Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/646 E. 2022/1165 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/646
KARAR NO : 2022/1165
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2019/471 Esas ve 2021/12 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıya vinç hizmeti vermesi sebebiyle oluşan alacağın tahsili için İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2017/13799 E sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunarak taraflar arasında vinç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, kira sözleşmesinde kiralama şartlarının belirlendiğini, davacı talebinin fahiş olduğunu, icra takibinde belirtilen miktarda borcunun bulunmadığını, faturanın rayiç ve sözleşmeye aykırı düzenlendiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davacının, davalıya dosya kapsamında belirlendiği şekilde vinç hizmeti vermiş olduğu, alınan raporlar kapsamına göre hizmet bedelinin 4.425-TL olduğu, tespit edilen davacı alacağının davalıdan tahsilinin gerektiği anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2017/13799 E sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4.425-TL asıl alacak üzerinden ve icra takibinden itibaren asıl alacağa yıllık % 9 oranından az olmamak üzere avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, hüküm altına alınan itirazlı alacak likit vasıflı olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, fazlaya ait istemin reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı taraf istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın ticari defterleri incelenmeden alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, defterler incelenmiş olsaydı söz konusu faturanın işlenmiş olduğu ve faturanın iade edilmediğinin görüleceğini, bu nedenlerle mahkeme kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; tacir olan taraflar arasında hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihinden itibaren ise, bu sınır 5.880,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktarın 4.425,00 TL olması nedeniyle 12/01/2022 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 76,00 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/06/2022