Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1138 E. 2022/1107 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1138
KARAR NO : 2022/1107
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2022
NUMARASI : 2021/145 Esas ve 2022/67 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iş ilişkisi nedeni ile müvekkili davalı şirkete malzeme temini yapıldığı, malzeme bedellerine ilişkin 0OFO2020000000073 numaralı “2.197,94 TL bedelli fatura kesildiği ve davalı şirkete teslim edildiği, devam eden süreçte davalı şirket iş bu malzemelerin bedelini ödememiş olduğundan aleyhlerine davaya konu icra takibi başlatıldığı, ancak davalı şirket haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz ettiği ve takibi durdurduğu, davalı şirket takibe konu 0FO2020000000073 numaralı 2.197,94 TL bedelli faturayı ve O0FO20000000062 numaralı 53,10 TL bedelli faturayı iade faturası ile müvekkili şirkete kestiği, ancak böyle bir iade söz konusu olmadığı, ürün iadesi yahut herhangi bir iade söz konusu olmadığı, davanın kabulü ile davalı borçlunun İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2020/7963 E.sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesine, haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine 2.261,17 TL dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yüklenicisi olduğu “… ili … ilçesi … … Mah. … Sok.No:… İç kapı no:…/… ve …/…” adresindeki villa inşaatında taşınmazların saçak altı kaplama ve işçilik işleri ile ilgili olarak müvekkili şirket ile davalı yan anlaştığı ve saçak altı kaplama ve dekor yapım işi karşı yanca üstenildiği, işbu anlaşma uyarınca müvekkili şirket tarafından karşı yana ödenmesi gereken bedellerin tamamı ödendiği, tediye makbuzlarında ödemeyi alan kişilerin davacı şirket yetkilisi … ve dava şirket sahibi … olduğu dikkate alındığında saçak kaplama, dekor montaj ve işçiliği hizmetini davacı yanın verdiği ortada olduğu, davalı yanın üstlendiği işi gereği gibi yerine getirmediği, yapılan işçilikte saçak kaplama ve dekor çöktüğü, çöken malzemelerin ahşap olması sebebiyle insanların ölümlerine sebebiyet verme ihtimalinin yüksek olması dikkate alındığında çok özenli bir işçilik olması gerekirken davalı yan ayıplı ifada bulunduğu, davalı yanın ayıplı ifası sebebiyle müvekkili şirketin zararının tespiti için İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/154 D.iş dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğu ve dosyada hazırlanan 22.01.2021 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davacının ayıplı ifası sübut bulduğu, yapılan işin ayıplı olduğuna ilişkin İzmir 6.Noterliğinin 25.12.2020 tarih ve 13028 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yana ayıp ihbarında bulunulduğu, ancak anılı dava ile davacı yan ayıplı ifa nedeniyle müvekkili şirkete borçlu iken haksız ve kötü niyetli olarak icra takibini başlattığı, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davacı tarafından davalı aleyhine İzmir 22. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2020/7963 esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporuna göre; icra takip ve dava konusu faturanın da dahil olduğu Temmuz 2020 ayındaki faturaların toplam bedeli belirlenmiş olan 5.000,00 TL. tutarının altında olduğundan tarafların BA ve BS formları ile Gelir İdaresi Başkanlığına bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunmadığından, bildirimde bulunulmadığı, davalı tarafından davacı tarafa toplam 2 adet (2.197,944+53,10)=2.251,04 TL. tutarında iade faturalarının düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafın cari hesabında kayıtlı olduğu, ancak davacı tarafın ticari defterlerinde ise davalı tarafın cari hesabında değil de Ortaklara Borçlar cari hesabında kayıtlı olduğu tespit edilmiş olmakla söz konusu faturalar yönünden herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık cari hesap şeklinde takip edildiği, icra takip ve dava konusu faturanın bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesine ilişkin olarak tarafların defter ve belgelerinde kayıt ve belge bulunmadığı, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacı tarafın davalı tarafa sattığı mallara ilişkin olarak mal teslimini gösterir sevk irsaliyesinin bulunmadığı, davacı tarafın 2020 yılına ait ticari defterlerinde; icra takip tarihi olan 29.09.2020 tarihi itibarıyla davacı tarafın, davalı tarafa ait cari hesaptan 2.251,03 TL tutarında alacaklı olduğu şeklinde kayıt bulunduğu, ancak, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş olan 2 adet (2.197,944+53,10)=2.251,04 TL. tutarındaki iade faturalarının davacı tarafın ticari defterlerinde her ne kadar davalı tarafa ait cari hesabında değil de Ortaklara Borçlar Cari Hesabında kayıtlı olduğu tespit edilmiş olmakla, söz konusu iade faturaları yönünden taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan herhangi bir alacağının olmadığı, davalı tarafın 2020 yılına ait ticari defterlerinde ise; icra takip tarihi olan 29.09.2020 tarihi itibarıyla davalı tarafın davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı, mahkeme tarafından davacı tarafin davalı taraftan icra ve dava konusu olan 2.197,94 TL tutarında alacaklı olduğuna dair karar verildiği taktirde; dava dosyasında davacı tarafından davalı tarafı temerrüde düşürmek için herhangi bir ihtarnamenin keşide edilmediği görülmüş olmakla birlikte, icra takibindeki söz konusu alacak, fatura “bedelinden kaynaklandığı için TIK. 1530. maddesine göre davacı tarafın davalı taraftan 36,13 TL tutarında işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, aksi taktirde davacı tarafın davalı taraftan icra ve dava konusu olan 2.197,94 TL tutarında alacaklı olmadığı anlaşılmakla davacının icra takibi yapmakta haklılığını ispat edemediği,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı taraf istinaf dilekçesinde özetle; mal teslimini gösterir sevk irsaliyesinin bulunmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu müvekkiline ait işyerinden teslim alınan mallara ilişkin sevk irsaliyesinin müvekkili şirkette bulunmamasının nedeni de bahse konu malların bizzat elden teslim alındığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; fatura alacağına dayalı başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihinden itibaren ise, bu sınır 8.000,00 Türk Lirasıdır. Davacı tarafın istinafa konu ettiği alacak miktarının 2.261,17 TL olması nedeniyle 31/01/2022 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2022