süre hak düşürücü süredir.
Yukarıda anılan Kanun’un 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü, İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup, dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas, sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu süre kural olarak sıra cetvelinin İcra ve İflas Kanunu’nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.
Hak düşürücü süre hak sahibinin hakkın korunması için kanun veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde belirlenen eylem veya işlemleri yapmaması nedeniyle hakkın sona ermesi sonucunu doğuran süredir.Hak düşürücü sürelerin kanunla düzenlenmesi asıldır. Tarafların sözleşme ile hak düşürücü süreleri belirlemeleri, bu süreleri değiştirmeleri veya ortadan kaldırmaları mümkün değildir Hak düşürücü süreler hakkı tamamen sona erdiren, yok eden, düşüren sürelerdir. Hak sahibi alacaklı kanunla veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde öngörülen eylem veya işlemleri yapmadığı takdirde o hak tamamen ortadan kalkmakta, silinmekte düşmektedir. Artık o hakkın istenmesi, dava ve takip edilmesi mümkün değildir.Hak düşürücü sürenin sonunda hakkın sona ermesi için karşı tarafın borçlunun bir eylem veya işlem yapmasına gerek yoktur. Hak düşürücü süre geçmekle kendiliğinden son bulur (Tekinay/Akman/ Burcuoğlu/Altop: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, İstanbul, 1985-1988, s. 1385 vd , Reisoğlu, S.: Genel Hükümler, İstanbul, 2002, s. 348).
Hak düşürücü süreler itiraz niteliği taşırlar. Taraflar hak düşürücü süreyi davanın her aşamasında hatta kararın bozulmasından sonra da ileri sürülebilirler. Ayrıca hak düşürücü sürelerin incelenmesi tarafların iradelerine bırakılmamıştır. Hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması, araştırma ve inceleme konusu yapılması gerekmektedir (Feyzioğlu, N. Feyzi: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 1-2, İstanbul 1976, s. 521).

Bu açıklamalar ışığında; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle İİK’nın 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterilir ve gerekli masrafı avans olarak yatırılırsa, sürenin itiraz edene yapılan tebliğden itibaren hesaplanması gerektiği, masraf yatırılmadığı halde tebligat yapılmış olsa bile sürenin ilandan itibaren işlemeye başlayacağına (Bknz. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2020 tarih ve 2016/7675 Esas, 2020/704 Karar sayılı ilamı), sıra cetvelinin davacıya tebliğ edildiği 29.06.2021 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.12.2021 tarihinde açılmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarih ve 2022/231 Esas 2022/475 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.