Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/463 E. 2021/457 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/463
KARAR NO : 2021/457
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2020/634
DAVANIN KONUSU : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/03/2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/11/2020 tarih ve 2020/634 Esas sayılı ara karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; şirketin borca batık olması nedeniyle iflası ve şirket müdürünün Covid-19 kapsamında evde bulunması gereken yaş grubunda olması, işleri idaresinin güçlüğü ve kısıtlanması için İzmir 9.SHM’de dava açılış olması sebebiyle tedbiren yönetici kayyumu atanması, ayrıca tedbiren şirketin mallarının defterinin tutulmasını talep etmiştir.
MAHKEMESİNCE : Her ne kadar davacı tarafça şirket malları için defter tutulması ve bunların yönetimi için tedbiren yönetici kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; davacı şirketin yetkilisinin 2013 yılından itibaren 20 yıl süre ile … olarak belirlendiği, şirkette herhangi bir organ boşluğunun söz konusu olmadığı, şirkette organ boşluğu olmadığı için şirkete yönetici kayyımı atanamayacağı, davacı tarafça ayrıca şirket malları için defter tutulmasının da talep edildiği, defter tutulması ile muhafaza tedbirinin İİK 161. Maddesinde düzenlendiği , eldeki davanın İİK 179. Maddesi gereğince açılan borca batıklık sebebiyle iflas davası niteliğinde olduğu, söz konusu maddeye göre açılacak iflas davalarında İİK 181. Maddesindeki yollama nedeniyle İİK’nın 161. Maddesinde bahsi geçen defter tutma tedbirinin uygulamasının söz konusu olmadığı ve davacının defter tutulması ile muhafaza tedbiri talebinin de reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış davacının yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
İİK 159.maddesi gereğince iflas talebi halinde mahkemenin alacakların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerine emredebilir düzenlemesinin İİK 181.maddesine göre borca batıklığa dayalı iflas talebi içinde uygulama alanı bulduğunu, iflas talebi açısından alacaklının ihtiyaç duyduğu her türlü korumanın tedbir kararı ile sağlanması gerektiğini,
yönetim organının hukuki olarak mevcut olup olmamasının değil, fiili olarak işlevini yerine getirip getirmediğinin önem taşıdığını, mahkemenin şekli bir ölçüt kullandığını, yönetim organının fiili olarak yükümlülüğünü yerine getirecek olsaydı tedbir kararının reddinin kabul edilebilir olacağını,
Covid-19 tedbirleri kapsamında şirket müdürünün görevini yerine getiremediğini,
şirket yetkilisinin ailesi tarafından vasi tayini talepli dava açıldığını, beyanla ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık İİK 179.madde gereğince borçlu şirket tarafından borca batıklık nedeniyle iflas istemine ilişkin dava kapsamında talep edilen şirketin mal varlığının defterinin tutulması ve yönetici kayyumu atanması taleplerinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Dava, borçlu tarafından İİK 179.madde kapsamında borca batıklık nedeniyle iflas istemi olup, derdest bulunmaktadır.
Şirketin 2012 yılı olan genel kurulunda …’un 20 yıl süre ile şirket müdürü seçildiği görülmüştür. şirket müdür …’un iflas bildiriminde bulunulmasına dair genel kurulda alınmış karar mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı ve mahkemenin yerinde görülen gerekçesine göre talep eden tarafça yönetici kayyumu atanması istenilmiş ise de şirketin organlarında henüz bir boşluk bulunmadığı gibi kısıtlandığına ilişkin de bir mahkeme kararı bulunmadığından bu aşamada yönetici kayyumu atanması talebinin reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük yoktur.
Talep eden tarafça şirket malları için defter tutulması talep edilmiş ise de, bu hususun İİK 159.maddesine göre hakimin takdirinde olduğu, HMK 341.maddesinde tarif edilen istinafa konu edilebilecek mahkeme kararlarından sayılmadığı anlaşılmakla, istinafa gelen davacı tarafın talebinde HMK’nun 341 ve 352/1.maddeleri uyarınca istinaf yolu caiz değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 352. maddesi uyarınca davacı vekilinin defter tutulmasına ilişkin tedbir talebine ilişkin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin 6100 sayılı HMK’nın 394., 395., 341. ve 352. maddeleri uyarınca istinaf yolu caiz olmadığından usul yönünden REDDİNE,
2-Davacı vekilinin tedbiren yönetici kayyumu atanmasına ilişkin talebinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30-TL istinaf harcından başlangıçta alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 18/03/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.