Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1472 E. 2022/1437 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1472
KARAR NO : 2022/1437
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2022
NUMARASI : 2022/658 Esas 2022/642 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin tam hisse ile aynı zamanda şirket müdürü olan davacı …’ya ait olduğunu, şirketin 01/09/2021 tarih itibariyle toplam çalışan sayısının 1 kişi olduğunu, firmanın kamuya ve diğer müteahhitlere taşeron olarak iş yapan bir taahhüt firması olduğunu, son yıllarda kamu ihaleleri ve ödemelerine getirilen kısıtlama, firmayı alacaklarını tahsil etmede ve yeni iş almakta zorladığını, artan maliyetler, alacakların zamanında tahsil edilememesi, nakit döngüsünü bozulması nedenleriyle konkordato ilan etme kararına ulaşıldığını ileri sürerek, borçlarını tenzilatsız faizsiz 12 ay ödemesiz, 36 ay vadeyle 4 yıllık sürede ödeme teklifi ile konkordato talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda : Davacı şirketin 2021 yılı 1. Dönem (Ocak Şubat, Mart), sonunda brüt satışlar tutarının 1.488.587,50 TL olduğu, bu dönemden sonra şirketin herhangi bir gelirinin olmadığı, sadece giderlerinin arttığı, şirketin 3. dönem geçici vergi beyannamesindeki gelir tablosu dikkate alındığında 171.470,45/9 ay=aylık 19.052,27 TL gelirle konkordato projesinin uygulanma olanağının olmadığı, şirketin kamuya ve diğer müteahhitlere taşeron olarak iş yapan bir taahhüt firması olduğu ve sadece 1 çalışanının olduğu dikkate alındığında ve ancak kendisine iş verildiği taktirde gelir elde edebileceği, duruşma günü itibariyle kendisine iş verildiğine ya da gelir elde edeceğine yönelik herhangi bir delil ibraz edilmediği, bu nedenle gelir elde etmeyen davacı şirketin konkordato projesini gerçekleştirme ihtimalinin bulunmadığı, ön projede beyan edildiği gibi kârlılığı yakalayabilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından talep edenin geçici mühletin kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Somut olayda, talep eden şirketin gerek geçici mühlet verildiği tarihten önce, gerek sonrasında borçlarını ödeyecek ve kâr yapacak seviyeye ulaşamadığı, borçlarını ödemesinin mümkün olmadığı, herhangi bir borç ödemesi yapmadığı gibi faaliyet karı, nakit avans desteği, alacakların tahsili gibi kaynak artırım yoluna da gidilmediğinin anlaşıldığı, talep eden yönünden sunulan konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK.’nın 292/1-b maddesi kapsamında talep eden şirketin borca batık olması gerektiği şartı aranmadığı gibi, bunun için bilirkişi raporu alınmasının da zorunlu olmadığı; şirketin konkordato ön projesinde hedeflenen karlılığın ve borç ödeme gücüne kavuşmasının ve dolayısıyla konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, 2004 sayılı İİK.’nın “Geçici Mühlet” başlıklı 287/5.maddesi delaletiyle 292/1-b maddesi gereğince talep eden borçlu şirket hakkında iflas kararı verilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin 2022/301 Esas 2022/683 Karar sayılı ilamı ile ;
Mahkemece İİK 287 maddesi gereğince geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla yukarıdaki açıklamalar ışığında SMM bağımsız denetçi ve sektörden anlayan komiserinde eklenmesiyle oluşturulan heyetten rapor alınması, konkordatonun başarıya ulaşma şansının bulunması halinde İİK 289. madde göz önünde bulundurularak 1 yıllık kesin süre verilmesi hususlarının değerlendirilebilmesi ve buna dair incelemelerin yapılabilmesi için geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde geçici mühlet süresinin 2 ay uzatılması talebinin reddine 3 aylık geçici mühletin kaldırılmasına konkordato isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemenin kabulüne göre de talep eden şirket hakkında iflas kararı verilmesi yönünden;
Mahkemece yapılacak iş, davacı şirketin yukarıda belirtilen ilkeler esas alınarak aktif malvarlığının en son rayiç değerlere göre konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor ile borca batıklığın tespit edilmesidir.
Yapılacak inceleme neticesinde davacı şirketin borca batık olmadığının ve İİK’nın 292. maddesindeki şartların bulunmadığının anlaşılması halinde; iflas kararı verilmeksizin konkordato talebinin reddi ile yetinilmesi aksi durumda ise iflas kararı verilmeden önce yine İİK’nın 292/2 fıkrası uyarınca şirket yetkilisi duruşmaya bu maddeye göre dinleneceği meşruhatı verilen davetiye ile çağrılarak geldiği takdirde, beyanı alınarak hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde olmamıştır. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2190 Esas 2022/591 Karar)
Bu durumda Dairemizce, konkordato isteminde bulunan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının istinaf yasa yoluna başvuran talep eden şirket yönünden kaldırılmasına, İİK’nin 287. maddesi uyarınca 2 ay geçici mühlet verilmesine dair yeniden karar verilmesine, aynı Kanunun 293/2. maddesinin 3. cümlesi uyarınca, dosyanın komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
MAHKEMECE :
Geçici komiser olarak atanan …, … ve …’dan oluşan geçici komiser heyetinden alınan 13/06/2022 tarihli raporuna göre, Davacı şirketin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 804.132,59-TL olup borca batık olmadığı, 31/12/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 711.475,27-TL olup borca batık olmadığı, 31/05/2022 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 710.951,47-TL olup borca batık olmadığı, Temmuz 2021 döneminde çalıştırılan 1 personelin 11/03/2022 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığı, şirketin gelir tablolarında 01/01/2021-31/12/2021 dönem aralığında 1.488.587,50-TL ne t satış gerçekleştiği, dönem karının 331.738,36-TL olduğu, şirketin 2021 yılı hesap döneminde ön projede hedeflediği, 2.688.300,00-TL satış tutarını gerçekleştiremediği ve sadece % 55 oranında gerçekleştirebildiği, 01/01/2022-31/05/2022 dönem aralığında ise hiç satış gerçekleştiremediği, bu dönemde karın aksine 523,80 TL zarar ettiği, şirketin 01/01/2022-31/05/2022 dönem aralığında ön projede hedeflediği, 1.232.137,50-TL satış tutarını hiç gerçekleştiremediği, şirket faaliyetlerinin ön projeyle uyumlu olması gerektiği, bu çerçevede şirketin ön projesinin konkordato hükümleri kapsamında uygulanabilir olmadığı ve konkordatonun başarıya ulaşmasının gerçekçi görünmediği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, zarar eden, çalışan personeli bile bulunmayan, gelir elde etmeyen davacı şirketin konkordato projesini gerçekleştirme ihtimalinin bulunmadığı, ön projede beyan edildiği gibi kârlılığı yakalayabilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından talep edenin geçici mühletin kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Talep eden şirket hakkında iflas kararı verilmesi yönünden;
Yapılan inceleme neticesinde davacı şirketin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 804.132,59-TL olup borca batık olmadığı, 31/12/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 711.475,27-TL olup borca batık olmadığı, 31/05/2022 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 710.951,47-TL olup borca batık olmadığı ve İİK’nın 292. maddesindeki şartların bulunmadığının anlaşılması nedeniyle, iflas kararı verilmeksizin konkordato talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Geçici komiser heyeti raporu taraflarına sunulmadan savunma ve görüşleri alınmadan karar verildiğini, 15/12/2021 – 14/04/2022 tarihleri arasında hakkında mahkemenin ilk kararı ile verilen iflasın etkilerini fiilen yaşadığını işlerin tasfiyesine başlandığını 14/04/2022 tarihinden sonra iflas kaldırılarak tekrar konkordato tedbirleri getirildiğini, bu dönemde komiserlerce yapılan incelemelerin sadece yasal defterler üzerinde kaldığını, icra dairesince yapılan iflas işlemlerinin firma üzerindeki etkisinin incelenmediğini, bu döneminde defterlere henüz kaydedilmemiş fiili satışlar, alacak ve borç hareketleri görülemediğini gerçek durumu gösteremeyecek verilerle firmanın “borca batık olmadığı” kararıyla tüm taleplerinin reddedildiğini, firmanın gayri nakdi risklerinin oldukça yüksek olduğunu kabul edilmesi halinde konkordato sürecinde bu risklerinde sona erdirilme amacı taşıdığını, firmanın geri dönüşü olmayacak bir duruma girdiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak, firmanın sona erdirilmesi için karar alınmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı şirketin ekonomik durgunluktan etkilendiğini ileri sürerek, İİK’nun 285. ve şirket tasfiyesi ile ilgili bu madde hükümleri gereği konkordato geçici mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
14/12/2021 tarihli Geçici Konkordato Komiseri Hukukçu Dr. Öğretim Üyesi …’ın raporuna göre, davacı şirketin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 804.132,59 TL olup borca batık olmadığı, 2021 yılı 1. Dönem (Ocak Şubat, Mart), 2. Dönem (Nisan, Mayıs, Haziran), 3. Dönem (Temmuz, Ağustos, Eylül) vergi beyannamelerine göre brüt satışlar tutarının 1.488.587,50 TL olduğu, 1. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 197.657,75 TL kar elde ettiği, 2. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 184.564,10 TL kar elde ettiği, 3. Dönem 3 aylık gelir tablosunda 171.470,45 TL kar elde ettiği, şirketin 3. dönem geçici vergi beyannamesindeki gelir tablosu dikkate alındığında 171.470,45/9 ay=aylık 19.052,27-TL aylık gelir elde ettiği, Ekim 2021 döneminde herhangi bir gelirin elde edilmediği, kasım 2021 döneminde 118.000,00 TL tutarında hasılat gerçekleştiğinin beyan edildiği, ancak yapıldığı iddia edilen işler ile ilgili fatura ibraz edilmediği, davacının mal varlığının ve şirket karlılık miktarlarının konkordato projesini başarıya ulaştırma kapsamında yeterli görülmediği, davacı şirket açısından konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin yüksek ölçüde alacaklarını tahsil etme ihtimaline bağlı olduğu görüşünü bildirmiştir.
Mahkemece 15/09/2021 tarihinden başlayarak 3 ay geçici mühlet verilmiştir.
Dairemizce 14/04/2022 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararından sonra mahkemece geçici komiser olarak hukukçu …, sektörden anlayan … ve bağımsız denetçi komiser …’dan oluşturulan geçici komiser heyeti 13/06/2022 tarihli geçici komiser raporunda; Davacı şirketin 31/07/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 804.132,59-TL olup borca batık olmadığı, 31/12/2021 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 711.475,27-TL olup borca batık olmadığı, 31/05/2022 tarihi itibariyle kaydi değer bilançolarında öz varlığının olumlu (+) 710.951,47-TL olup borca batık olmadığı, Temmuz 2021 döneminde çalıştırılan 1 personelin 11/03/2022 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığı, şirketin gelir tablolarında 01/01/2021-31/12/2021 dönem aralığında 1.488.587,50-TL net satış gerçekleştiği, dönem karının 331.738,36-TL olduğu, şirketin 2021 yılı hesap döneminde ön projede hedeflediği, 2.688.300,00-TL satış tutarını gerçekleştiremediği ve sadece % 55 oranında gerçekleştirebildiği, 01/01/2022-31/05/2022 dönem aralığında ise hiç satış gerçekleştiremediği, bu dönemde karın aksine 523,80 TL zarar ettiği, şirketin 01/01/2022-31/05/2022 dönem aralığında ön projede hedeflediği, 1.232.137,50-TL satış tutarını hiç gerçekleştiremediği, şirket faaliyetlerinin ön projeyle uyumlu olması gerektiği, bu çerçevede şirketin ön projesinin konkordato hükümleri kapsamında uygulanabilir olmadığı ve konkordatonun başarıya ulaşmasının gerçekçi görünmediği belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; geçici komiser heyeti tarafından şirketin kayden borca batık olmadığının rapor edilmesine, şirketin ön projede hedeflediği, satış tutarını gerçekleştirememesine, şirket faaliyetlerinin ön projeyle uyumlu olmamasına, bu çerçevede şirketin ön projesinin konkordato hükümleri kapsamında uygulanabilir olmadığı ve konkordatonun başarıya ulaşmasının gerçekçi görünmemesine göre; davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarih, 2022/658 Esas ve 2022/642 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022