Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1527 E. 2022/1590 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1527
KARAR NO : 2022/1590
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2022
NUMARASI : 2022/162 Esas 2022/326 Karar
DAVANIN KONUSU : İflas (İflasın Açılması)
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Davacı ve davalı vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ortağı ve yetkilisi …’nün müvekkili şirkete başvurması ve yapılan görüşmeler üzerine Afganistanda bir takım işlerin yapılması ile ilgili olarak makinelerin imali konusunda konusunda anlaşma sağlandığını, davalı şirketin müvekkili şirkete sipariş verdiği makinelerin bedellerinin bir kısmını peşin ödediğini, bakiye 175.000,00 Euro’luk kısmını ise 29/12/2015 keşide tarihli 58.000,00 Euro bedelli, 20/01/2016 keşide tarihli 59.000,00 Euro ve 20/02/2016 keşide tarihli 58.000,00 Euro bedelli çekle ödeneceğinin bildirildiğini ve çekleri müvekkili şirkete teslim ettiğini, keşide tarihleri geldiğinde çeklerin ödenmediğini ve sırasıyla icra takibine konulduğunu, davalı şirket yetkilisinin müvekkili şirketin sözleşmesinin sadece sipariş formunu imzalayıp diğer bölümlerini imzalamadığını, bundan yararlanarak davalı şirket yetkilisinin İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/138 ve 2016/139 E.sayılı dosyalarında menfi tespit davaları açtığını, bedeli ödenmemiş 20/01/2016 keşide tarihli 59.000 Euro bedelli çekle ilgili davalı hakkında Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/5048 E.sayılı icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, haciz uygulamaları sırasında davalıya ait Çiğli ilçesindeki fabrika binası üzerinde çeşitli hacizler ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler bulunduğunu, bu durumun davalının diğer taşınmazları ve taşıtları üzerinde de geçerli olduğunu, davacı müvekkili şirketin alacaklarını ödemekte davalının acze düştüğünü bildirerek, davalının iflası gizlediklerinin ve hileli iflas yoluna saptıklarının tespitine, davalı şirketin müvekkili şirketten ihraç kaydı ile satın alarak Afganistanda kurduğu … Şirketine ihraç ettiği makinelerin bedellerini kambiyo mevzuatı çerçevesinde Türkiyeye transfer etmeyen davalı şirket yöneticilerinin kambiyo suçu işlediklerinin tespitine, davalı şirket yetkililerinin müvekkiline olan borçlarını ödemekten kurtulmak için haksız , yersiz ve kötü niyetle hareket ettiklerinin tespitine, davalı şirketin iflasının gizlendiği ve hileli yolla iflas ettiğinin tespitine davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borca batık olduğu iddiasının doğru olmadığını, doğrudan doğruya iflas davasında şirketin borca batık olmasının dava şartı olmadığını, davalı tarafın sözünü ettiği çeklerle ilgili olarak Karşıyaka 2.İcra Müdürlüğünün 2017/4263 E., Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğünün 2016/11171 E., Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/5048 E.sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğünün 2016/11171 E.sayılı dosyası için Karşıyaka 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/174 E.sayılı dosyasında ödeme emrinin ve takibin iptali davası açtığını, dolayısıyla davacı tarafın doğrudan iflas davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, iflas dışındaki taleplerin dava ile ilgisinin bulunmadığını ve iddiaların gerçek olmadığını, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/41 D.iş ve İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/138 E ve 2016/139 E.sayılı dosyalarında verilen kararlar ile kötü niyetli ve haksız davrananın davacı taraf olduğunun tespit edildiğini, bahsedilen ipoteğin paraya çevrilmesi takibinin …. Bankası tarafından Karşıyaka 4.İcra Müdürlüğünün 2016/5298 E.sayılı dosyasına ilişkin olduğunu ve Karşıyaka 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/225 E 2016/383 K.sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ve kararın istinaf incelemesinde bulunduğunu, müvekkiline ait iki adet fabrika binasının değerinin toplamının dahi 30.000.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalı borçlunun acz halinde ve ödemelerini tatil etmiş olduğu, böylece İİK’nun 177/1 ve 2.maddesinde öngörülen doğrudan iflas koşulları oluştuğu anlaşıldığından iflas davasının kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince istinafı üzerine dairemizin 2021/2160 Esas 2022/308 Karar sayılı ilamı ile davalı şirket temsilcisinin dinlenmek üzere meşruhatlı davetiye ile mahkemeye çağrılması davetiyeye uyarak gelmesi halinde dinlenmesi, bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken, anılan husus yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden kaldırılmasına karar verilmiştir.
MAHKEMECE :
İstinaf kararı üzerine dosya esasa kaydedilmiş ve karar çerçevesinde davalı şirket yetkili temsilcisi 18/05/2022 tarihli celsede
“Öncesinde şirketin işlem hacmi genel olarak durumu çok iyi iken 2016 yılında … Bankasının müdürü değişti, gelen müdürle gereksiz sürtüşme yaşadık, ve bu sürtüşme nedeniyle vadesi gelmeyen krediyi çağırdı ve icra takibi başlattı haciz kararı aldı, fabrikanın biri satıldı, bir tane daha fabrikam vardı ancak o arada parama da haciz konulunca elektriğim kesildi, diğer fabrikayı da … Bankası sattı, 2016 yılında elektriğimiz kesilince faaliyetimiz durdu, şu anda fabrikalar açık olsa ben borcumu ödeyebilirim, iki fabrikamdan bir tanesi … Bankasına ipoteklidir, halen ipotek devam etmektedir, bunun elektriği kesildiği için faaliyetlerimi bu fabrikada yürütemiyorum, … Bankası borcundan dolayı yapılan takip borcumdan dolayı fabrikam satılmıştır, asıl üretimi bu satılan fabrikada yapıyordum, arge işini de … Bankasına ipotekli olan fabrikada yapıyordum, benim iflas gibi bir durumun ve hileli iflas gibi bir durumum yoktur, yukarıda yanlış ifade ettim ya da zapta yanlış geçti … Bankasına ipotekli fabrika halen satılmamıştır. … Bankasında şirketin 600.000,00 TL parası vardı, o sırada iki fabrika için toplam 535.000,00 TL elektrik faturası geldi, bu arada … Bankası 600.000,00 TL bankadaki paraya e-haciz koydurdu, …bankası ödeyemeyeceğini söyleyince iki fabrikanın da elektriği 2016 yılı içerisinde kesildi ve halen de kesiktir, şu anda … Bankasına ipotekli fabrikanın acil satış değeri 110.000.000,00 TL dir, bankaya olan borcun ise 12.000.000,00 TL olarak mahkeme devam etmektedir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya içeriği, delil ve belgeler ile tüm bilirkişiler raporları ve ek raporlarının, davalı şirket yetkili temsilcisinin beyanlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda:
I-Taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkin çerçevesinde davacının davalıdan alacağının bulunması, alacağını tahsilde güçlük çeken davacının İİK’nun 177.madde hükmü çerçevesinde karşı taraf borçlu hakkında iflas davası açmasının mümkün olması karşısında hukuki menfaat yokluğuna ilişkin davalı itirazı yerinde görülmemiştir.
II-Davanın esasına gelince;
İİK’nun 177.madde hükmüne göre “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir. 1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa…”. Öte yandan, iflas davaları genel dava teorisinin aksine değişen durumların nazara alınacağı dava türüdür (Yarg.23.HD., 06/11/2019 tarih, 2018/237 E.-2019/4574 K).
Davacı taraf her ne kadar açık bir biçimde İİK’nun 177.maddesinde sayılan bentlerden hangi bende dayandığını belirtmemiş ise de “davalı şirketin müvekkili şirketten ihraç kaydı ile satın alarak Afganistanda kurduğu … Şirketine ihraç ettiği makinelerin bedellerini kambiyo mevzuatı çerçevesinde Türkiyeye transfer etmediğini” ve “davalı şirket yetkililerinin müvekkiline olan borçlarını ödemekten kurtulmak için haksız, yersiz ve kötü niyetle hareket ettiklerini” beyanı ile aynı Kanunun 177/1.maddesine, “davalının malları üzerindeki takyidatların miktarı davalının mal varlığının en azından büyük bir bölümünü kaybettiğini ve davacı müvekkili şirketin alacaklarını ödemekte de acze düştüğünü” beyanla İİK’nun 177/2.maddesine dayalı olarak davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bu çerçevede, davalı tarafın Afganistan’da kurulu şirkete mal ihraç edildiğine ilişkin gümrük beyannamesi, konşimento, fatura vb.belgeleri ibraz etmediği, malın çıkışına ilişkin olarak ihraç tarihleri ve mal bedellerinin ne şekilde transfer edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığı, davalının ticari defter kayıtlarında davacı tarafın bahsettiği … adlı firmadan 1.994.842,27 TL alacaklı olduğu, kambiyo mevzuatına aykırılık tespit edilememiş (ki, suçun tespiti ceza mahkemelerinin görevi ve yetkisi içerisindedir) ise de, bu alacağın varlığının davalı tarafından ispatlanamadığı,
Davalı hakkındaki mahkememizin 2017/276 E., 2018/22 K.sayılı davalı şirket hakkındaki iflas kararının istinaf incelemeleri sonrasında 2020/38 E. 2020/47 K.ile feragat nedeniyle iflas davasının reddine karar verildiği, kararın 21/02/2020 tarihinde kesinleştiği, istinaf kararının tesis tarihi 16/01/2020 itibariyle davalı şirketin malvarlığı üzerindeki tasarruf hakkının şirket yönetiminde bulunduğu,
29/06/2021 bilirkişiler ek rapor tarihi itibariyle davalı şirketin fabrika sahasının kapalı olduğu ve faal olmadığı, icra takibi sonucunda … Bankası A.Ş.ne satıldığı, davalıya ait stokun varlığının davalı tarafından ispatlanamadığı ve bilirkişiler tarafından incelenme imkanının bulunmadığı, bu nedenle bilançodan çıkartılması gerektiği, nitekim davalıya ait fabrikanın halen kapalı olduğu ve çalışmadığı,
Bu hususlar dikkate alındığında 29/06/2021 tarihli ek raporda tespit edildiği üzere davalı şirketin özvarlık toplamının (-) 2.340.904,12 TL olduğu, yukarıda belirtilen 1.994.842,27 TL davalı defterindeki alacak kaydı da düşüldüğünde özvarlık toplamının daha da az olduğu ve borçlarını ödemekten acz durumuna düştüğü,
Ayrıca, davalı şirket hakkında Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğünün 2016/1171 E., Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/1 E. ve 2016/5048 E., Karşıyaka 2.İcra Müdürlüğünün 2016/1 E. ve 2017/4260 E.sayılı takip dosyalarından dolayı toplam 2.608.949,44 TL borcunun bulunduğu, böylece ödemelerini tatil etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, davalı borçlunun acz halinde ve ödemelerini tatil etmiş olduğu, böylece İİK’nun 177/1 ve 2.maddesinde öngörülen doğrudan iflas koşulları oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen iflas davasının kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, iddia ettiği alacağını müvekkil şirket malvarlığından tahsil etmek yerine doğrudan iflas davası açtığını, mahkemece dosyada mevcut 5 bilirkişi raporunda şirketin sermayesinde azalma olmadığının ve şirketin borca batık olmadığının tespiti karşısında mahkemece çelişkinin giderilmediğini, 29.06.2021 tarihli son raporda hatalı olan ikinci görüşün hükme dayanak alınarak davanın kabulüne karar verildiğini, 07.04.2021 tarihli ara karardaki davalı hakkındaki icra takip dosyalarının ek rapor tarihi itibarı ile kapak hesaplarının çıkartılarak inceleme yapılması kararının hukuka aykırılığını, mahkemenin dava tarihinden 4 yıl sonraki hukuki duruma göre rapor düzenlenmesi yönündeki ara kararın hukuka aykırı olduğunu her davada açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karar verilmesi gerektiğini, ara karar doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporunun aleyhe bölümü baz alınarak karar verildiğini, müvekkil şirketin tasarruf hakkına sahip olduğunun belirtildiği tarihin yanlış olduğunu, hukuka aykırı kararlar nedeniyle müvekkil şirketin yetkilisi 31.01.2018 ile 08.02.2021 tarihi arasında tasarrufta bulunamadığını, davanın kabul nedeni müvekkil şirketin ödemelerini tatil ettiği ancak davacı tarafın ödemelerin tatili nedenine dayanmadığını, kararın taleple bağlılık ilkesine açıkça aykırı olduğunu, beyanlarının duruşma tutanağına geçirilmediğini, zapta geçirilmediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili katılma suretiyle istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin borca batık olduğunu, sermayesinin eksi değerlere döndüğünün gizlendiğini, gerçekte olmayan stokun bilançoda gösterildiğini ve dolayısıyla bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, davacı müvekkil şirketten ihraç kaydıyla satın alınarak Afganistan’a ihraç edilen makinaların bedellerinin kambiyo kurallarına aykırı şekilde şirket hesaplarında tahsil edilmemiş gösterildiğini vb. hususların kanıtlanmış olmasına rağmen şirketin hileli iflasına karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece iflasına karar verildiğini beyanla davalı şirketin hileli iflasına ve Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2021/1 İflas dosyasındaki iflas takibinin aynen devam ettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 177/I-1,2.madde hükümlerine göre açılmış doğrudan iflas istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunun doğrudan doğruya iflas hallerini düzenleyen 177. Maddesinde Evvelce takibe hacet kalmaksızın alacaklının talebi üzerine:
“Madde 177 – Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar,
alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;(1)
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse
Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
(Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece Makine Mühendisi, Yüksek İnşaat Mühendisi, SMMM Bilirkişisi ve emekli icra müdüründen oluşturulan heyetten alınan ek raporda bilanço stok miktarı çıkarılarak, güncel borç miktarına göre ve davalı şirketin güncellenmiş taşınmaz bedelleri dikkate alınarak öz kaynaklarının 14.588.668,13 TL olduğu, davalı aleyhine yapılan icra takiplerinin 10/05/2021 tarih itibariyle toplam borç bakiyesinin 2.608.949,44 TL olduğu, bilanço stok miktarı çıkarılarak, güncel borç miktarına göre ve davalı şirketin taşınmazlarının ticari defter kayıtlarındaki tutarlarına göre düzenlenen bilançoda şirket öz varlık toplamının – 2.340.904,12 TL’ye indiği görüşünü bildirmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına göre davalı tarafın Afganistan’da kurulu şirkete mal ihraç edildiğine ilişkin gümrük beyannamesi, konşimento, fatura vb.belgeleri ibraz etmediği, malın çıkışına ilişkin olarak ihraç tarihleri ve mal bedellerinin ne şekilde transfer edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığı, davalının ticari defter kayıtlarında davacı tarafın bahsettiği … adlı firmadan 1.994.842,27 TL alacaklı olduğu, kambiyo mevzuatına aykırılık tespit edilemediği, kaldı ki bir iflasın taksiratlı veya hileli olduğuna karar verme yetkisi, iflas kararı veren ticaret mahkemesine değil, ceza mahkemesine aittir. Ceza mahkemesinin bir kimseyi taksiratlı veya hileli müflis olarak cezalandırabilmesi için ise, ilk önce o kimsenin ticaret mahkemesince iflasına karar verilmiş olması gerekir.
Tüm dosya kapsamından davalı şirketin fabrika binasının kapalı olduğu, faal olmadığı, davalı şirketin taşınmazlarının üzerinde yüksek meblağlı ipotekler bulunduğu, davalı şirkete ait ürün stoğunun bulunduğunun ispatlanamadığı, davalı şirket hakkında Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğünün 2016/1171 E., Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/1 E. ve 2016/5048 E., Karşıyaka 2.İcra Müdürlüğünün 2016/1 E. ve 2017/4260 E.sayılı takip dosyalarından dolayı toplam 2.608.949,44 TL borcunun bulunduğu, böylece ödemelerini tatil etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı ve davalı vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2022 tarih, 2022/162 Esas ve 2022/326 Karar sayılı kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraf vekillerine dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022