Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1296 E. 2022/1355 K. 16.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1296
KARAR NO : 2022/1355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2022 (Ara karar)
NUMARASI : 2022/682 Esas
TALEP : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 16/08/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/08/2022

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkili ile davalı şirket arasında süregelen ticari ilişki nedeni ile davalı şirketin, taraflar arasındaki cari hesap ve fatura alacağından kaynaklanan bakiye 40.157,60 TL (işlemiş faiz hariç) borcu bulunduğunu, davacı müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini cari hesapta bulunan fatura/ sözleşmeler konusu işleri yaparak davalıya teslim ettiğini, ancak yapılan işler nedeni ile kesilen fatura bedellerinin tam ve eksiksiz olarak ödenmediği için müvekkili şirketin cari hesap alacağının bulunduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2021/6972 esas sayılı dosyası ile ilamsız bir icra takibinin başlatıldığını ancak davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiğini, itirazların haksız olduğunu, itiraz dilekçesindeki iddiaların tamamının; soyut genel geçer, hukuka aykırı ve aynı zamanda haksız olduğunu, davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeniyle müvekkilinin alacağının sürüncemede kaldığını bu nedenle de müvekkilinin maddi açıdan zarara uğradığını, borçluya borcun ödenmesi konusunda ihtaratta bulunulduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ödeme yapılmamış olmasının borçlunun ödememe iradesini de gösterdiğini, müvekkilin alacağını alamama ve borçlunun mal kaçırması halinde zarara uğrama ihtimali bulunduğundan davalının mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına; mahkeme tarafından bu talebin kabul görmemesi halinde dava sonuçlanıncaya kadar davalı adına kayıtlı mal ve haklar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça müvekkilinin alacağını alamama ve borçlunun mal kaçırmasından dolayı zarara uğrama ihtimalinin bulunması sebebi ile davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz, kabul edilmediği takdirde ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de;
Uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebilecektir.
İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır.
Davacı talebi taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağına ilişkin olup üzerine tedbir uygulanabilecek herhangi bir menkul veya gayrimenkul malın uyuşmazlık konusu olmaması sebebi ile davalının mal varlığı üzerine tedbir uygulanması mümkün olmadığından davacı tarafın tedbir talebinin HMK 389 vd. Maddesi hükümleri uyarınca yerinde olmadığı,
Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinde ise; 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımakta olup İİK nun 258/1.maddesinde; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde belirtilen husus alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulmasını gerektirir.
Davacı tarafça talep edilen alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edilmiş olmakla, takip dayanağı faturanın tek taraflı düzenlenen belgeler olduğu alacağın varlığını kanıtlamaya yeter nitelikte belgeler olmadığı, davacı tarafça alacağın varlığı ile ilgili olarak başka başka herhangi bir belge ibraz edilmediği dolayısıyla davacının alacağının varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirmesi ve alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilememiş olması sebebi ile davacı yararına İİK un 257 inci maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediği…” gerekçesi ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ”Sorumluluğu kabul etmeme ve borcu ödememeye yönelik tutumu” nedeniyle mal kaçırma ihtimaline binaen ivedi olarak teminat altına alınmamış olan 41.682,49.TL alacağın yerel mahkemenin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile verdiği ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebimizin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle itirazın iptalinde uyuşmazlık konusu olmayan mallar ile ilgili tedbir kararı verilemeyeceğine, alacağın varlığı ve miktarının yapılacak yargılamayla belirleneceğinden bu kapsamda mevcut ve muaccel bir alacağın varlığı ile bu hususta yaklaşık ispattan söz edilememesine, ihtiyati haciz için İİK.’nun 257. maddesindeki koşulların oluşmamasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/682 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen 20/05/2022 tarihli ARA KARAR, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir eden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/08/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.