Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1360 E. 2022/1440 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1360
KARAR NO : 2022/1440
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : 2020/420 Esas 2021/958 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

Davalı vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında … isimli tekne için çekme atma bağlama sözleşmesi imzalandığını, ödenmeyen bağlama ücreti ile elektrik ve su alacaklarının tahsili için takip yaptıklarını beyanla davalının itirazının iptali ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE :
Taraflar arasında davalıya ait … isimli tekne için çekme atma bağlama sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeye uymayarak teknesine ait 2019 yılına ait bağlama ücreti, elektrik ve su kullanım bedellerini ödemediği, davacı alacağı nedeniyle davalı aleyhine takip başlatmış olduğu görülmüştür.
Davalının davaya süresinde cevap vermediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Davacının 2019 yılı Resmi defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri süresinde olduğundan taraf lehine delil teşkil ettiği,
Davacı taraf 2019 yılma ait resmi defterlerine göre, davalıya ait cari hesabın 32.293,19 TL devrettiği yani davalının davacıya olan borcu olarak göründüğü ,2020 yılına ait davalının davacı hesabına yatırdığı 635,00 TL Marina Bedeli açıklamalı …bank dekontu olduğu bunun davalı lehine bakiyeyi azaltıp cari hesabın 31.658,19 TL kaldığı,
Davacının takip talebinde davacının davalı aleyhine 13.975,85 TL asıl alacak, 6.280,85 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 20.256,70 TL talep ettiği, 28.01.2018 tarihli sözleşmede, davalı tekne sahibinin bu sözleşmede belirtilen süre için tahakkuk edecek Bağlama/Çekme/ Atma ücreti peşin olarak ve tek defada ödeneceğinin süresinde ödenmeyen bağlama ücretine aylık %3 oranında faiz işletileceği maddesi taraflar arasında karşılıklı olarak imza altında alındığının görüldüğü, aylık gecikme faizinin 5.772,03-TL olarak mahkememizce hesaplandığı, takip tarihinden sonra dava tarihine kadar davalının herhangi bir ödeme yapmadığı, icra takip tarihinden itibaren davacının taleplerinin doğrultusunda sözleşme gereği aylık % 3 gecikme faizi uygulanması gerektiği kanaatine varılmış, Çeşme İcra Müdürlüğünün 2019/151 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 13.975,85-TL asıl alacak, 5.772,03-TL işlemiş gecikme faizi olmak üzere toplam 19.747,88-TLden oluşan borca ilişkin itirazın iptaline, takip talebinde belirtilen şartlar altında devamına,
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı itirazlarını duruşmada ve rapora itirazlarında ileri sürdüklerini, davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği için teknede hasarlar olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını taleple davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; bağlama ücreti, elektrik -su kullanım bedellerinin tahsili için yapılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı yada müteşebbis olması gerekir.
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında, tekne bağlama hizmet sözleşmesi alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasının açıldığı 14.10.2019 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davalının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu hizmet sözleşmesinin de tüketici işlemi sayıldığı ve eldeki davanın daha özel nitelikte mahkeme olan tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. (Aynı yönde Bknz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.02.2019 tarih ve 2017/409 Esas, 2019/159 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.10.2017 tarih ve 2016/2676 Esas 2017/4943 Karar sayılı İlamı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 28.11.2013 tarih ve 2013/12062 Esas 2013/26149 Karar sayılı İlamı)

O halde yerel mahkemece; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2. maddesinde yer alan ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine ilişkin hüküm ile davanın görüldüğü İzmir İli’nde müstakil tüketici mahkemesi’nin bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi’nce işin esasının incelenmesi neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 355 ve 353/(1)-a-3. maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın re’sen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 Tarih, 2020/420 Esas ve 2021/958 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 355. ve 353/(1)-a-3 maddeleri gereğince RE’SEN KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için dava dosyasının görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
4-Karardan bir örneğin istinaf kaydının kapatılması için İzmir 4. Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine,
5-Kararın re’sen kaldırılması nedeniyle istinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının yatıran davalıya iadesine,
6-İstinaf kanun yolu başvurusu aşamasında istinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.