Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/798 E. 2021/1561 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/798
KARAR NO : 2021/1561
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI : 2020/239 Esas-2021/79 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/02/2021 tarih ve 2020/239 Esas-2021/79 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan … arasında yapılan sözlü mutabakat ile müvekkili şirkete ait … plakalı aracın … ne devri ve buna karşılık … ne ait 2019 model … marka aracın müvekkili şirkete devri hususunda başkaca ödeme yapılmaksızın anlaşmaya varıldığını, devir-takas yapılacak araçların noter araç satış sözleşmelerinde gösterilecek zorunlu satış bedellerinin de 150.000-TL olarak gösterilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirkete ait aracın davalı şirket adına diğer davalı …’ a resmi olarak devir ve teslimi yapıldığını, geçen süre içinde müvekkili şirkete devredilecek aracın devir ve teslim edilmediğini keşide edilen ihtarnameye rağmen araç teslim edilmediğinden ve bedeli de ödenmediğinden para borcunun tahsili için müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu Urla İcra dairesinde 2019/1271 Es. Sayılı dosyasında yaptıkları takipte itirazın iptali ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, davacıya borçları olmadığını beyan la davanın reddi ile davacı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEMESİNCE : Taraflar arasında dava dilekçesinde ileri sürülen hususlara göre esasen para borcu olmadığı, davacının ve davalının üstlendiği edimin araç devrine ilişkin olduğu, para borcu değil parça borcuna ilişkin sözleşme olduğu, davacının davalıya ait araca yönelik plaka bilgilerini ve sözleşmenin yapıldığı yere ilişkin bilgileri ibraz etmediği, davalı …’nin yerleşim yerinin adresi ” … Mah. … Cad. No:… …/İSTANBUL “, davalı …’ın yerleşim yeri adresinin ise “… Mah … Sokak No:… … /İSTANBUL ” olduğu, davacı/alacaklının öncelikle İstanbul İcra dairelerinde borçlular aleyhine takip yapması gerekir iken yetkisiz Urla İcra dairelerinde takip yaptığı, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesince takip yapılmasının dava şartı olduğu, bu şartın eldeki davada gerçekleşmediği ön inceleme aşamasında anlaşıldığından, davanın HMK nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
1- Müvekkili Şirketin , araç bedelini ödemeyen davalılar hakkında faaliyet adresinin bulunduğu Urla İcra Müdürlüğü nezdinde TBK 89 maddesine göre yapılan takibin yetkili icra dairesinde açıldığını, , yetkili icra dairesi gösterilmediğinden yetki itirazının geçersiz olduğunu yasal süresi içinde mahkemenin yetkisine de itiraz bulunmadığından yerel mahkemenin takibin yetkisiz yerde açıldığına ilişkin değerlendirmesi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin yasal olmadığını,
2- Mahkemece dava şartı yokluğundan usülden red kararı verilmesine ve AAÜT 7. maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava İİK 67. madde gereğince açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava İİK 67. maddesinde öngörülen yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Urla İcra Dairesinin 2019/1271 Esas sayılı dosyanda; davacı-alacaklı tarafından, borçlular … ve … aleyhine 150.000,00 TL … plakalı araç bedeli ve 4.948,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 154.948,97 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar vekilinin süresinde müvekkillerinin adreslerinin İstanbul Anadolu adliyesi yargı sınırları içerisinde bulunduğundan yetkiye borca faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
HMKnun 6. Maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kisinin davanın açıldıgı tarihteki yerlesim yeri mahkemesidir..” şeklinde ve HMK’nun 10. Maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
İİK nun 50/1 maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Su kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldıgı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davalı tarafça müvekkillerinin ikametgahının Anadolu İstanbul adliyesi yargı çevresi içerisinde kaldığı belirtilmek suretiyle yetkiye itiraz edildiğinden yetkili adliyenin belirtildiğinin yetki itirazının süresinde ve usülüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; Davacı tarafça tarafların karşılıklı olarak araçlarının devirlerini verecekleri hususunda mutakabata rağmen davalı tarafça aracın devrinin verilmemesi nedeniyle aracın bedelinin tahsili için açılan icra takibinde itirazın iptali talep edilmesine göre, tarafların ediminin parça borcuna ilişkin olduğu , davacı tarafça davalıya ait aracın plaka bilgilerinin ve sözleşmenin yapıldığı ve ifa edileceği yere ilişkin bilgilerin ibraz edilmediği , davalı Şirketi’nin yerleşim yerinin adresi ” …/İSTANBUL”, davalı …’ın yerleşim yeri adresinin ise … /İSTANBUL ” olduğu, buna göre takibin davalıların ikametgahının bulunduğu …/İSTANBUL İcra dairelerinde yapılması gerekirken yetkisiz Urla İcra dairelerinde yapıldığından davanın dava dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir usülsüzlük yoktur.
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf incelemesinde, avukatlık ücret tarifesinin 7/2 maddesine göre, dava şartı yokluğundan verilen kararlarda tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı ücretleri geçmemek üzere üçüncü kısma göre vekalet ücreti takdir edileceği buna göre dava şartı yokluğundan verilen kararda vekalet ücreti takdirinin maktu vekalet ücretini geçemeyeceği anlaşıldığından istinaf isteminin bu yönden yerinde olduğu kanaatiyle kararın HMK 353 /1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/02/2021 tarih ve 2020/239 Esas-2021/79 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı ile artan yargılama giderinin istinaf edene iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 11,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 173,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kaldırılan ilk derece mahkemesinin yerine geçmek üzere kurulan hüküm;
1-HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince karar tarihi itibarı ile alınması gereken 59,30-TL harcın başlangıçta alınan 1.871,40 TL harçtan mahsubu ile artan 1.812,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde istek halinde ilgilisine iadesine,
5-Davalıların yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.360,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süresi içerisinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021