Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/121 E. 2022/324 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/121
KARAR NO : 2022/324

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2021/177 Esas, 2021/454 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; ekmek fırını işletmecisi olan müvekkilinin, davalıya 07.07.2013 tarihli, 17.07.2013 tarihli, 21.07.2013 tarihli, 28.07.2013 tarihli, 31.07.2016 tarihli, 30.06.2013 tarihli, 28.06.2013 tarihli, 14.06.2013 tarihli, 21.06.2013 tarihli, 31.05.2013 tarihli, 07.06.2013 tarihli, 28.05.2013 tarihli, 30.04.2013 tarihli 13 adet faturada belirtili gıda ürünü satışı yaptığını, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediği ileri sürerek 8.007,20-TL fatura alacağının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacı tarafından Nisan, Mayıs, Haziran ve Ağustos ayından bazı faturaların ödenmediğinin iddia edildiğini, ancak ticari usulde önceki bakiye varken, bir sonraki bakiye alacağın ödenmeyeceğini, önceki bakiye kapatıldıktan sonra cari hesabın devam edeceğini, faturaların 2013 yılına ait olduğunu, hiç kimsenin 3 yıl süresince alacağının tahsili için beklemeyeceğini, 2011 yılı Mayıs ayında başlayan ticari ilişkide fatura bedellerinin zamanında davacıya ve davacının talimatı ile ağabeyinin oğlu …’e ödendiğini, borcun bulunmadığının ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğu, tarafların defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, faturaların davacı tarafın resmi defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın defter kayıtlarında ise peşin ödeme olarak kayıtlara alındığından cari hesap bakiyesinin bulunmadığı, davalı tarafından sonradan ibraz edilen 5 adet çek tutarının 25.392,50 TL nin kayıtlarda olmadığı, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında alacak bakiyesinin 31.12.2013 dönem sonu itibariyle 21.869,60.-TL olduğu, Türkiye … Bankası Çiğli Şubesinden, çek bedelinin davacı tarafa ödendiğinin bildirilmesi ile bilirkişiden alınan ek raporda, davacının davalıya 12.749,60-TL borcu olduğu ve davalı tarafın itiraz etmiş olduğu 5 adet çekin kayıtlara veya cari hesap dökümüne dahil edilmediğinin bildirildiği, bu durumda dosya kapsamına göre, davalının çekle ödeme yaptığı, borcunun kalmadığı tesbitinin yapıldığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; davalı tarafın ödeme belgesi olarak iddia ettiği beş adet çekin her iki tacirin ticari defterlerinde olmadığı, bu hususun mahkemenin takdirine bırakıldığının beyan edildiği, mahkemenin de hukuka aykırı olarak bu çeklerin ödenmiş sayılarak, davanın reddine karar verdiği anlaşılmakla, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere defterlerin hukuka uygun olarak tutulduğu ve defterlerin müvekkil lehine delil teşkil ettiği de anlaşıldığından mahkemece verilen red kararının bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, satım bedeli karşılığında düzenlenen 13 adet fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı satıcı, davalı ise alıcıdır.
Davacı taraf, aralarındaki öncesine dayalı alım-satım ilişkisi bulunduğunu, takip konusu faturaların bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, alacağın tahsili talebiyle dava açmış, davalı taraf ödeme nedeni ile borcu olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
İstinaf istemine konu uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan ödemelere göre, davacının alacağı kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili delil olarak, faturalar, yemin, tanık, taraf kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanmış ve dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili karşı delil olarak, 31.12.2013 tarihli fatura dökümü, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtları, … Bankası Çiğli Şubesine ait borcun ödendiğine dair çek bilgileri, faturalar ve tahsilat makbuzları, ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
İcra takibine konu faturalar, “ekmek” satışı için 2013 tarihinde düzenlenen faturadır.
Davacı, davasını açarken 13 adet fatura içeriğine dayanmıştır. Bu durumda, yerel mahkeme tarafından, yargılama sırasında tarafların ticari defterleri üzerinde, takip konusu faturalar ile sınırlı olarak inceleme yaptırılması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, aralarında ilişkinin açık hesap şeklinde süregeldiği, bu durumda, dava konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeni ile, yapılan ödemelerin öncelikle muaccel alacaktan, birden çok muaccel alacak var ise dava ve takip konusu yapılan muaccel alacaktan mahsubu gerektiği, bu durumda, TBK.’nın 101 ve 102. maddeleri uyarınca yapılan ödemelerin öncelikle dava konusu faturalara sayılması gerektiği, o halde, fatura tarihleri ve yapılan ödemelerin tespiti ile, davacının alacağını varsa miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Taraflara ait ticari kayıtlarda, davacı tarafından düzenlenen faturaların yer aldığı, ancak 5 adet çekin kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davalı taraf, çekin fatura ödemelerinden sayılması gerektiğini savunmuş, çek bedellerinin davacı tarafından tahsil edildiği banka yazışmaları ile dosyaya bildirilmiştir.
Davacı taraf, çek bedelinin cari hesaptan mahsubu yapılsa dahi, bakiye alacağının olduğunu davanın reddi kararının hatalı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Davacı taraf, çek bedellerini tahsil etmediğini veya farklı bir ilişki nedeni ile elinde bulundurduğunu iddia etmemiştir. Yerel mahkeme, takip dayanağı faturalar ve yapılan ödemelerin mahsubuna göre davacı alacağının bulunmadığının tespiti ile, davanın reddine karar vermiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 tarih ve 2021/177 Esas, 2021/454 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 17/02/2022