Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1184 E. 2022/1460 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1184
KARAR NO : 2022/1460

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2022 ( Ara Karar )
NUMARASI : 2022/280 Esas
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı yasal süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında verilen 22.04.2022 tarihli ara karar ile ”…İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından sunulan 21/04/2022 havale tarihli dilekçesi ile; Vergi Dairesinde mahkemenize sunulan 12.04.2022 tarihli müzekkere cevabı ile davalının BA formları ile müvekkil şirketin BS bildirimleri celbedildiğini, Davalının BA formlarında (aleyhe hususları kabul etmediğini beyanla) müvekkili şirketten alınmış olan hizmet bedellerinin işlenmiş olduğu görülmekte olduğunu, Yani muaccel bir para alacağının olduğu BA – BS formları ile ortadadır. Takip tarihi itibari ile faturalarla, hizmet sözleşmesi ve cari hesap dökümü ile sabit ve likit bir alacak olduğu açıktır olduğunu, Bu nedenle belirli ve muaccel bir alacak olduğu ortada olduğunu, vergi dairesinden gelen kayıtlar ile borçlunun mal kaçırma girişimi ortaya çıktığını, mahkememizce 04.04.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebimizin “muaccel bir para alacağının olmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı” şeklinde gerekçelendirilerek reddine karar verilmişse de; söz konusu ara karardan sonra dosyaya celbedilmiş olan belge ve kayıtlarla; muaccel bir borcun olduğu, ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmiş olduğu açıklığa kavuştuğunu, bu nedenle davalının halihazırda mal kaçırma olasılığı son derece yüksek olması dolayısıyla; müvekkilinin hak ve alacaklarının güvence altına alınması için, celbedilen belgeler de göz önünde bulundurularak ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekmekte olduğunu, yukarıda açıklanan gerekçelerle ve sayın mahkememizce resen göz önünde bulundurulacak sair sebeplerle; vergi dairesinden gelen evraklar ile açıkça ortaya yeni çıkan olgular nedeniyle öncelikte ihtiyati haciz talebimizin kabulü ile, borçlunun borcuna yetecek miktarda mallarının –taşınır, taşınmaz ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının- üzerine mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep dilekçesi ve ekleri incelenmiştir.
İ.İ.K.nun 257.maddesinde ihtiyati haczin şartları sıralanmıştır. Buna göre;
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder. şeklinde düzenleme bulunduğu, İİK nun 258/1. maddesinde ise; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” şeklinde düzenleme bulunduğu, yani ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olayımızda; her ne kadar alacaklı vekili ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de; alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati haciz koşulları bulunmadığı…” gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin REDDİNE karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığı ifade edilmişse de; Vergi Dairesinden celp edilen BA-BS formları incelendiğinde muaccel bir alacağın olduğunun ortada olduğunu, davalının mal kaçırma ihtimalinin de olduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, ihtiyati haciz talebinin reddi yönündeki kararın, müvekkili bakımından hak kaybı oluşturacağını, mevcut ve muaccel olan alacağa kavuşmasına engel olacağını, müvekkili ile davalı şirket arasında 08.11.2021 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını ve müvekkilinin sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine ve faturalar gönderilmesine rağmen davalı tarafından ödemelerin yapılmadığını, takip tarihi itibari ile faturalarla, hizmet sözleşmesi ve cari hesap dökümü ile sabit ve likit bir alacağın olduğunun açık olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, itirazın iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haciz İ.İ.K.’nun 257-268. maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise;” Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksatıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenlemesi bulunmaktadır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İhtiyati haciz kararına itirazı düzenleyen İİK.’nın 265.maddesinde de ise; “(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.; Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./17.mad) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Dosyadaki belgelere, ara kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacağından dosya kapsamına göre yaklaşık ispat kuralının somut olay yönünden gerçekleşmiş olmamasına, alacağın olup olmadığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olmasına, ara kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/280 Esas sayılı dosyasındaihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 22/04/2022 tarihli ARA KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanu yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden bu aşama için ihtiyati hacze itiraz eden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.