Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1319 E. 2022/1358 K. 16.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1319
KARAR NO : 2022/1358

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/05/2022
NUMARASI : 2021/414 Esas
DAVA : SIRA CETVELİNE İTİRAZ
KARAR TARİHİ : 16/08/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/08/2022

Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında 12.05.2022 tarihli ara karar ile; ”…Talepte bulunan davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı müflis şirketten cari hesaplardan kaynaklanan kesinleşmiş 27.11.2019 iflas tarihi itibariyle 15.228.754,05 TL alacağının bulunduğunu, kesinleşmiş icra takibinde alacağın tahsil edilebilmesi için işlemler devam ederken borçlu şirketin iflasına karar verilmiş olduğunun öğrenilmesi üzerine Menemen İflas Dairesi’nin 2019/1 İflas sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yapıldığını, ancak iflas masasına kayıt talebinin davalı iflas idaresi tarafından reddedildiğini, müflis şirketin müvekkiline 11.07.2012 tanzim, 25.07.2012 vade tarihli 1.163.596,84 USD bedelli bonodan kaynaklanan borcu bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla İzmir 1.İcra Müdürlüğü’nün 2012/12218 Esas sayılı dosyası ile açılan takibin kesinleştiğini, iflas müdürlüğüne süresinde başvuru yapıldığını bildirerek, alacaklılar toplantısına katılım sağlaması ve alacağın sıra cetveline iflas tarihi itibariyle hesaplanan miktar üzerinden kaydı yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesi ile, iflas idaresinin icra takipleri kesinleşmiş olsa bile bununla bağlı olmadığını, işbu talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle talebin reddine karar verildiğini savunmuştur.
Talep, HMK’nun 389 vd.madde hükümlerine göre ileri sürülmüş tedbiren davacı alacaklının alacaklılar toplantısına katılması ve alacak kaydının yapılmasına ilişkindir.
Anılan madde hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkememizin 02/09/2021 tarihli ara kararı ile, davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi yönünden dava konusu alacağın varlığı-yokluğu ya da miktarı hususunda taraflara ait ticari defter, kayıtlar ve belgeler de incelenmek sureti ile rapor düzenlenmesine, raporun ibrazından sonra davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesine karar verildiği,
Bilirkişi … tarafından 10/12/2021 havale tarihli kök rapor ve 28/03/2022 havale tarihli ek rapor düzenlendiği, taraf vekillerine tebliğ edildiği, rapora karşı taraf vekillerinin 18/04/2022 uyap tanzim tarihli beyan ve itiraz dilekçesi sundukları,
Mahkememizin 27/11/2019 tarihli 2016/515 E. 2019/723 K.sayılı davalı şirketin iflasına ilişkin kararın 28/03/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Açıklanan hukuki ve maddi olguların ışığında, tüm dosya içeriği, delil ve belgelerin, işin özelliği ve şartların değerlendirilmesi sonucunda;
Bilirkişi raporunda davalıya ait ticari defter kayıtların muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulduğu, dava dayanağı çekin ticari defterde kayıtlı olduğu belirtilmiş ise de, müstenidatları mal ve para mübadelesinin denetime elverişli olacak şekilde ortaya konulmadığı, müflis şirket temsilcilerinin iflas kararından sonra davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeleri halen iflas idaresi memurlarına teslim etmediği, buna rağmen davalı ile ilgisi belirlenemeyen … isimli şahıs tarafından davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgelerin davacı şirkete ait adreste bilirkişi incelemesine sunulduğu ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, ayrıca ticari defter kaydına göre davalı müflis şirketin çek lehdarı … şirketinin davalı müflis şirkete 1.279.337,91 TL borcunun bulunduğu, iflas idaresi vekilinin 29/12/2021 uyap tanzim tarihli dilekçesine ekli 18/06/2021 tarihli vergi inceleme raporunda atıf yapılan 18/06/2021 tarihli vergi tekniği raporunda sadece 2019 yılı için mahkememizin 2021/386 E.sayılı dosyada davacı şirket ve 2021/387 E.sayılı dosyada davacı şirket ve 2021/388 E.sayılı dosyasında davacı şirket tarafından yüklü miktarlarda gerçeği yansıtmayan sahte belgeler düzenlendiğinin belirtildiği, böylece davacı tarafın dava konusu alacağını yaklaşık ispat seviyesinde ispatlayamadığı ..” gerekçesi ile davacı alacaklının alacaklılar toplantısına katılması ve alacak kaydının yapılması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağı tamamen reddedilen alacaklının süresi içinde sıra cetveline itiraz davası (m.235,1.) açmış olması halinde, bu sıra cetveline itiraz davasına bakan ticaret mahkemesi, yasa gereği, davacı alacaklının alacaklılar toplantısına katılması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceğine, (m.235,237). (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Kanunu, cilt 4.sayfa 3284,1997). Diğer yandan, HMK 390. maddedeki ispatın yaklaşık ispat olduğunu ve ikinci alacaklılar toplantısına, davacının alacak talebi ile sınırlı şekilde ve oy kullanmaksızın katılmasına izin verilmesinde bir usulsüzlük olmayacağı gibi, işin esası ile ilgili karar verildiği anlamına da gelmeyeceğini, zira İİK 235. maddede yer verilen 302. maddenin bir anlamda buna engel olduğunu, ayrıca, geçici hukuki koruma niteliğinde tedbir kararı verilebilmesi için işin yargılamayı gerektirip gerektirmediği hususunun tartışılması yerinde olmadığından ve yasal düzenlemenin amacı ile bağdaşmadığından müvekkilinin alacaklılar toplantısına katılma yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ..’in, ticari iş ilişkisi kapsamında müflis … Şti.nden 27.11.2019 tarihi -iflas tarihi- itibariyle 15.228.754,05-TL tutarında alacaklı olup; 11.07.2012 düzenleme tarihli, 25.07.2012 vade tarihli ve 1.163.596,84 USD bedelli bonodan kaynaklanan işbu alacağın İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12218 Esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine icra takibine konulduğunu ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin alacağının kambiyo senedine ve kesinleşmiş icra takibine dayalı olduğundan, alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünü aşan şekilde ispatlandığını, 18.06.2021 tarihli vergi inceleme ve vergi tekniği raporlarının müvekkili hakkında değil, müflis şirket hakkında düzenlendiğini, müvekkili ile müflis şirket arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamakta olup, müvekkilinin alacağının dayanağını oluşturan bonoyu lehdar- … unvanlı şirketten doğan alacağına istinaden bir ödeme aracı olarak ciro yoluyla iktisap ettiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 11.12.2002 tarih ve E:165- K: 195 sayılı kararı ile ifade edildiği üzere “… Kambiyo senetleri doğumlarına neden olan hukuki işlemle bağlı durumda bulunmayan senetlerdir. Bu nedenle, senedin doğumuna neden olan hukuki işlemdeki sakatlık hali kambiyo senedine yansımaz. Senedin devrinde hamil, cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarını değil, senette yazılı hakları” devraldığını, ihtiyati tedbirin sağladığı geçici hukuki korumanın sağlanamaması halinde ciddi bir zarar söz konusu olacağından uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nin 389 vd. maddelerinde düzenlenen yasal koşulların oluştuğunu, ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, sıra cetveline itiraz davasında verilen ihtiyati tedbirin reddine dair ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/414 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbirin reddine ilişkin olarak verilen 12/05/2022 tarihli ARA KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/08/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.