Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1412 E. 2022/1398 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1412
KARAR NO : 2022/1398
KARAR TARİHİ: 08/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : 2021/1749 Esas 2022/563 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin tekne park ve tamir hizmeti veren, tersane işleten bir şirket olduğunu, … isimli tekneyi tersaneye getirerek teslim eden kaptanın davalı …. ‘nin çalışanı ve temsilcisi sıfatı 24.11.2014 tarihli Kışlama Sözleşmesini şirketi temsilen imzaladığını, 22.11.2012 ile 30.03.2015 tarihleri arasında toplam 4 aylık ücret olarak belirlenen tersaneye ait kışlama bedelinin 4020 Euro olduğunu, belirlenen tarihten itibaren teknenin denize çıkarılmaması halinde kışlama ve/veya çek çek bedeli olarak yeni ücret uygulanacağını, Bodrum 2.İcra Müdürlüğünün 2019/7795 sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine yapılan ilamsız takibe geçildiğini, davalı borçlunun takibe itirazı nedeni ile takibin durduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; 29.429 euro tutarındaki alacağının davalıdan tahsiline ve bunu teminen Türk Ticaret Kanununun 1320, 1321 vd. hükümleri uyarınca davalı şirkete ait … teknesi üzerine kanuni rehin hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE: “Dava, … isimli teknenin davacı şirkete ait tekne parkında kışlaması nedeni ile açılan alacak davasıdır. Dava tek hissedara karşı açılmıştır. Diğer hissedarlar … ve …’in zorunlu dava arkadaşlığı nedeni ile davaya dahil edilmesi gerekmektedir. Ancak davacı dava açmadan önce, sadece davalı … ne karşı arabuluculuğa müracaat etmiş, davaya dahil edilmesi gereken ( zorunlu dava arkadaşları olan) … ve …’e karşı arabuluculuğa müracaat etmemiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na, 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile eklenen “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin ilk iki fıkrasına göre; arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edildiği, işbu dava açılmadan önce adi ortakların tümüne karşı arabulucuya başvurulmadığı ve buna göre dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından HMK 114/2 düzenlemesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Müvekkil …. ‘ nin 2014 yılı itibarı ile tahakkuk eden ( bakiye çekek bedellerinin) tahsili hakkı yasaların amir hükümleri gereği olup, davalı şirket adına sunulan beyanlar içeriğinde bu sorumluluğun teknenin diğer malikleri yönündeki muaraza yaşanan 3. kişilere de atfedilmesi gerektiği yönündeki açıklamalar ; müvekkil …. ‘ni ilgilendiren bir husus olmayıp hakikaten kötüniyetli ve afakidir. … şti. Tarafından … isimli teknenin gemi vasfından çıkarıldığı yönündeki iddialarımızda Sayın Mahkemece nazara alınmamış, … Gemi sicil müdürlüğüne kayıtlı ticari yat’ın yasal tescil işlemlerinin tamamlanmamış olduğu yönündeki iddiamız da araştırılmadan Davalı şirketin kötüniyetli şekilde ” adi ortaklığın mevcudiyeti ” şeklindeki beyanlarına doğrudan itibar edilerek , ” mecburi dava arkadaşlığının kabul edilmesi ” işbu istinaf talebinin sunulması zorunluluğunu kaçınılmaz hale getirmiştir. Keza müvekkil ….’nin alacağının muhatabı ; dava dilekçemiz ekinde sunulan kışlama sözleşmesi gereği donatan sıfatı ile …Şti.dir. ” gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, tekne kışlama sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın1064. Maddesi ” Birden çok kişinin paylı mülkiyet şeklinde malik oldukları bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi adına ve hesabına suda kullanmaları hâlinde donatma iştiraki vardır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İştirakin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı sorumluluğu düzenleyen TTK’nın 1080. Maddesi ise” (1) Deniz alacaklarından sorumluluğun sınırlandırılmasıyla ilgili hükümler saklı kalmak üzere, paydaş donatanlar, iştirakin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı iştirak payları oranında şahsen sorumludurlar.” şeklindedir.
… Liman Başkanlığının yazı cevabına göre … isimli teknede davalı şirketin yüzde 33,3 hisseye sahip olduğu, teknenin davacı şirkete ait tekne parkında kışlaması nedeni ile davanın tek hissedarına karşı alacak davası açıldığı, diğer hissedarların zorunlu dava arkadaşlığı nedeni ile davaya dahil edilmesi gerektiği, bu hissedarlar yönünden arabuluculuğa müracaat edilmediği gerekçesi ile usulden ret kararı verilmiş ise de, davanın adi ortaklığa karşı açılmayıp 1/3 oranında paya malik olan davalıya karşı açıldığı, paylı mülkiyeti sahip olan tekne hissedarlarının TTK’nın 1080. Maddesi uyarınca iştirakin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı iştirak payları oranında şahsen sorumluluklarının bulunduğu, … Şti.’ne karşı arabulucuya başvurulduğundan bu davalıya karşı dava açılabileceği görülmüştür.
O halde; mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde diğer hissedarlar … ve …’in zorunlu dava arkadaşlığı nedeni ile davaya dahil edilmesi gerektiği, bu hissedarlar yönünden arabuluculuğa müracaat edilmediği gerekçesi ile usulden ret kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmeksizin, kararın HMK nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2022 tarih 2021/1749 Esas 2022/563 Karar sayılı kararın 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin (maktu) karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2022