Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1040 E. 2022/1136 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1040
KARAR NO : 2022/1136
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2022
NUMARASI : 2022/81 Esas 2022/444 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari yat cinsi teknenin 121.200,00 TL ye satım hususunda anlaşmaya binaen 75.000,00 TL ödendiğini, davalının tekneyi teslim etmediğini, beyanla ödediği bedelin iadesi için yapılan takipte itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada genel ve özel yetki kuralına göre Beykoz ilçesi esas alınarak İstanbul Anadolu ATM’nin yetkili olduğunu, davalının ikametgahının Beykoz olduğunu, ticari yatın Beykoz da bulunduğunu, parça borçlarında sözleşmenin kurulması esnasında borç konusunun bulunduğu yerinde yetkili olduğunu, 75.000,00 TL kaporanın müvekkiline uğradığı zararlar nedeniyle iade edilmediğini beyanla davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Yapılan yargılama sırasında tarafların tacir olup olmadığı araştırılmış, Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2020/3941E. Sayılı dosyası UYAP üzerinden incelenmiştir.
Davacı tarafından açılan dava taraflar arasındaki ticari alım- satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe davalı tarafın itirazı üzerine İİK nun 67. maddesi kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Tarafların getirtilen vergi kayıtlarının incelenmesinde davacının Deniz ve Kıyı Sularında Gezi veya Tur Bot ve Teknelerinin işletilmesi faaliyetinden dolayı bilanço esasına göre 1. sınıf tüccar olarak faaliyetine devam ettiği, davalının dosyada mevcut vergi kaydından Deniz ve Kıyı Sularında Yat İşletmeciliğinden dolayı vergi mükellefi olduğu ve satışa konu yatın da ticari olarak işletilen yat olduğu anlaşılmakla tarafların tacir olması ve alım satımın da ticari nitelikte olması sebebi ile 6102 Sayılı Yasanın 4 ve 5. maddelerine göre davaya bakmaya mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Bodrum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/3941E. sayılı dosyasının incelenmesinde ise davacı alacaklı tarafından 24.09.2020 tarihinde davalı aleyhine … isimli ticari yat cinsi teknenin satışı bedelinin şimdilik bir kısmının iadesi talebi ile 75.000,00 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin davalıya 12.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 19.11.2020 tarihinde takipte yetkili icra dairelerinin Beykoz icra daireleri olduğu belirtilerek yetkiye ve borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davcıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içinde açıldığı görülmüştür.
Yargıtay HGK nun 2017/(19)11-889E- 2021/622 K . Sayılı ilamında da açıklandığı üzere “… Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır…. Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır… İİK’nın 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde ise, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır. İcra takibinin yapıldığı ve eldeki davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesinde ise borcun ifa edileceği yer düzenlenmiştir. Buna göre;“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir…” Yargıtay HGK kararında açıklanan hususlar ve yasal düzenlemeler dikkate alındığında davalı tarafça takipte yetkili icra dairelerinin Beykoz icra daireleri olduğu belirtilerek takipte yetkiye itiraz edilmiş olmakla öncelikle takipte yetkiye itirazın değerlendirilmesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aralarındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı olduğu ve alacağın bu alım satım ilişkisinden kaynaklandığı dolayısıyla takipte yetkili icra dairelerinin HMK 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi ve sözleşmeden dolayı alacaklının yerleşim yeri icra daireleri olduğu, ancak davacının yerleşim yeri Milas olup, Bodrum İcra Dairelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlıkta yetkili olmadığı, itirazın iptali davasının ise görülmesinin ön koşulu ise yetkili icra dairesinde usulüne uyun geçerli bir takibin varlığı olduğu davacı tarafça davalının ikametgahı veya sözleşmeden dolayı davacı alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinde başlatılmış usulüne uygun geçerli bir takip bulunmadığından HMK 114/2 ve 115/2 maddesi hükümleri uyarınca dava ön şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yerleşim yeri Milas olup Bodrum İcra Dairelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlıkta yetkili olduğu kanaatine varılmış olsa da Milas’ta başlatılan bir icra takibi olsa dahi yetkili mahkemenin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi olacağına davanın ön şart yokluğundan usulden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı tarafça taraflar arasındaki alım satım ilişkisine konu ticari yatın bir kısım bedelin ödenmesine rağmen yatın teslim edilmemesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/04/2022 tarih 2022/81 Esas 2022/444 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 23/06/2022