Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/548 E. 2021/1072 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/548
KARAR NO : 2021/1072
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/09/2020
NUMARASI : 2019/263 Esas 2020/455 Karar
DAVA: Konkordato mühleti istemi
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 16/07/2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2020 tarih, 2019/263 Esas 2020/455 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkilinin Türk ambalaj sektöründe kalitede dünya standartlarına ulaştığını, müvekkilinin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya lüks karton çanta ve özel karton kutular ürettiğini, 160’ın üzerinde kalifiye personeli ile 6500 m² üzerine kurulu üretim tesisinde üretimini gerçekleştirdiğini, yılda yaklaşık 8 milyon adet lüks kağıt çanta ürettiğini, şirketin devam eden ve süre gelen işlerinin bulunduğu, yılda 4 milyon Euro’luk ihracat yaptığını, şirketin olası 1 + 7 yıllık dönem dahilinde 463.964.000,00 TL civarında hasılat yapmasının beklendiğini, böylelikle 54 milyon civarında nakit fazlasını sağlayabileceğini, yapılan yatırımların döviz kredisi kullanılarak yapıldığını, son dönemde davacı şirketin alacaklılarına olan borçlarını ödeyememe tehlikesi ortaya çıktığını, öncelikle İİK 287 hükmüne göre müvekkillerine geçici mühlet verilmesini, yine geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan geçici mühlet kararı ile birlikte kesin mühlet sonuçlarına hükmedilmesini, geçici mühlet içinde konkordatonun başarıya ulaşması öngörüldüğü takdirde, müvekkili ile alacaklıların konkordato yapabilmesi için 1 yıl kesin mühlet verilmesini, İİK 308/h hükmü uyarınca rehinli alacaklılarla da müzakere ve borçların yapılandırılması işleminin yapılmasını, ön projenin sunulduğunu, risklerin hesaplandığını, konkordatonun tasdik edilmesini, İİK 307 maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınmasını ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE:
Geçici mühlet ve kesin mühlet süreleri içerisinde davacı tarafça sunulan revize konkordato projesi kapsamında yapılan incelemeye ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …’nin kesin mühlet içerisinde kısmen veya tamamen itfa edilmiş konkordatoya tabi borçlarının incelendiği, bunlara ek olarak mühlet içi yeni borçlarda eklenerek mali ve teknik yönü ile yeniden hesaplamaların yapıldığı, öte yandan davacı şirketin İİK m.302 hükmünde öngörülen asgari nisapların her ikisini birlikte sağladığı olumlu yönde oylanarak kabul edildiği, şöyle ki; İİK m.302 hükmüne göre yapılan alacaklılar toplantısında toplam kaydedilmiş alacaklı sayısının %62’si ile toplam alacak tutarının %60’ının projeyi kabul ettiği, işletmenin kayıtlı defter değerlerine göre varlıklarının borçlarından 3.953.453,72 TL fazla olduğu ve borca batık olmadığı, ancak işletmenin sürekliliği rayiç değer esasına göre borçlarının varlıklarından 11.083.687,61 TL fazla ve borca batık olduğu, borçlu şirketin kamu ve imtiyazlı alacaklılardan işçilerine borcunun bulunmadığı, projede hedeflenen ve öngörülen kar artışının gerçekleştiği, 2019 yılı verilerine göre projede öngörülen ortalama %14 yıllık satış hasılatının artışının komiser raporlarına göre makul kabul edildiği, revize projede hedeflenen satış miktarları ve hasılatların şirketin kapasitesi ile doğru orantılı ve uyumlu olduğu, davacı şirketin 2019 yılında mevcut kapasitesinin %61’ini kullanmak suretiyle dahi revize projede hedeflediği hasılatı elde etmesi ile tam kapasite ile yıldan yıla öngörülen hasılat artışları ile hedeflenen hasılatlara ulaşılmasını mümkün olacağı teknik ve mali yönden gerek komiser raporları gerekse bilirkişi raporları ile tespit edildiği anlaşılmakla, neticeten; davacı şirketin konkordato projesi ile kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacak tutarlarının öngörülen her iki nisap çoğunluk tarafından imza edilerek kabul edildiği, ayrıca proje kapsamında yapılacak ödeme miktarının davacı şirketin iflası halinde yapılacak ödeme miktarından fazla olduğu anlaşılmakla, davacının konkordato talebinin tasdikine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
1- Alacaklı …. vekili 21.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Davacı borçlu hakkında İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/263 E. sayılı dosyası ile konkordato kesin mühleti verilmiş olan borçlu şirketten müvekkil bankanın alacağına ilişkin yasal süre içerisinde 23.01.2020 tarihinde alacak kaydı yapıldığını,borçlu şirket tarafından müvekkil bankanın alacak miktarına itiraz edilmesi üzerine, alacaklarının çekişmeli hale gelmesi nedeniyle İİK m.302/6 kapsamında yerel mahkemeye 19.02.2020 tarihli dilekçe ile başvurulmuş olup; konkordato komiserliğine de toplam alacak miktarının 4.345.597,00.-TL olarak bildirilmiş ve işbu alacak miktarının revize projede belirtildiği şekilde 2020-2021 tarihinden başlamak üzere 5 yıl vade üzerinden yıllık ödemeler toplamı 869.119,00.-TL olmak üzere yıllık eşit taksitler halinde ödenmesi ve bu doğrultuda şartlı olarak kaydedilerek ödeme planı ve konkordato projesi düzenlenmesine ilişkin dilekçenin 02.07.2020 tarihinde ibraz edildiğini,ancak tüm bu beyanlarının ve konkordatonun şartlı olarak tasdikine ilişkin taleplerinin dikkate alınmaksızın yerel mahkemece, borçlu şirket tarafından kabul edilmeyen müvekkil banka alacağının 3.722.878,63 TL’lik kısmının İİK’nın 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak olarak kabulüne karar verildiğini
-Proje gereğince,1 yıllık ödemesiz dönemin tasdik tarihinden itibaren başlayacağı kabul edilse dahi, tasdik kararının 03/09/2020 tarihinde verildiği göz önünde bulundurulduğunda 03/09/2021 tarihinde ödemesiz dönem sona erdiğini,Konkordato müessesinde borçlunun olduğu kadar alacaklıların hak ve menfaatlerinin de yasa, usul ve hakkaniyete uygun olarak korunması gerekmekte olup borçlu şirket tarafından ödemelere 2022 yılında başlanacak olması alacaklıların aleyhine bir durum oluşturduğunu,
-İstinaf incelemesi yapılarak müvekkil bankanın alacakları (yabancı para cinsinden olduğu ve şartlı olarak 4.345.597,00.-TL üzerinden taksitlendirilmesine ilişkin konkordato komiserliğine sunulan yazılı beyanları dikkate alınarak) ve ödemesiz dönem ile sonrasındaki ödeme tarihleri yönünden yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Alacaklı Türkiye …. Bankası vekili 18.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Müvekkil Bankanın, 150.000 EUR bedelli kredi genel sözleşmesi ile açılan ve kullandırılan kredi sebebiyle davacı şirketten alacağının olduğunu,
-Söz konusu davacı şirketten olan alacağının hesap kat tarihi 27.11.2018 tarihi olup 06.12.2018 tarihli hesap kat ihtarnamesinde de görüleceği üzere faiz oranının %48,1 olduğu dikkate alınmamış olup,Mahkemece verilen KESİN mühletin başlangıç tarihinin ise 19.06.2019 tarihi olduğu dikkate alındığında konkordato komiseri tarafından yapılan hesaplamaların tüm alacaklılar yönünden eksik hesaplandığını, İİK m. 294/3 fıkrasında “tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur” hükmüne yer verildiğini,Kanun hükmü gereği konkordato kesin mühlet karar tarihine kadar asıl alacağa faiz işletilmesi ve faizlerin fer’ileri ile birlikte borçludan tahsilinin istenmesi gerekir iken hatalı değerlendirme ve hesaplama ile verilen tasdik kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Alacak kaydı yaptıran alacaklıların alacak tutarları davacı tarafından kabul edilmemiş ve çekişmeli hale gelmiş olduğundan; bu tutarlar ödeme tablosunda yer almamış dolayısı ile bu tutarların davacı şirketçe ödenip ödenemeyeceği hususunun değerlendirilmediğini,
-Tasdik olunan Konkoratdato projesine göre toplam alacağın, adi alacaklılar toplamı çok yüksek olup, şirketin aylık bazda ödemesi gereken tutar şirket gelirlerinin üzerinde olduğunu,bu açıdan dahi bakıldığında projenin gerçekleştirilme ihtimali oldukça düşük olduğunu,
-Davacı/borçlu şirketin ödemelere 2022 yılında başlayacak olması da alacaklıların haklarının korunmadığını açıkça gösterdiğini,konkordato ile borçlu kadar alacaklıların da hak ve menfaatlerinin korunması gerektiğini,
-Bu nedenlerle,usul ve yasaya aykırı olarak verilen konkordatonun tasdiki yönündeki mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, şirketin borca batık olması nedeni ile iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
3-Alacaklı Türkiye … Bankası A.Ş vekili 18.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Banka müşterisi … lehine tesis edilerek kullandırılan yabancı para kredilerden dolayı 371.000 EUR ve Çek Hesabı için açıkta bulunan 14 adet çek yaprağı nedeniyle 28.420-TL alacağı yönünden15/01/2020 tarihinde konkordato komiserine alacak bildiriminde bulunulduğunu,alacak tutarı ile ilgili olarak borçlular tarafından 351.650,00-EURO yönünden kabul edilmiş, bakiye alacak yönünden borçlu şirket tarafından itirazda bulunulduğunu,konkordato komiserinin, müvekkil banka yabancı para alacağını 19/04/2019 tarihli geçici mühlet karar tarihindeki TL/EURO kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilerek 2.288.819,52-TL olarak değerlendirdiğini,
-Oysa ki,yabancı para alacaklarının ülke parasına çeviri zamanının, tasdik kararının verildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiğini,
– Bu noktada yabancı para alacağının ülke parasına çevrilmesinde, kaydedildiği tarihin esas alınması uygun görünmekte olup,değindikleri iki farklı görüşe göre sayın mahkeme tarafından alacaklılar arsındaki eşitliği sağlamak adına müvekkil banka yabancı para alacağının,15/01/2020 tarihli alacak bildirim yazımız günü itibariyle TL/EURO kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilmesinin gerekmektiğini,
-Ayrıca İ.İ.K. 305 . maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşmediğini,
-Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak,dosyanın mahkemesine iadesine,davanın reddine,iflas koşulları oluşmuşsa davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,İİK’nun 285.ve devamı maddeleri gereğince konkordato mühleti verilmesi ve konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Davacı taraf,Türk ambalaj sektöründe kalitede dünya standartlarına ulaştığını,başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya lüks karton,çanta ve özel karton kutular ürettiğini,yapılan yatırımların döviz kredisi kullanılarak yapıldığını,son dönemde borçlarını ödeyememe tehlikesi ile karşılaştıklarını,bu nedenlerle konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
Davacı şirketin, dava tarihi itibariyle İzmir Ticaret Sicili Memurluğunda kayıtlı olduğu, ticari merkezlerinin İzmir adresinde bulunduğu, davanın İİK’nun 285/3 ve 154/1 maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket ile birlikte diğer grup şirketleri ve şirket ortakları başlangıçta birlikte dava açmışlardır.Geçici komiser raporları roğrultusunda 20.09.2018 tarihinden itibaren davacılara geçici mühlet verilmiştir.İİK nun288.maddesi gereğince geçici mühlet ilanları yapılmıştır.
Mahkemece 21.12.2018 tarihli ara kararla davacı Şirketin dosyasının tefrikine karar verilmiş olup,mahkemenin 2018/1527 esasına kaydedilmiştir.Mahkemece 21.12.2018 tarihli kararla da şirketin iflasına karar verilmiştir.İş bu iflas kararı istinaf edilmiş olup,Dairemizin 2019/426 esas-2019/548 karar sayılı ilamı ile diğer gerekçeler ile birlikte,diğer bağlantılı dosyalar ile bu dosyanın birlikte görülmesi için mahkemenin iflas kararı kaldırılmıştır.Mahkemece dosyanın 2019/84 esasa kaydı yapılmış olup,bu dosyanın 2019/67 eses sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin 2019/67 esas sayılı dosyası üzerinden davacı şirkete 19.04.2019 tarihinden itibaren 2 ay geçici mühlet verilmiştir.Karar İİK’nun 288.maddesi gereğince ilan edilmiştir.
Mahkemenin 19.06.2019 tarihli kararı ile davacı şirket hakkındaki dava yine tefrik edilerek 2019/263 esasa kaydedilerek komiser raporları doğrultusunda konkordato raporunun başarıya ulaşması ihtimali bulunduğundan 1 yıl kesin mühlet verilmiştir.Karar İİK’nun 288.maddesi gereği ilan edilmiştir.
Komiser heyeti tarafından nihai gerekçeli raporun sunulmasından sonra mahkemenin 14.07.2020 tarihli ara kararı ile; Konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği hakkında karar verilmek üzere duruşmanın 03/09/2020 günü saat 10.00’da yapılmasına, duruşma gününün İİK.madde 288.uyarınca ilanına. İtiraz edenlerin (alacaklılar, borçlu) itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak ilan edilen dosya numarasına bildirmelerinin istenmesine,karar verilmiştir.
Mahkemece,sunulan konkordato komiseri nihai raporları doğrultusunda, yukarıda belirtilen gerekçelerle,konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.
Bir kısım alacaklılar tarafından karar istinaf edilmiştir.İstinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni ile ilgili hususlar resen gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2021/1393 esas-2021/511 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir.
Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir.
Bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında,istinaf talebinde bulunun alacaklı …. Bankası A.Ş nin 02.09.2020 tarihinde yazılı olarak itiraz dilekçesi sunmuş olduğu,tasdik yargılamasına ilişkin duruşmanın ise 03.09.2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür.İİK’nun 304/1.maddesine göre, itiraz eden alacaklıların itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün öncesinden yazılı olarak mahkemeye sunmak zorunda oldukları belirtilmiştir.Dolayısıyla alacaklı bankanın usule uygun olarak itirazda bulunmadığı gibi,alacaklılar toplantısına katılıp ret oyu da kullanmadığından,istinaf hakkı bulunmamaktadır.
İstinaf talebinde bulunan alacaklı … A.Ş, 25.03.2020 tarihinde çekişmeli hale gelen alacakları ile ilgili itirazlarını sunmuş olup, mahkemece 25.03.2020 tarihli ara karar ile bu husus değerlendirilmiştir. Kaldı ki, alacaklılar kurulu toplantısında,yapılan oylamada kabul oyu vermiştir.Tasdik yargılamasında,duruşma öncesinde yazılı itirazı da bulunmamaktadır.
İstinaf talebinde bulunan Türkiye … Bankasının ise, 19.02.2020 havale tarihli dilekçesi ile alacaklarının kaydına dair itirazlarını sunduğu,mahkemenin 21.02.2020 tarihli ara kararı ile bu hususlara ilişkin değerlendirme yaptığı anlaşılmıştır.Alacaklı banka tasdik yargılamasında,duruşma öncesinde başkaca yazılı itirazlarını sunmamış olup,alacaklılar toplantısına da katılmamıştır.
Bu nedenlerle, alacaklılar … A.Ş , Türkiye …. Bankası , Türkiye … Bankası A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 308/a maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2020 tarih, 2019/263 Esas 2020/455 Karar sayılı kararına karşı alacaklılar … A.Ş , Türkiye … Bankası , Türkiye … Bankası A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin İİK’nun 308/a maddesi uyarınca REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklılar … A.Ş , Türkiye … Bankası , Türkiye … Bankası A.Ş vekilinin alınması gereken harçlar yeterli olduğundan, yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
3- Alacaklılar … A.Ş , Türkiye … Bankası , Türkiye … Bankası A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, İİK’nın 308/a maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere esas yönünden oy birliği, harçlar yönünden oy çokluğu karar verildi. 01/07/2021
MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.