Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1519 E. 2022/1425 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1519
KARAR NO : 2022/1425

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2022
NUMARASI : 2022/747 Esas
DAVA : DOĞRUDAN İFLAS
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2022

Taraflar arasında görülen doğrudan iflas davasının yapılan açık yargılaması sırasında gider avansının suçüstü ödeneğinden karşılanması yönündeki talebin reddine dair verilen ara karara karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında verilen 28.06.2022 tarihli ara karar ile ”…Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 03/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2001 yılından bu yana tatlı sularda yapılan balıkçılık sektörlerinde faaliyet gösteren bir gerçek kişi işletme olduğunu, ancak, son yıllarda ekonomide yaşanan gerileme ve resesyon gerekse de alacakların tahsilinde yaşanan problemler ve gerekse de kredi kurumlarının kredileri tanımlamayarak yeni kredi imkanı tanımamaları nedeni ile müvekkilinin mali açığının her geçen gün arttığını ve şu an itibari ile borç tutarının sermayesinin iki katını geçmiş bulunduğunu, Müvekkili iş sahibi şirketin borç tutarının sermayesinin iki katını geçmiş olması ve borca batık olması nedeni ile İİK uyarınca alacaklıların haklarının korunması amacı ile müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 07/06/2022 tarihli tensip zaptının 13. Nolu bendinde “13-Davacı vekiline, 2004 Sayılı İİK nun 160/1-2 maddesi ve 6100 sayılı HMK nun 120/2 maddesi gereğince tapuya, ticaret sicil memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, menkul kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelenlere yazılması muhtemel müzekkere gideri 2.000,00-TL, tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerde 2 ilan gideri 9.000,00 TL, iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir yerel gazetede 2 defa ilan ücreti 3.000,00 TL, 2 defa Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ücreti 3.000,00 TL, ilk alacaklılar toplantısı yapılana ve iflas karar tebliği ile kanun yolları tebliğ ve posta masrfları için 3.000,00.TL olmak üzere peşin olarak alınması gerekli toplam 20.000,00-TL gider avansından peşin yatırılan 440,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 19.560,00.TL gider avansını mahkememiz veznesine depo etmesi için DAVACI VEKİLİNE 4 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE, kesin süre ve ihtarat içeren tensip zaptının tebliğ tarihinden itibaren 4 HAFTALIK KESİN SÜRE İÇERİSİNDE 19.560,00-TL GİDER AVANSINI MAHKEMEMİZ VEZNESİNE DEPO ETMEDİĞİ TAKTİRDE 6100 sayılı HMK’nun 114/1-g maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK’nun 115/2 maddesi gereğince DAVANIN DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI NEDENİYLE USULDEN REDDİNE karar verileceğinin İHTARINA, (Tensip zaptı tebliği suretiyle)” karar verilmiştir.
İhtarat içeren tensip zaptı davacı vekiline 13/06/2022 tarihinde elektronik posta adresine tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 22/06/2022 tarihli dilekçede özetle, mahkememizce 07/06/2022 tarihli tensip tutanağında “13-Davacı vekiline, 2004 Sayılı İİK nun 160/1-2 maddesi ve 6100 sayılı HMK nun 120/2 maddesi gereğince tapuya, ticaret sicil memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, menkul kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelenlere yazılması muhtemel müzekkere gideri 2.000,00-TL, tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerde 2 ilan gideri 9.000,00 TL, iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir yerel gazetede 2 defa ilan ücreti 3.000,00 TL, 2 defa Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ücreti 3.000,00 TL, ilk alacaklılar toplantısı yapılana ve iflas karar tebliği ile kanun yolları tebliğ ve posta masrfları için 3.000,00.TL olmak üzere peşin olarak alınması gerekli toplam 20.000,00-TL gider avansından peşin yatırılan 440,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 19.560,00.TL gider avansını mahkememiz veznesine depo etmesi için davacı vekiline 4 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre ve ihtarat içeren tensip zaptının tebliğ tarihinden itibaren 4 haftalık kesin süre içerisinde 19.560,00-tl gider avansını mahkememiz veznesine depo etmediği taktirde 6100 sayılı hmk’nun 114/1-g maddesi delaletiyle, 6100 sayılı hmk’nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, (Tensip zaptı tebliği suretiyle)” karar verildiğini, Borca batık durumda olan müvekkil; dava dilekçemizde belirttiğimiz nedenlerle ticari hayatına devam edemeyecek nitelikte borçlanmış ve Mahkemenize işbu iflas başvurunda bulunma zorunluluğu doğduğunu, borca batık olan müvekkiline yüklediği masraf ve bundan sonraki aşamalarda yükletilebilecek masrafların hazineden (suç üstü ödeneğinden) karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114. Maddesinde;
“(1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”,
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. Maddesinde;
(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.
6100 sayılı HMK’nın “Harç ve gider avansının ödenmesi” başlıklı 120. Maddesinde;
1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.
3) (Ek:22/7/2020-7251/9 md.) Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır
6100 sayılı HMK’nın “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324. Maddesinde;
1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.”,
6100 sayılı HMK’nın “Resen yapılması gereken işlemlere ilişkin giderler” başlıklı 325. maddesinde;
1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere 6100 sayılı HMK’nın 325. Maddesi kpasamındaki “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller..”hükmünde belirtilen husus, delil avansı ile ilgili olup, 6100 sayılı HMK’nın 324. Maddesinde düzenlenmiştir. Oysa Mahkememizce 07/06/2022 tarihli tensip zaptının 13. Nolu bendinde davacı vekiline, 2004 Sayılı İİK nun 160/1-2 maddesi ve 6100 sayılı HMK nun 120/2 maddesi gereğince delil avansı değil, gider avansını yatırması için kesin süre içeren ihtarat gönderildiği ve davacının dava şart olan gider avansının Mahkememizce resen başvurulan delil avansı niteliğinde olmadığı, davacı tarafından yatırmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin 07/06/2022 tarihli tensip tutanağı ile borca batık olan müvekkiline yüklediği masraf ve bundan sonraki aşamalarda yükletilebilecek masrafların hazineden (suç üstü ödeneğinden) karşılanmasına karar verilmesi yönündeki talebin reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesi ile Davacı vekilinin 22/06/2022 tarihli dilekçesindeki talebinin REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Verilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK M. 325 ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; iflas talebinde bulunan davacı iflas masraflarını karşılayamıyor ise; iflas davasının kamu davası niteliği taşıması nedeni ile masrafların hazineden karşılanmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, doğrudan iflas davasında gider avansının suçüstü ödeneğinden karşılanması talebin reddi ara kararına ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar” başlıklı 341. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Buna göre istinaf kanun yoluna başvurulabilecek ilk karar türü; ilk derece mahkemelerince yargılamaya son veren ve hakimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran nihai kararlar olup ara kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Zira, ara kararların nihai kararın istinaf incelemesi sırasında denetiminin yapılması mümkündür.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı vekilinin doğrudan iflas davasında gider avansının suçüstü ödeneğinden karşılanması talebinin reddi ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün olmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;

1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/747 Esas sayılı dava dosyasında verilen 28/06/2022 tarihli ARA KARAR, istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın davacıya iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince davacı vekiline tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda kesin olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.