Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/961 E. 2021/1116 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/961
KARAR NO : 2021/1116

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2020/113 Esas, 2020/477 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
KARAR YZM TARİHİ : 08/07/2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/10/2020 tarih ve 2020/113 Esas, 2020/477 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …. vekili; müvekkilinin taşıma işleri komisyonculuğu, acentelik ve simsarlık yaptığını, davalı ….ye ait 8 set “….” emtiasının Çin Limanından Türkiye Aliağa Limanına ve buradan da Limgaz Buharkent sahasına taşınması işinin müvekkili tarafından organize edilerek, davalı …. ile taşıma sözleşmesi akdedildiğini, taşımayı yapan …. gemisiyle donatan ….ile çarter sözleşmesi ile, arasında konşimento tahtında, ‘l/s/d/ul’ -yükün bağlanması-emniyete alınması-desteklenmesi- yükümlülüğünün bulunduğunu, yükün gemiden tahliyesinden sonra yükleme limanında yapılan istif hatası nedeniyle emtianın hasara uğradığı gerekçesi ile, …. nin yükü teslim almaktan kaçındığını, emtiaların hasara uğradığı gerekçesi ile, önce gemide bekletildiğini, gemiden araç üzerine alınmasından sonra ise, …. tarafından yükün nereye teslim edileceği talimatının beklenmesi ile araç üzerinde bekletildiğini, bekleme ve antrepo ücretlerinin doğduğunu, dava dışı gönderen …. nin müvekkili aleyhine İzmir 5. ATM de 2019/374 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, …. tarafından tazmin edilmeyen bakiye hasar bedelinin, araç üstü bekleme ücretinin, ardiye ücretinin, halı hazırda ödenmiş olan navlun bedelinin, gecikme ve geç teslim nedeniyle doğan zararının gözetim raporlaması gibi ödenen bedellerin tahsili talepli dava açtığını, müvekkilinin de bakiye navlun alacağının tahisili için aynı mahkemede 2019/319 Esas sayılı dava açtığını ve her iki davanın birleştirildiğini ve 2019/319 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, müvekkili aleyhine açılan dava dilekçesinin 21/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 90 günlük süre içinde davasını ikame etmesi için eldeki davayı açtığını, emtiada meydana gelen hasarın charter sözleşmesi tahtında donatanda, emtiayı teslim almaması ve TTK m. 1174 uyarınca gönderilenin eşyayı teslim almaktan kaçınması nedeniyle alacaklının temerrüdüne düşen ….’ın gecikmeden doğan bütün zararlardan TTK m. 1174 e göre sorumlu olduğunu, İzmir 5. ATM’nin 2019/374 Esas sayılı dosyasında …. un açtığı ve birleştirme kararı ile, İzmir 5. ATM’nin 2019/319 Esas sayılı dosyasıyla müvekkilinin sorumlu tutulacağı miktar belirleneceğinden, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, bu nedenle 67.429,04 EURO bakiye hasar bedelinin hasar tarihinden 3095 sayılı kanun m.4/a da ki faiz oranı uygulanarak, 300.900,00 TL araç üstü bekleme ücretinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari faiziyle, 296.679,00 TL ardiye ücretinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle, aynı zamanda gecikme ve geç teslim nedeniyle 18.652,00 USD bedeli 3095 sayılı kanun m.4/a da ki faiz oranıyla, …. ne ödenen 22.243,26 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline, İzmir 5. ATM nin 2019/319 Esas sayılı dosya ile ödenecek tazminat alacağı için açılan rücuen tazminat davasının belirsiz alacak davası talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili; müvekkiline karşı açılan davanın husumet sıfatı bulunmadığı, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …. ; TTK m. 1188 gereğince hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın Ankara da açılması gerektiğini, yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkiliyle diğer davalılar ile akdi ilişkisinin bulunmadığını, Aydın …. ilçesinde …. anahtar teslim usülde yapımı ve teslimi amacıyla …. ile sözleşme yapıldığını, …. nin yüklenici, …. nin ise iş sahibi olduğunu, yüklenicinin sözleşmenin 7. Maddesi gereğince makine, malzeme ve teçhizatı temin etmekle ve bunları montaj yerine kadar getirmekle sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını, konşimentoda da …. projesinde iş sahibi olarak yer aldığının belirlendiğini, bu yüzden …. Firmasının bu makine ve teçhizatların temini bakımından sorumlu olduğunu, …. ile yapılan bu sözleşmenin eser sözleşmesi olduğundan müvekkilinin sorumlu olmadığı, davanın yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. gemisiyle donatan …. ’ne izafeten …. vekili; davanın yetkili … ATM’de açılması gerektiğini, acentenin ikametgahının ….de bulunduğunu, TTK m. 1188 gereğince hak düşürücü sürenin geçtiğini, 26.07.2018 tarihinde olayın meydana geldiğini, davacı şirket tarafından 12.02.2020 tarihinde dava açıldığını, zamanaşımının doğduğunu, donatan ile anlaşmalarının bulunmadığını, konşimentonun Çin’de düzenlendiğini, …. ’nin navlun faturasına istinaden acenteliğinin sona erdiğini belirterek davanın hak düşürücü süre ve sıfat yokluğu nedeniyle reddine, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. gemisiyle donatan …. ’vekili; dava konusu uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğini, davanın HMK m. 413/1 gereğince usulden reddine karar verilmesini, zira taşıma koşulları yönünden charter party hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, charter party de yer alan 29 ile 123’cü klozların charter party ye dahil edildiğini, burada uygulanacak hukukun İngiliz hukuk ve uyuşmazlığın Londra da tahkim de çözülmesi gerektiğinin bildirildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını belirterek, davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddinin gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın, taşıyanın fiili taşıyana, gönderilene ve alt taşıyana karşı açmış olduğu rücuen tazminat davası olduğu, davacı tarafın, gönderen …. tarafından müvekkili aleyhine açılan İzmir 5. ATM’ nin 2019/374 Esas sayılı dosyasında ki taşıma sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı olarak müvekkiline karşı taşımadan kaynaklan hasar nedeniyle tazminat ve bu taşıma sözleşmesinin ihlali nedeniyle ödenen (araç üstü bekleme, ardiye, eksper ücretleri) bedellerin tahsili, sözleşmeden doğan cezai şart alacağı ve navlun bedelinin iadesine ilişkin alacak davasında mahkemece verilecek karara istinaden TTK m. 1188/3f. ilişkin olarak rücuen tazminat davası açtığını, davalıların davaya karşı hak düşürücü süre, belirsiz alacak davası, yetki, tahkim itirazı bulunduğu, davalının hak düşürücü süre yönünden yapılan itirazının incelenmesiyle, TTK m. 1188 gereğince mallarda meydana gelen hasar nedeniyle taşıyana karşı tazminat talebinin gönderilene teslimden itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunun belirtildiği, davacının belirttiği İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/319 Esas sayılı dosya ile bu davayla birleşen 2019/374 Esas sayılı dosyada malın teslim tarihi olan (26-27).07.2018 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde gerek taşıyan olan davacı ve gerekse gönderilen olan birleşen dava davacısının süresi içerisinde dava açtıkları ve hak düşürücü sürenin geçmediği, dava da TTK m. 1188/3 gereğince rücu davası açan davacının bu rücu davasını birinci fıkrada öngörülen hak düşürücü süre geçse dahi, arabuluculuk süresi dahi, 90 günlük süre içerisinde (dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarih dikkate alınarak) dava açtığı ve hak düşürücü sürenin geçmediğinden, hak düşürücü süre itirazı reddedildiği, davalıların diğer itirazı olan belirsiz alacak davası yönünden ise HMK m. 107 e göre belirsiz alacak davası açıp açamayacağı incelendiğinde, davacının davayı münhasıran belirsiz alacak davası olarak nitelendirdiği, HMK m. 26 gereği taleple bağlı olunması nedeniyle belirsiz alacak davasının şartları incelendiğinde, davacı kendi dilekçesinde dahi alacağın ve tüm tazminat miktarlarının belirli olduğu, bu halde belirsiz alacak davası açması için ilk koşul olan alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı yahut bunun imkânsız olduğu şartının gerçekleşmediği, davacının kısmi dava açma imkânı bulunduğu halde, bu hakkı kullanmadığı, kısmi dava açılabilecek iken belirsiz alacak davası açılması halinde hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi gerektiği, taraflar arasında alacak miktarının tartışmalı olması belirsiz alacak davası açmak için yeterli olmadığı, bu durumun ispat konusuna ilişkin olduğu, somut olayda davacı tarafça dava dilekçesinin talep kısmında alacak miktarının tek tek yazıldığı, harcını yatırdığı, artık bu halde davacının davasını kısmi dava açmasına/dönüştürmesine imkan sağlanmasının ve ek bir süre verilmesinin mümkün olmadığını, zira davacının başlangıçta HMK. hükümlerine aykırı olarak davasını açtığı gerekçesi ile, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın HMK m. 114/1-h gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; rücu davasına konu alacağın henüz belirli olmadığını, ancak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/319 E. sayılı dosyada yapacağı yargılama sonunda belirli olacağını ve HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatlerinin olduğunun ortada olduğunu, aksi değerlendirmede bulunan Yerel Mahkeme kararının hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenle; istinaf başvurularının kabulüne, Yerel Mahkemenin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, deniz ve karayolu ile yapılan taşıma sırasında, taşıma sözleşmesinden doğan hasar bedeli ile, bekleme ve antrepo ücretlerinin rücuen tahisili istimeni ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, donatanın sorumluluğunda iken istifleme hatasından dolayı yükün hasar gördüğünü ve alacının teslim almada gecikmesi ile gemi ve araç üzeri bekleme ve ardiye ücreti doğduğunu, taşıyan olarak tarafında açılan davada, gönderenin sigortacısının ödemesinin mahsubu ve mahkemenin davanın kabul edeceği kısma göre daha sonra belirlenebilecek alacağa göre davasını belirsiz alacak olarak açmıştır.
Davalılardan, …. gemisiyle donatan …. vekili, görev itirazında bulunarak, bu taşımada charter party hükümlerinin uygulanacağını, charter party de yer alan 29 ile 123’cü klozların charter party ye dahil edildiğini, uygulanacak hukukun İngiliz hukuk ve uyuşmazlığın Londra da tahkim de çözülmesi gerektiğini bildirerek, tahkim itirazında bulunmuş, davalılardan …. Yetkili mahkemenin Ankara,…. vekili ise yetkili mahkemenin Mersin mahkemeleri olduğundan yetki itirazında bulunmuştur. Ayrıca davalılar, davaya karşı hak düşürücü süre, belirsiz alacak davası itirazında da bulunmuştur.
HMK 114.maddesinde dava şartları, HMK 115 maddesinde ise dava şartlarının inceleme usulü düzenlenmiştir. Mahkeme kural olarak ön inceleme aşamasında, dava şartlarını inceler.(HMK 137/1 madde). Ancak, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (HMK m. 115/1)Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunulabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Genel dava şartlarının incelemesinde yasa koyucunun sıralamasına uymak, önce mahkemeye ilişkin dava şartlarını incelemek gerekir. Mahkemeye ilişkin dava şartlarının kendi arasındaki inceleme sırası da yargı hakkı, yargı yolu, görev ve kamu düzenine ilişkin yetki şeklinde olmalıdır. Mahkemeye ilişkin dava şartlarından sonra taraflara ve en son olarak da dava konusuna ilişkin olanlar inceleme konusu yapılmalıdır.
Yapılan açıklamaya göre somut olayda, husumet dava şartının ise HMK 114/d bendinde, hukuki yarar şartının HMK 114/h maddesinde ve hak düşürücü süre dava şartının HMK 114/2 maddesinde düzenlendiği, tahkim ve yetki itirazının ise HMK 116 maddesinde sayılan ilk itirazlardandır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, mahkemenin dava şartları yönünden inceleme sırası verdiği karar yönünden, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/10/2020 tarih ve 2020/113 Esas, 2020/477 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf harcı alındığından ve yeterli olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas ve harçlar yönünden oybirliği ile karar verildi.08/07/2021